Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/912 E. 2021/989 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/912
KARAR NO : 2021/989
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2016/984 Esas-2018/1321 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Davanın kısmen kabulüne dair kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında, davalının … Ltd. Şti’ndeki hissesinin davacıya devri hususunda devir protokolü imzalandığını, aynı protokol ile bahse konu şirketin işlettiği … otoparkı alanında bulunan oto yıkama tesisinin de davalıya devredildiğini, protokol gereğince belirlenen 74.000-TL bedelin, 37.000-TL’sinin peşin, geri kalan kısmın 10 eşit taksitte ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak davalının yalnızca 21.000-TL ödeme yaptığını, bakiye 53.000-TL’yi ödemediğini, söz konusu alacağın tahsili hususunda davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …-esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava dilekçesi tebliğine rağmen süresinde cevap dilekçesi ibraz edilmemiş olup, süresinden sonra sunduğu dilekçe ve beyanlarında ödemeye dayalı olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalının protokolden kaynaklanan 74.000-TL borcunun 21.700-TL kısmını 02/10/2015 tarihinde, 2.200-TL’lik kısmını 22/12/2015 tarihinde banka aracılığıyla, 4.350-TL kısmını ise 30/10/2015 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü dosyasına ödediği, bu şekilde protokolden kaynaklanan borcun 28.500-TL’lik kısmının takip öncesi yapılan ödemelerle sona erdiği, takip tarihi itibariyle talep edilebilecek alacak miktarının 45.750-TL olduğu, davalının takip tarihi olan 25/12/2015 tarihinden iş bu davanın açıldığı 08/11/2016 tarihine kadar yaptığı 31.500-TL tutarındaki ödeme yönünden dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, davacının dava tarihi itibariyle itirazın iptali davasına konu edebileceği bakiye alacağının 14.250-TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1- Davacı vekili; taraflar arasında geçerli olan hisse devrine ilişkin protokolde senetlerden bahsedilmediğini, mahkemece protokolle herhangi bir ilgilisi bulunmayan alacaklısı … olan kambiyo senedine yapılan ödemeyi protokolden kaynaklanan alacak olarak değerlendirilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; her ne kadar mahkemece ödenmeyen 3 bonodan dolayı müvekkilinin davacıya 14.250-TL borcunun bulunduğu kabul edilmiş ise de, davanın bahse konu bonolardan dolayı başlatılan kambiyo takibine dayanmadığını,ödenmediği belirtilen bahse konu bonolarla ilgili üç ihtimal bulunduğunu, bunlardan birincisinin senetlerin ödenerek imha edilmesi olduğunu, ihtimalin ise bonoların halen davacının elinde bulunması olduğunu, bu ihtimalde ise davacının adi taklip yerine kambiyo takibi yapması gerektiğini, oysa somut olayda adi takip yapılması nedeniyle davacının elindeki bonolardan dolayı müvekkilinden mükerrer tahsilat yapmasının söz konusu olabileceğini; üçüncü ihtimalin ise, bahse konu bonoların üçüncü kişilere ciro edilmesi olduğunu, bu durumda da müvekkilinin bonoların hamili olan kişilere mükerrer ödeme yapmak durumunda kalacağını, bunun dışında, davacı ile yapılan protokole göre davacının müvekkilini … Bankası olan kefalet borcundan dolayı ibra ettirmeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin ibrası sağlanmadığı gibi kefaletinin de halen devam ettiğini ve bonolardan dolayı mükerrer ödeme ve davacının devraldığı şirketten kaynaklı kredi borçlarının riski altında bulunduğu, davacının takibi haksız ve kötüniyetli olarak başlattığı halde kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.Davacı ile davalı arasında … Ltd. Şti. ile ilgili hisse devir protokolünde, bahse konu şirketin işletmiş bulunduğu … otoparkı alanında bulunan oto yıkama tesisinin davalıya devredilmesi karşılığında, davalı tarafından davacıya … Ltd. Şti’ndeki hisseleri ile birlikte 74.000-TL ödenmesi kararlaştırılmıştır. … Ltd. Şti’nin ticaret sicili kayıtlarının tetkikinde; davalının dava dışı … Şirketi’nin 02/09/2015 tarihine kadar davacı ile birlikte nispetinde %50 ortağı olduğu, 02/09/2015 tarihinde davalının şirketteki % 50 hissesini davacıya devrederek ortaklıktan ayrıldığı, 02/09/2015 tarihinden sonra şirkette tek pay sahibi olarak davacı … ’ün kaldığı, şirketi temsil ve ilzama yetkili olarak pay sahibi davacı … ile dava dışı …’ün ayrı ayrı münferiden yetkili oldukları tespit edilmiştir. Uyuşmazlık ise, davacının davalıdan hisse devir sözleşmesi nedeniyle bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, bulunması halinde ise miktarının ne kadar olduğu hususuna ilişkindir.İbraz olunan banka dekontlarına göre; davalının söz konusu protokole istinaden Yapı Kredi Bankası aracılıyla ve … Hisse Devri açıklaması ile … Ltd. Şti’ne 02/10/2015 tarihinde 1.700-TL, 22/12/2015 tarihinde 2.200-TL, 11/03/2016 tarihinde 1.350-TL, 12/04/2016 tarihinde 1.500-TL, 24/06/2016 tarihinde 2.550-TL olmak üzere toplam 29.300-TL ödeme yaptığı tespit edilmiştir.Davalının ibraz ettiği 30/09/2015 tarihli senet çıkış bordrosunda, … Ltd.Şti’nin devir protokolüne ait taksit ödemelerine ilişkin 30/10/2015 vade tarihli 4.350-TL bedelli, 07/12/ 2015 vade tarihli 4.350-TL bedelli, 08/01/2016 vade tarihli 4.350-TL bedelli, 08/02/2016 vade tarihli 4.350-TL bedelli, 08/03/2016 vade tarihli 4.350-TL bedelli, 08/04/2016 vade tarihli 4.350-TL bedelli, 08/05/2016 vade tarihli 4.350-TL bedelli, 08/06/2016 vade tarihli 4.350-TL bedelli, 08/07/2016 vade tarihli 4.350-TL bedelli ve 08/08/2016 vade tarihli 4.350-TL bedelli senetlerin … adına vekaleten … tarafından …’dan teslim alındığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı vekili tarafından bahse konu senetlerin hisse devir protokolü ile ilgisinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; davalı tarafından davacı … vekaleten … teslim edilen 10 adet toplam 43.500-TL bedelli senetlerin teslimine ilişkin belgede bahse konu senetlerin hisse devri sözleşmesi ile ilgili olarak verildiğinin yazılı olması karşısında davacının bu senetlerin başka bir hukuki ilişki nedeniyle alındığına dair iddiaları yerinde bulunmamış, mahkemece de bu senetlerin davalıya taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesi kapsamında verildiğinin kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Mahkemece, davalı tarafından davacıya gerek hisse devri sözleşmesine atfen yapılan ödemeler ile senet teslim bordrosunda belirtilen senetlerin karşılığında yapılan ödemeler dikkate sonuca gidilmiştir. Fakat davalı tarafından davacıya verildiği sabit olan buna karşılık ödendiğine dair dekont veya makbuz ibraz edilmeyen 07/12/2015 vade tarihli 4.350-TL bedelli, 08/07/2016 vade tarihli 4.350-TL bedelli ve 08/08/2016 vade tarihli 4.350-TL bedelli senetlerin akıbeti davacıdan sorulmak suretiyle araştırılmamıştır. Senetlerin davacının elinde olup olmadığı ya da üçüncü kişilere devredilip devredilmediği davacıdan sorularak araştırılması, senet asıllarının davacının elinde olması halinde dosyaya ibrazının sağlanması, sonucuna göre sebepsiz zenginleşmeye ve mükerrer tahsilata yol açmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm tesisi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın 6100 sayılı HMK’nın 353(1)a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/984 Esas-2018/1321 Karar sayılı ve 26/04/2018 tarihli kararın HMK.’nun 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının kendisine iadesine,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 673,61-TL peşin istinaf karar harcının kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/06/2021