Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/905 E. 2021/919 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/905
KARAR NO: 2021/919
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2018
NUMARASI: 2016/508 Esas-2018/1152 Karar
DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti ve Önlenmesi, Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Davanın kısmen kabulüne dair kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalılardan …’nın “ihaleye fesat karıştırma sebebiyle ihale yasaklısı olan kayı holding hakkında” konulu e-postayı kaleme aldığını, e-posta içeriğinde kasıtlı ve kötü niyetli olarak müvekkillerine yöneltilen asılsız ve gerçek dışı ithamların yer aldığını, işbu eylemin haksız rekabet teşkil ettiğini ve bu eylemin müvekkillerinin ticari itibarına ve ekonomik menfaatlerine zarar vermekte olduğunu, e-mailin … Ltd. Şti.’ne ait kurumsal elektronik posta adresinden gönderildiğini, e-mail içeriğinin gerçeği yansıtmadığını, davalılardan …’nın davacılar ile arasındaki husumetten dolayı bu e-maili gönderdiğini ileri sürerek haksız rekabetin tespitine ve önlenmesine, 25.000-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, …’nin ihale yasaklısı olduğu, ancak davalı … tarafından gönderilen e-postada davacının sahte evrak düzenlendiğinden bahsedildiği, soruşturma dosyası ve dosya kapsamından davacının sahte evrak düzenlemesi nedeniyle ihale yasaklısı olduğu hususunun ispat edilemediği, yine diğer davacı … İnş..A.Ş. hakkında yasaklama kararı olmamasına rağmen anılan davacıyı kötüleyici içerikli e-posta gönderildiği, gönderilen e-postanın … ismi ile gönderilmesi karşısında diğer davalının haksız rekabet teşkil eden fiilden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle, davalı … tarafından 17/03/2016 tarihinde …@…com.tr uzantılı elektronik posta adresinden gönderilen maillerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin önlenmesine, davacı …için 12.500-TL, davacı … İnşaat Sanayi ve Tic. A.Ş.için 12.500-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara ödenmesine, davalı … Ltd. Şti.’ne yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; davalı …’nın diğer davalı şirketin tek hissedarı ve yetkilisi olduğunu, davalı …’nın bahse konu e-postayı gönderirken şirket yetkilisi sıfatı ile hareket ettiğini, kendi şirketinin e-posta adresini kullanarak, müvekkillerinin ticari itibarını zedeleyip kendi şirketine iş sağlamayı amaçladığını, davalı …’nın kendi iştigal konusu olan kamu ihalelerine girip müvekkillerini saf dışı bırakarak haksız menfaat temin etmek için karalama kampanyasını başlattığını, davalının bunu yaparken davalı şirkete ait kurumsal uzantılı mail adresini kullandığını, bu nedenle davalı şirket yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … vekili; Davacının aynı olayla ilgili olarak müvekkilli hakkında bulunduğu suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/3757 Soruşturma sayılı dosyasının akıbetinin araştırılması gerektiğini, iddia edilen eylemin haksız rekabet olmayacağını ancak haksız fiil olarak değerlendirilebileceğini ve bu nedenle asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkili tarafından gönderilen e-postanın konusunun …’nin ihale yasaklısı olması ile ilgili olduğunu, bu hususun KİK ndan gelen yazı cevabı ile doğrulandığını, müvekkilinin diğer davacı şirketin ihale yasaklısı olduğuna dair bir beyanının bulunmadığını, mahkemece ve bilirkişi tarafından bu hususların dikkate alınmadığı gibi ihale yasaklılığına dair teftiş raporlarının dayanak belgelerinin getirtilmeden karar verildiğini, ayrıca bahse konu soruşturmaların Sağlık Bakanlığı tarafından başlatıldığını, Sağlık Bakanlığı’na ve ilgili hastanelere müzekkere yazılmadığını, … Holding’in %100 hisse ile sahibi olduğu … A.Ş.nin 6 farklı devlet ihalesinde sahte evrak kullanmak ve ihaleye fesat karıştırmak nedeniyle devlet ihalelerine katılmaktan yasaklandığını, bu hususun Resmi Gazete’de yayımlandığını, bunun sonucunda … ve … A.Ş.’nin de yasaklandığını, … Holding hakkında İstanbul, Gaziantep, Giresun Cumhuriyet Başsavcılıklarında FETÖ/PDY kapsamında devam eden soruşturmalar bulunduğunu, kararın ve karara esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı … tarafından bir çok firmanın kurumsal e-posta adreslerine müvekkilleri hakkında kötüleyici ifadeler içeren e-postalar gönderilmesinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, haksız rekabet oluşturan bu davranışın önlenmesini ve manevi tazminat ödenmesini talep etmiştir. TTK’nun 54/2’nci maddesinde, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız rekabet olarak düzenlenmiştir. Bahsi geçen bu hükmün yanında Kanun’un 55’inci maddesinde dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamaların başlıcalarına yer verilmiş, hükmün (a) bendinde dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar haksız rekabet halleri olarak örnek kabilinden sayılmıştır. Bu bent kapsamında “başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” haksız rekabet olarak kabul edilmiştir. Kötüleme, genel anlamda bir kişi hakkında olumsuz intiba yaratılması anlamına gelmekte olup, yaratılan olumsuz intibanın kişinin ticari hayatını da etkilemesi durumunda haksız rekabet söz konusu olur. Kötülemenin, haksız rekabet meydana getirebilmesi için, kötüleme içeren bir beyan mevcut olmalıdır. Ayrıca bu beyanların, başkalarının şahsı, malları, iş ürünleri, fiyatları, faaliyetleri veya ticari işleri ile ilgisi bulunmalıdır. Bunun dışında bu beyanın yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici nitelikte olması da gerekmektedir. Davalı … tarafından “ihaleye Fesat Karıştırma Sebebiyle İhale Yasaklısı Olan Kayı Holding Hakkında” konu başlığı altında, çok sayıda firmanın kurumsal e-posta adreslerine “Sayın yetkili, üyeleriniz arasında bulunan … İnşaat’ın sahibi … Holding, devlet ihalelerinde sahte evrak düzenlemek ve ihaleye fesat karıştırmak suçlarından dolayı kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmıştır. (27.02.2016 tarihli resmi gazetede yayınlanmıştır.) 6 farklı devlet ihalesinde, sahte evrak kullandığı ve ihaleye fesat karıştırdığı tespit edilen … Holding hakkında ilgili idarelerce, Ordu, Giresun, Çanakkale ve Mersin Cumhuriyet Savcılıklarınca suç duyurusunda bulunulmuştur. … holding hakkında kamu idareleri tarafından yapılmış olan suç duyurularının içeriği yüz kızartıcı bir suç olan resmi evrakta sahtecilik ve ihaleye fesat karıştırma suçudur. … holdingin ihaleye fesat karıştırma suçunu işlemesi ve bu suçu mükerrer (6 farklı ihalede) işlemesi sebebiyle, iştiraki olan kayı inşaat ve diğer şirketleri ile ilgili de soruşturmalar devam etmektedir. Yurtdışı müteahhitlik belgelerinin, ülkemizin güzide, temiz ve dürüst inşaat şirketlerine verilmesi gerektiği apaçık bir gerçektir. Yüz kızartıcı bu suçları 6 kez işleyen … Holding’in iştiraki olan … İnşaat’ın yurtdışı müteahhitlik belgesinin de iptal edilmesi gerekmektedir. Sahte evraklarla ihaleye katılan ve ihaleye fesat karıştırdığı 6 kez tescil edilerek ihale yasaklısı olan … Holding’in sahibi olduğu … inşaat ile ilgili olarak birliğinizin de gerekli yaptırımları uygulamasını beklemekteyiz.” içerikli e-postanın gönderildiği hususu ihtilaf dışıdır. Kamu İhale Kurumu’na yazılan müzekkere cevabından davacılardan … A.Ş. İle ilgili herhangi bir yasaklılık kaydı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer davacı …nin ise iştiraki olduğu dava dışı … A.Ş.nin, Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanlığı’nın “Manyetik Rezonans Görüntüleme Hizmet” alımı konulu 2014/178852 nolu ihale dosyasına “İş deneyimini gösteren belgesi kullanılacak ortağa ilişkin ortaklık durum belgesi”ndeki bilgilerin gerçeği yansıtmaması nedeniyle ihalelerden yasaklandığı, davacı …’nin de dava dışı … A.Ş.nin %50 sinden fazla hissesine sahip olması nedeniyle 4734 sayılı Kanunun 38. maddesinin 2. fıkrası gereğince ihalelerden yasaklandığı dosyadaki bilgilerden anlaşılmaktadır. Davalı … tarafından, birçok firmanın kurumsal adreslerine gönderdiği e-posta içeriğinde ise davacı …’nin devlet ihalelerinde sahte evrak düzenlemek ve ihaleye fesat karıştırmak suçlarından dolayı kamu ihalelerine katılmaktan yasaklandığı belirtilmiş, … AŞyi de davacı … ile ilişkilendirerek açıklamalarda bulunmuştur. Buna karşılık davacı tüzel kişilerin yöneticileri hakkında “sahte evrak düzenlemek” veya “ihaleye fesat karıştırmak” suçları ile ilgili herhangi bir mahkumiyet kararı bulunmamaktadır. İhale dosyasına gerçeğe aykırı bilgilere dayalı belge sunan dava dışı … A.Ş. ve bu şirketin %50’sinden fazla hissesine sahip olan davacı … ihalelerden yasaklanmış ise de, davalı tarafından oluşturulan elektronik posta içeriğinin davacı … bakımından sadece bu yönüyle doğruluk payı bulunmaktadır. Elektronik posta içeriğindeki açıklamalar, bütün olarak değerlendirildiğinde gerçeğin sunuluş biçimi itibariyle üçüncü kişiler nezdinde, davacı şirketlerin ihalelere fesat karıştırdığı ve evrakta sahtecilik suçunu işlediği, bununla ilgili kesinleşmiş mahkumiyet kararının bulunduğu hususunda yanlış bir kanı oluşturabilecek nitelikte açıklamalardır. Bu nedenle mahkemece davalı … tarafından 17/03/2016 tarihinde …@…com.tr uzantılı elektronik posta adresinden gönderilen e-postaların haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin önlenmesine ilişkin hüküm verilmesinde , davacı taraf lehine manevi tazminat takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekili ise, davalı …’nın davaya konu olan e-postayı davalı şirkete ait kurumsal uzantılı mail adresi kullanılarak gönderildiğini, bu eylemi ile müvekkili şirketleri saf dışı bırakarak davalı şirket adına iş sağlamayı amaçladığını ileri sürmektedir. Fakat bahse konu e-posta davalı şirkete ait kurumsal uzantılı e-posta adresinden gönderilmiş ise de davalı …’nın açıklamanın sonunda sadece kendi ismine yer verdiği, davalı şirket adına hareket edildiğini gösteren bir ibareye veya şirket unvanına yer vermediği anlaşıldığından davalının elektronik postayı davalı şirket adına değil şahsı adına gönderdiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece davalı şirket yönünden davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı …’dan alınması gereken 1.707,75‬-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 427-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.280,75‬-TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/06/2021