Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/910
KARAR NO : 2020/215
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/01/2019
NUMARASI : 2016/857 Esas-2019/11 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/02/2020
Davanın kısmen kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin 20.05.2015 tarihinde müşterisi ….. Ltd. Şti ile bir satım sözleşmesi akdedildiğini, ürünün en kısa zamanda alıcıya ulaştırılması için aynı gün müvekkil şirket tarafından sevk irsaliyesi düzenlendiğini, akabinde davalı …. A.Ş. ile taşımacılık sözleşmesi akdedildiğini, ürünün davalı şirkete teslim edildiğini gösterir “Ambar Tesellüm Fişi” düzenlendiğini ve müvekkil şirkete teslim edildiğini, ürünün kargoya teslim edildiği bilgisini alan alıcının satım sözleşmesi gereğince kendi edim yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve 30.09.2015 ve 31.10.2015 tarihli iki adet çekin müvekkil şirkete teslim edildiğini, ancak aradan geçen süreye rağmen davalı şirket aracılığıyla kargolanan ürünün alıcıya amaçlanan süre içerisinde teslim edilmediği gibi; makul bekleme süresi kabul edilebilecek müddeti de bir hayli aşmasına rağmen gönderilene ulaşılamadığını, ürünün müvekkil şirketin müşterisine ulaşmaması sebebiyle müşterinin müvekkil şirket ile görüştüğünü ve teslimin vadesinde gerçekleştirilmemesi sebebiyle sözleşmeden dönüldüğünü, satış sözleşmesinin davalı tarafın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluğu yerine getirmemesi sebebiyle alıcının sözleşmeden dönmesi neticesinde müvekkili şirketin uğradığı 10.339,87- TL tutarındaki maddi zararın ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 20.05.2016 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili,davada müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafça taşınmak üzere teslim edilen emtianın müvekkili şirket tarafından taahhüt edildiği üzere alıcı (…) adresine ulaştırıldığını, alıcının kargo ücreti ödemek istenmeyerek, teslim alınmaktan imtina ettiğini, bu hususun derhal gönderici davacıya telefon yolu ile iletildiğini ve ödeme yapılmaması halinde ürünün çıkış şubesine ve ardından göndericiye iade edileceğinin davacıya bildirildiğini, alıcı tarafından ödemesi yapılmayan ve teslim alınmayan kargonun, çıkış birimine iade edildiğini, akabinde söz konusu kargonun müvekkili tarafından gönderici sıfatıyla davacıya teslim edilmek istendiğini, göndericinin davacının da ilgili kargoyu teslim almaktan imtina ettiğini, salt kargo bedelinin alıcı tarafça ödenmesi kabul edilmediğinden iade edilen emtianın gönderici tarafça da teslim alınmadığını, müvekkili şirket ile ilgili kargo taşımasını alıcı ya da gönderici olarak ilgililerine teslim edemediği gibi kargo gönderim ücretini de tahsil edemediğini, verdiği hizmetin karşılığını alamayan müvekkili şirketin bu taşıma ilişkisinde hizmeti layıkıyla yerine getirmesine rağmen, karşılığını alamadığını ve zarara uğradığını, bu durumda dava konusu kargoyu teslim almaktan imtina eden davacının, kargonun kaybolduğundan bahisle dava açmakta hukuki yararı olmadığı gibi korunacak menfaati de bulunmadığını, talep konusu edilen zarar tutarının ve daha sonra kusuru ve kusur ile zarar arasındaki illiyet bağının ispatı gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğuna gidilmesi ihtimalinde de talep edilebilecek tutar taşıma bedelinin üç katı ile sınırlı olduğunu, haksız ve hukuka aykırı davanın usul ve esas yönüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince; Davalının kendisine taşınmak üzere teslim edilen emtiayı alıcıya veya göndericiye iade ve teslim etmediği,sorumsuzluğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulune ,6102 sayılı TTK md. 880/3’e göre davacının taşımak üzere teslimden önce sattığı malın faturasında gösterdiği bedelin 9.442,81- TL olması ve davacının somut olay dolayısıyla uğradığı zararın davalıdan 9.442,81- TL olarak talep edilebileceğinin kabulü gerekçesiyle davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile 9.442,81- TL’nin 20/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; müvekkili şirketin, taşıma ilişkisi kapsamındaki edimlerini tam ve eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, müvekkili şirkete teslim edilen kargo içeriğinin kesin delillerle ispat edilemediğini, zira davacı ile dava dışı 3. kişi arasındaki ilişki kapsamında oluşturulan faturanın taşıma ilişkisinde taşınan emtianın tür ve niteliği açısından delil olarak kabulünün mümkün olmadığını, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilmesi ihtimalinde de talep edilebilecek tutar taşıma bedelinin 3 katı ile sınırlı olduğunu, kargoyu alıcı adresine süresinde ulaştırdığını, ancak kargo taşıma ücretinin ödenmemesi sebebiyle alıcısına teslim edilemediğini, talep konusu edilen zarar tutarının ve daha sonra kusuru ve kusur ile zarar arasındaki illiyet bağının davacı tarafça ispatlanamadığını, müvekkilinin bu kapsamda sorumluluğu bulunmadığını beyanla usul ve yasaya aykırı hükmün ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle taşıma sözleşmesine konu edilen malın, dava dışı alıcıya, davalı tarafından zamanında teslim edilmemesi ve akabinde davacıya iade edilmemesinden kaynaklı maddi tazminat davasıdır.Davalı , davacıdan 20.05.2015 tarih 791440 sayılı Ambar Tesellüm Fişine istinaden dava dışı … teslim etmek üzere ”taşıma ücreti alıcı ödemeli olarak”emtiayı teslim almıştır. Taşınacak eşyanın davalıya teslimi ile taraflar arasında taşıma sözleşmesinin akdedildiği ve emtianın davalıya teslim edildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından davacıya verilen 30.5.2016 tarihli yazılı cevap ile ; alıcısı …. olan … nolu irsaliye ile taşımaya konu edilen kargonun alıcıya teslim edilmek üzere faturadaki yazılı adrese ulaştırıldığı, alıcının ödemeli kargoyu teslim almak istemediği, kargo varış biriminde 3 gün bekletildiği, ilgili kargonun firmanızca da teslim alınmak istenmemesi sebebi ile alıcı/gönderici tarafından kabul edilmeyen kargo münasebetiyle depoya çekildiği, bu gönderilerde tasarruf hakkının taşıyıcıya geçeceğini ,kargonun akıbeti hakkında hurda deposunda gerekli araştırmanın yapılmakta olduğu ,kargo bulunduğu takdirde tarafınıza teslim edilebileceği ,kargonun teslim edilmeme nedeninin taşıyıcılık kaynaklı olmaması nedeniyle tazmin talebinin yerine getirilemeyeceği bildirilmiştir. Cevabi yazı içeriğine göre ürüne ilişkin davacı tarafından düzenlenen sevk irsaliyesinin davalının kabulünde olduğu anlaşılmakla ürün cins ve özelliklerinin sevk irsaliyesinde yazılı olması nedeniyle davalı vekilinin teslim edilen emtianın içeriğinin ne olduğunun ispatlanamadığına yönelik savunmaları ve istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesinde tesbit edildiğine göre ;davacının dava dışı alıcı arasındaki ticari ilişkiye ait kayıtlar incelendiğinde; davacı, dava dışı müşteri arasındaki sözleşme uyarınca 20.05.2015 tarih ve … seri no.lu 9.442,81- TL tutarında fatura düzenlenmiş ve karşılığını 20.05.2015 tarihinde … mo.lu çek tahsil makbuzu ile 2 adet toplam 9.440- TL.tutarındaki çekler iptal edilerek dava dışı şirkete iade edilmiştir. Davalı her ne kadar savunmalarında ,emtiayı alıcıya 25.05.2015’de ulaştırdığı halde alıcının taşıma bedelini ödeyerek gönderiyi teslim almadığı ve kargonun davacıya iade istendiyse de davacının da kargo ücretini ödemek istememesi sebebiyle kargonun davacıya da teslim edilemediğini ileri sürmüş ise de bu yoldaki savunmasını ispat edemediği gibi dava konusu gönderinin,davacı tarafından ihtarname keşide edilerek akıbetinin sorulması ve tazmin talep etmesi üzerine verilen cevabi yazıyla ”Kargonun akibeti hakkında hurda deposunda ilgili birimlerce araştırma yapıldığı,kargonun bulunması halinde davacıya teslim edilebileceği”bildirildiği anlaşılmakla davalıya taşınmak üzere teslim edilen emtianın alıcıya veya göndericiye teslim edilmediği hurda deposuna atıldığının anlaşılmasına göre davalı taşıyıcının ağır kusurlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. TTK nun 875-(1)maddesine göre “Taşıyıcı ,eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde ,eşyanın ziyaından ,hasarından veya tesliminde ki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. “TTK nun 882.maddesi uyarınca taşıyanın sorumluluğu kural olarak sınırlı sorumluluk ise de ; TTK 886.madde gereği zarara kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği hallerde taşıyıcı sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.Davalı taşıyıcının tam sorumluluk esasına göre sorumlu tutulmasında , TTK md.880/3’e göre davacının taşımak üzere teslimden önce sattığı malın faturasında gösterilen bedel olan 9.442,81-TL ye hükmedilmesinde isabetsizlik olmayıp , hükme yönelik davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 645,04- TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 162- TL harcın mahsubu ile bakiye 483,04- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 18/02/2020