Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/930 E. 2021/992 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/930
KARAR NO : 2021/992
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2016
NUMARASI: 2014/394 Esas-2016/904 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarasına kayıtlı … Tic.Limited Şirketinin %50 hisseye sahip ortağı olduğunu,diğer % 50 hissenin …’e ait olduğunu,müvekkilinin davalılar … ve … ile …’nün oğlu olan dava dışı … arasında 26.04.2008 tarihinde …nun davalı şirketteki %50 hissesinin tamamının …’ye satılarak devredileceğine dair bir sözleşme imzalandığını,davalı …’in işbu sözleşmeye taraf olmakla şirket hisselerinin …’ye devredileceğine rıza gösterdiği gibi sözleşmenin 4. Maddesinin 3.fıkrasına göre 50.000 İngiliz Poundu tutarında bir bedeli …’na ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, hisseleri devreden müvekkili ile devralan … arasında 04.12.2008 tarihinde bir protokol daha yapıldığını ve hisse bedellerinin nasıl ve hangi vadede ödeneceğinin bu protokolle belirlendiğini, müvekkili ile … arasındaki İstanbul …Noterliğinin 04.12.2008 tarih ve … yevmiye numaralı Limited Şirketin hisse devri sözleşmesi ile müvekkilinin davalı şirketteki hisselerini …’ye devrettiğini devrin defterlere işlenerek ticaret siciline tescil ettirilmesinin ihtar edildiğini ancak şirket yetkilileri tarafından bu hususun ticaret siciline tescili için gereğinin yapılmadığını, beyanla davacı ile davalı arasında mevcut 04.12.2008 tarihli hisse devir sözleşmesinde TTK 520 maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmediği bu nedenle 04.12.2008 tarihli taraflar arasında aktedilen sözleşmelerin iptali ile sözleşmeye istinaden davalıya ödenen 130.450 GBT nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili, davacının birisi İngiltere’de birisi Türkiye’de bulunan iki limited şirketin hisselerini satın aldığını, davalının bu konuda kendi edimini ifa ettiğini , ancak davacının şirketlerin iştigal alanı olan nakliye sektörünün krizden etkilenmesi sonucunda sözleşmeden dönmenin yollarını aramaya başladığını ve davanın açılmasının gerçek sebebinin bu olduğunu, sözleşmenin 4 kişi tarafından imzalandığını.bundan dolayı sadece 1 kişiye karşı açılan dava ile sözleşmenin feshinin mümkün olmadığını, sözleşmenin konusunun biri İngiltere’de diğeri Türkiye’de mukim iki limited şirketin hissesinin devrini içerdiğini, oysa davacının sadece Türkiye’de mukim şirketin hisse devrini iptal etmek için dava açtığını,sözleşmenin her iki şirketide ilgilendirmesinden dolayı sadece Türkiye’de mukim şirketi ilgilendiren hisse devrini iptal için dava açamayacağını, hisse devrinin şirket pay defterine kaydedilmesi hususunda sözleşmeyi imzalayan 4,kişi olan …’in muvafakat vermediğini ve bundan dolayı kaydın gerçekleşmediğini, davalının ediminin hisseyi noterden devretmekten ibaret olduğunu ve kendi edimini yerine getirdiğini, davacıya destek vermeye hazır olduğunu ve …’e karşı birlikte eda davası açmayı kabul ettiği, ayrıca davalının ödendiği iddia edilen paraları almadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece davanın tarafları ve dava dışı kişiler arasında biri İngiltere’de , diğeri Türkiyede mukim 2 ayrı şirketin hisse devrinin kararlaştırıldığı,hisse devir sözleşmeleri ile söz konusu hisseler devredilmiş ise de TTK 521 maddesindeki şartlar sağlanmadığından davalı tarafça açılan davada pay devrinin şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi için TTK 520 maddesindeki ortakların 3/4 ünün olurunun gerekmesi nedeni ile devir şartlarının gerçekleşmediğinden tespit davasının reddine karar verilmesi ve kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiği, bu durumda pay devrinin ortada kaldığı gibi buna bağlı olarak karşı tarafın daha önceden yaptığı ödemeleri iade hakkının doğduğu, sözleşmeye göre uyuşmazlığın diğer yönünü oluşturan yurt dışında mukim şirketin hisse devrinin gerçekleştiğini, taraflar arasında kararlaştırılmış bulunan 130.450-GBP bedelin her iki şirketteki mevcut hisseler için kararlaştırıldığı dikkate alınarak ve ödenen bedel 150.000-TL lik bedelin sözleşme ve protokoller kapsamında takriben yarısına denk gelen 65.370,87- GBP nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; Taraflar arasındaki 04.12.2008 tarihli protokol hükümlerinin geçerli olarak kurulduğu, davalının Türkiye’de mukim şirketin hisse devrinin ortaklardan 3/4 ünün muvafakatı gerçekleşmediği, kusursuz imkansızlık durumunun ortaya çıktığı, devrin geçersiz olduğu davalının hisse devir borcunun bulunmadığı, iyi niyetli olduğu, sözleşme ve protokolde hisse devrine tekabül eden miktarın taraflarca belirlenmediği,iyi niyetli davalının TBK 79/1 gereğince kalanı iade etmesi gerektiği, iyi niyetli müvekkili açısından temerrüdün oluşmadığını belirterek kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; taraflar arasında imzalanan 26.04.2008 tarihli hisse devrine ilişkin sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkindir.Davacı, davalı ve dava dışı kişiler arasında sözleşme başlıklı 26.04.2008 tarihli belge,04.12.2008 tarihli protokol ve aynı tarihli Noterde yapılan Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmeleri imzalanmıştır. Glasgow da yerleşik …t Ltd. Ve İstanbul’da yerleşik … Tic.Ltd.Şti’nin hisse devir ve satışı kararlaştırılmıştır.26.04.2008 tarihli tarihli sözleşme ile davalı tarafından şirketlerdeki davalıya ait hisselerin % 50 sinin davacıya devredileceği ve davacı tarafından da 177.000 İngiliz Sterlini ödeme yapılacağı kararlaştırılmıştır. Beyoğlu ….Noterliğinde düzenlenen Hisse devir Sözleşmesi ile de davalının Türkiyede yerleşik şirkette mevcut % 50 hissesinin 150.000 TLkarşılığında devredildiği imza altına alınmıştır.Hisse devir sözleşmesi ile devredilen Türkiyede mukim … Ticaret Ltd.Şti .nin Noterden hisse devri yapılmış ise de eski TTK 520 (Yeni 595)maddesindeki ortaklar genel kurulunun onayı sağlanamamış , bu hususta davalı tarafça Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/630 E. Sayılı dosyası ile dava açılmış ve hisse devri yönünden tespit istenmiştir.Mahkemece 2013/194 K. Sayılı karar ile pay devrinin şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi için pay defterine kayıt yapılması ve kayıt için de ortakların 3/4 ünün olurunun gerekmesi sebebi ile devir şartları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiş ve karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.Yargıtay 11.HD.2011/471E-2011/1607 K. Sayılı kararında belirtildiği üzere “limited şirketlerde pay devrinin tarafları bağlaması yasada öngörülen pay ve paydaş çoğunluğunun devre muvafakat etmiş olmasına bağlı olup. bu muvafakat sağlanana kadar payın devri askıda kalmakta, payın devrinin ortaklar tarafından reddi halinde devir geçersiz hale gelmektedir.” Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı ile pay devri geçersiz hale gelmiştir.Devir geçersiz olduğu için artık davalının hisse devir borcu bulunmamaktadır, buna bağlı olarak davacının da daha önceden yaptığı ödemeleri talep hakkı doğmuştur. İngiltere ‘de mukim şirket hisselerininin devrine ilişkin bedel bakımında davanın reddine ilişkin hüküm davacı tarafça istinaf edilmemiş kesinleşmiştir.Türkiyede yerleşik şirket için devir sözleşmesi gereğince davacı tarafından ödenen 150.000- TL İngiliz Sterlininin Merkez Bankası kuru üzerinden 2.29646 TL üzerinden dönüştürülmesi ile benimsenen toplam bedelin yarısına isabet edecek şekilde 65.370,87 GBP olduğu belirlenmiştir. Öte yandan TBK’nın 117. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmede borçlu, zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşen iyi niyetli ise temerrüt için bildirim şarttır. Somut olayda ise alacak sebepsiz zenginleşmeden kaynaklansa da, taraflar arasındaki ilişki ve davalının zenginleşmesi dayanak sözleşmeden kaynaklandığından, davalı iyi niyetli kabul edilmelidir. Dava tarihi öncesinde davalıların temerrüde düştüklerine dair herhangi bir ihtar da bulunmadığından, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davalı vekilinin istinaf talebinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 10.246,50-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 2.561,62-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.684,88‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 24/06/2021