Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/911 E. 2019/841 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/911
KARAR NO : 2019/841
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2019/37 Esas
TALEP : Kayyım Atama
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/06/2019
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili;Davacıların davalı şirketi kurduklarını, 27/03/2017 tarihinde firmanın diğer ortağı …’e şirket hissesinin %75’inin devredildiğini, müvekkillerinden …’nın %12,5, …’nın %12,5 ve …’in ise %75 hissedar olduğunu,davalı ortağın tüm işlemlerini tek başına yürüterek bilgi vermediğini ayrıca şirketin içerisine dahi girmelerine izin vermediğini, davacıların şirket kayıtlarının dökümlerini istediğini ,fakat karşılanmadığını ,şirketin ticari faaliyetlerinde ciddi şekilde şüpheli işlem artışı yaşanmasının müvekkillerini tedirgin ettiğini ,münferit yetkilerini aşarak şirket hesaplarında her türlü tasarrufu yaptığını, müvekkillerinin yaptığı araştırmalar neticesinde bu artışın piyasaya kesilen gerçek dışı mesnetsiz fatura kesilmesinden kaynaklandığını, şirketin bu yönde işlemler yaptığını öğrendiğini, davalı tarafından mesnetsiz iddialarla sürekli müvekkilleri hakkında savcılığa şikayetlerde bulunulduğunu,taraflar arasında ticari iş yürütecek güven ilişkisi kalmadığını, bu nedenle müvekkillerinin davalı yan ile firmanın ticari faaliyetlerinin yürütülmesi bakımından herhangi bir menfaatleri kalmadığını belirterek davanın süresince … Sanayi Ticaret Limited Şirketine kayyum atanmasını ve dava sonunda şirketin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, talep sahibi davacıların, hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunmadıkları, şirketler hukukunda asıl olanın şirketin en geniş yetkili karar organı genel kurul tarafından seçilen yöneticiler ile yönetilmesi olup, mahkemece yönetime yapılacak müdahalenin çok kısıtlı olarak ve zorunlu hallerde yapılması gerektiği, bu gerekliliğin somut olay bakımından oluşmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin davalı şirkete yönetim kayyımı olmadığı taktirde denetim kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili; dava yoluyla şirkete kayım atanmasının talep edildiğini, müvekkillerinin bilanço ve defter kayıtlarına uluşmasının mümkün olmadığını, bu hususun dahi kayyım atanması için yeterli neden olduğunu, müvekkillerinin içerisine alınmadıkları bir şirketin kayıtlarına ulaşmalarının mümkün olmadığını, maddi olarak bir kazanç ve kaybının olup olmadığının denetlenememesinin tek başına kayyım atanması için yeterli bir gerekçe olduğunu, davalının müvekkillerine karşı kayıtsızlığı ve şirketin ticari faaliyetlerinde ciddi şekilde şüpheli işlem artışı yaşanmasının müvekkillerini tedirgin ettiğini, davalının gayri resmi olarak işlem yapıp yapmadığının malvarlığı değerlerini satıp satmadığının şirketin gayri yasal herhangi bir faaliyette bulunup bulunmadığının vergi ve benzeri yasal yükümlülüklerine riayet edilip edilmediğini, müvekkillerinin şirkete alınmadıklarından dolayı bilinmediğini, müvekkillerinin doğmuş ve doğacak telafisi mümkün olmayan cezai ve hukuki sonuçların engellenmesi için dava sonuna kadar yeminli mali müşavirlerin tedbiren şirkete kayyım olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Elde ki dava; 6102 sayılı TTK’nın 636.maddesine göre limited şirketin haklı sebeblerle feshine ilişkindir.Davacılar vekili ,davacıların şirket iş ve işlemleri ile ilgili olarak yönetici ortak tarafından bilgilendirilmediklerini ,ticari işlemlerde şüpheli artışlar olduğunu , ortaklar arasında ki güven ilişkisinin kaybolduğu,bilgi verilmemesinin tek başına kayyım atanması için yeterli olduğunu ileri sürmektedir. TTK nun 614.maddesi limited şirketlerde bilgi alma ve inceleme hakkına ilişkin olup ,”(1)her ortak müdürlerden ,şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir.(2) Ortağın ,elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa ,müdürler bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir;bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir.(3)Genel kurul bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse ,ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir.” şeklinde düzenlenmiştir.Somut olayda davacılar vekili, feshini talep ettiği şirket yönetimine tedbiren kayyım atanmasını talep etmiş ise de; HMK 389(1) gereği mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmektedir. Elde ki dava da ;henüz dilekçe teatisi aşamasında bulunulduğu HMK 389.vd. maddelerinde aranan yaklaşık ispat şartı yerine getirilmediği, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinin hiç birinin somut olayda gerçekleşmediği, talep sahibi davacıların, hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunduklarının anlaşılamadığı,mahkemelerce şirket yönetimine yapılacak müdahalenin çok kısıtlı olarak ve zorunlu hallerde yapılması gerektiği,kayyım tayini istemine dayanak edilen bilgi edinme hakkının kullanılabilmesine ilişkin yasal yolların mevcut olduğu ,ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı yönündeki takdirinde isabetsizlik görülmediğinden şirkete kayyım tayini isteminin reddi kararına karşı ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile HMK.’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.20/06/2019