Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/904 E. 2021/447 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/904
KARAR NO : 2021/447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2018
NUMARASI: 2016/168 Esas 2018/1164 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Asıl ve karşı davanın kabulüne ilişkin verilen hükmün asıl davada davacılar ve davalılar ile karşı davada davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı-karşı davalı vekili; müvekkili … tarafından kurulan … şirketine kardeşi … önce ortak olarak alındığını ve bilahare kendisine münferiden atacağı imza ile şirketi 10 (on) yıl müddetle temsil ve ilzam yetkisi verildiğini, … Nijerya’da kurulu dava dışı … unvalı şirkete 90 gün vadeli ve vesaik mukabili teslim şekilli büyük çaplı inşaat malzemeleri ihracatı yaptığını ve ihracat işlemlerinin başlangıçta … tarafından bizzat yürütülürken, 2005 yılından itibaren de kardeşi … ihracat işlemlerinin devam ettiği sırada davalı … diğer davalı … şirketini kurduğunu ve kendi şirketi üzerinden de Nijerya’da kurulu aynı dava dışı şirkete davalı … Bankası Şubesi üzerinden 90 gün vadeli ve vesaik mukabili teslim şekli ile inşaat malzemeleri ihracatına başlandığını, davalı … A.Ş.’nin Nijerya’da kurulu dava dışı şirkete aynı banka üzerinden inşaat malzemeleri ihraç etmeye başlamasıyla birlikte, dava dışı şirkete ihracat yapan ve … tarafından yönetilen iki ayrı ihracatçı şirketin ortaya çıktığını, Ocak 2014 ayında başlayan bu durumunun fazla uzun sürmediğini ve davalı … davacı … hisselerinin tamamını davacı … devrettiğini, 20.08.2014 tarihinden itibaren davacı … ortaklığı ve temsil/ilzam yetkisi kalmayan … 09.09.2014 tarihinde … antetli kağıdına ve bu şirketin kaşesinin üzerine de abisi … imzasını taklit etmek suretiyle sahte bir evrak düzenlediğini, düzenlediği bu sahte evrakı davalı … ile ihracat işlemlerine aracılık eden diğer davalı … Bankasına gönderdiğini ve esasında kendi şirketi … A.Ş.’nin yapmadığı altı adet ihracata ilişkin evrakın bedelsiz olarak dava dışı … teslimini ve bu evraklara isabet eden ihracat bedellerinin de kendi şirketi olan davalı … A.Ş.’nin hesabına havale edilmesini talimatlandırdığını, bu talimatı alan davalı … Bankası’nın talimat üzerinde ihracat bedellerinin tutarı gösterilmediğini ve tutarların ilave edilmesi gerektiğini bildirdiğini, davalı … eksiklikleri gidererek kendi mail adresi üzerinden ertesi gün gönderdiği sahte talimatı, başkaca bir kontrol yapmadan doğruca dava dışı … Bank’a aktardığını, bu talimat üzerine dava dışı … Bank’ın 17.09.2014 tarihinde davalı …’nın 281446 ve … sayılı iki adet ihracat faturası ile yaptığı ihracatların bedeli olan iki adet 301.942-usd’yi davalı … A.Ş.’nin hesabına havale ettiğini, talimat evrakının sahte olduğunu tespit eden davacının 18.09.2014 tarihinde davalı … Bankasına bir talimat göndererek, sahte talimat kapsamındaki diğer dört adet ihracat bedelinin kesinlikle … A.Ş.’nin hesabına gönderilmemesi için … talimat gönderilmesini talep ettiğini, davalı bankanın da aldığı son talimatı derhal dava dışı … Bank’a gönderdiğini, … Bankasının talimatına rağmen, … Bank’ın 19.09.2014 tarihinde, bir adet 150.952-usd’yi davalı … A.Ş.’nin hesabına havale ettiğini, ancak paranın davalı … Bankası tarafından bloke edildiğini, böylece sahte talimat yüzünden davacı … gerçekleştirdiği üç adet ihracat bedeli olan toplam 754.836-usd’nin davalı … A.Ş.’nin hesabına aktarıldığını, davalı … bu işlemleri dava dışı … ile işbirliği içinde gerçekleştirdiğini, davalı … ise davalı … kayınbiraderi olup onun yönlendirmesiyle talimat yazısını bankaya götüren kişi olduğunu, davalı bankanın da özen ve denetim görevini ihmal etmesi nedeniyle sorumlu olduğunu belirterek, sahte talimatlar ile haksız yere davalı …. ödenmesi sağlanmış olan müvekkiline ait ihracat bedellerinden fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalarak, 754.950-usd’nin davalının hesabına girdiği 17.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:1- Davalı … Bankası vekili; davacıların fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olsalar da iki adet 301.942-usd ve bir adet 150.852-usd’den fazlasını talep edemeyeceklerini, müvekkilinin kendisine gönderilen ıslak imzalı talimata dayalı olarak işlem yaptığını, talimat üzerindeki imza ile davacının bankadaki imzalarının uyumlu olduğu görülerek işlem yapıldığını, talimatın sahte olduğunun 18.09.2014 tarihinde bildirilmesi üzerine hemen dava dışı … talimat verdiklerini, anılan bankanın bu talimata rağmen 19.09.2014 tarihinde 150.952-usd’yi gönderdiğini ve bu paranın bloke edildiğini, bilirkişi tarafından da talimat üzerindeki imzanın ilk bakışta … imzasına benzerlik gösterdiğinin tespit edildiğini, davaya konu edilmeyen üç adet ihracat bedelinden … sayılı ihracat bedeline karşılık gelen 301.942-usd tutarın davacının hesabına geçirildiğini, diğer iki ihracata ilişkin yurtdışı bankanın ödeme yapıp yapmadığını müvekkilinin bilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından bir çok talimatın mail yoluyla iletildiğini, diğer davalı … tarafından da iletilen birçok talimat bulunduğunu, ayrıca ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 2-Davalılar …. AŞ vekili; müvekkiline ödenen paranın davacı şirkete ait olduğunun iddia edildiğini, davacı … doğrudan zararı olmadığından bu davacı bakımından davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, yine davalı … aleyhine açılan davanın da husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacı … dava dışı … alacaklı olmayıp 89.740,15 -usd borcunun bulunduğunu, buna karşılık … A.Ş.’nin aynı dava dışı şirketten 2.136.096-usd alacağı bulunduğunu, gönderilen paranın da müvekkilinin dava dışı şirketten alacağına mahsuben gönderildiğini, müvekkilinin proforma süresi dolmadığı için paranın proforma süresi dolmuş olan davacı şirket referansı ile gönderildiğini, davalılardan … kendisine verilen görevi yerine getirdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
KARŞI DAVA: Davalı-karşı davacı … vekili; müvekkili şirket yetkilisi … karşı davalı … yetkilisi olarak görev yaptığı dönemde, karşı davalı …, yurt dışı taşıma işlerini yapan dava dışı … 59.088-usd tutarında borcu kaldığını ve ekonomik sıkıntılar yüzünden ödeyememesi üzerine, karşı davalı …’nın bilgisi dahilinde bu borcu müvekkili … ödediğini, hatta borcun karşı davacı … tarafından ödendiğine dair dava dışı … tarafından düzenlenmiş belgenin de dava dosyasına sunulduğunu, karşı davalı … sebepsiz zenginleştiği bu tutarı müvekkiline ödemesi gerektiğini belirterek, 59.088-usd’nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP: Davacı-karşı davalı … vekili; müvekkilinin taşımacı şirkete borcunun olup olmadığı konusunun karşı davacıyı ilgilendiren ve ilzam eden bir yanının bulunmadığını, taşımacı şirketten bu konuda müvekkiline herhangi bir ihtar-ihbar ve talebin gelmediği gibi, karşı davacı şirketin böyle bir bedeli ödeyeceğini veya ödediğini müvekkiline bildirmediğini, müvekkilinin durumdan işbu dava ile haberdar olduğunu, müvekkilinin bu duruma icazet vermediğini, uyuşmazlıkta vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanamayacağını belirterek, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; asıl davada; dava konusu ihracat bedellerinin davacı şirkete ait olması nedeniyle, davacı … yönünden açılan davada aktif husumetinin bulunmadığı,davacı şirket yönünden açılan davanın dava konusu davalı … hesabına sahte talimatla aktarıldığı anlaşılan ihracat bedelleri olan 754.836-usd yönünden davalılar … ile adı geçen şirketin temsilcisi davalının tüzel kişinin haksız fiilinden birlikte sorumlu olmakla, davalı … açısından kabulünün gerektiği, davalı bankaya açılan dava yönünden, davalı bankanın sorumluluğu 2. derecede sorumluluk olduğundan, asıl haksız fiil sorumlularından tahsil edilememesi halinde acziyet belgesine istinaden davalı bankaya karşı talepte bulunulması gerektiğinden davalı bankaya karşı erken açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalı … yönünden ise, adı geçen kendisine verilen görev doğrultusunda evrakı bankaya götürmüş olup işlemin içeriğini bilerek ve isteyerek zarar verme kastıyla yaptığı hususu dosya kapsamıyla kanıtlanamadığından, bu davalı hakkında açılan davanın reddinin gerektiği;Karşı dava açısından, TBK’nın vekaletsiz iş görme hükümlerne ilişkin 529/2 maddesinin atfı gereğince sebepsiz zenginleşme hükmünün uygulanması gerektiği, karşı davacının ödemesi ile karşı davalının borcunun azalması nedeniyle sebepsiz zenginleştiği, bu nedenle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşı davanın kabulünün gerektiği gerekçesiyle; davacı … tarafından açılan davanın davalılar … ve … yönünden kabulüne, davacı Süleyman Kaptan yönünden açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı … yönünden kanıtlanamayan davanın reddine, davalı … Bankası yönünden erken açılan davanın reddine, karşı davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1- Asıl dava bakımından davacılar vekili; davalı bankanın talimat aslını istemeyerek fotokopi belge ile işlem yapması, talimatta imza yönünden araştırma yapmaması, ihracat bedelinin ihracatçı müvekkili yerine doğrudan davalı şirkete ödenmesinin istenmesi ve yüksek bir meblağlı yönlendirmeye karşılık müvekkilinin bilgilendirilmemesi nedeniyle özen ve denetim görevini ihmal ettiğini, bu nedenle davalı bankanın da diğer davalılarla birlikte müteselsil sorumlu bulunduğu, karşı davada ise müvekkilinin bilgisi ve onayı dışında işlem yapıldığını, bu konuda davacının iddiası yokken mahkemece sebepsiz zenginleşmeye dayalı karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, müvekkilinin … firmasına bir borcu bulunmadığını, ayrıca karar tarihi kur karşılığı vekalet ücreti daha yüksek olmasına rağmen mahkemece eksik vekalet ücretine hükmedildiğini, müvekkiline iadesi gereken peşin harcın da yanlış hesaplandığını, müvekkili şirket yetkilisi ve imzası taklit edilen davacı … yönünden davanın kabulü gerektiği gibi sahtecilik eyleminde yeri ve sorumluluğu bulunan davalı … de sorumluluğuna hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak hükmün düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 2-İstinaf yoluna başvuran davalı-karşı davacı ile diğer davalılar vekili; müvekkili … hakkında açılan davanın kanıtlanamadığından reddine karar verildiğini, diğer davalı … Bankası için ise davanın erken açılması nedeniyle reddine karar verildiğini, ancak her iki davalı için ortak tek vekalet ücretine hükmedildiğini, ret sebepleri ayrı olduğundan vekalet ücretine de ayrı ayrı, … lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini,müvekkili … sorumluluğuna ilişkin delil bulunmadığını, müvekkilinin, sahte olduğu iddia edilen belgenin düzenlendiği tarihte … şirketinden ayrılmış olduğunu, bu nedenlerle hakkındaki davanın reddinin gerektiğini, dava dışı … tarafından 17.9.2014 tarihinde … numaralı invoice ile müvekkili … 301.980- USD gönderildiğini, aynı invoıce ile … tarafından davacı …’ya 301.980- USD’nin 19.03.2015 tarihinde gönderildiğini, buradan anlaşılacağı üzere invoice numaralarının tek bir ödemeye özgülenmediğini, aynı invoice numarası ile birden fazla ödeme yapılabildiğini, bir an için müvekkili …’ya gönderilen paranın davacı …’ya ait olduğu düşünülse dahi, ınvoıce no: … için dava dışı … davacı …’ya dava öncesinde ödeme yapılmış olduğuna göre, davacı ..’nın bu fatura bedeli olarak mükerrer talep etmiş olduğu 301.980-USD’ye ilişkin talebinin reddinin gerektiğini, kararın bu yönden kaldırılmasının gerektiğini, bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere, müvekkili … dava dışı …. alacaklı olduğu, davacı … ‘nın ise dava dışı şirkete borçlu olduğunun kanıtlandığını, dava dışı … şirketi yetkilisinin Nijerya Noterliği’nde … ve … şirketlerini muhatap alarak davacı …’ya borçlu olmadığını, davalı …’ya borçlu olduğunu, gönderdiği paranın da …’ya ait olduğunu noter huzurunda beyan ettiğini, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, 09.9.2014 tarihli belgenin, müvekkili … davacı … yetkilisi … tarafından düzenlenmiş olarak verilerek bankaya götürmesinin söylendiğini, bu tarihte müvekkili …. şirketinden tamamen ayrılmış olduğunu, bu belgenin düzenlenmesiyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, mahkemece bu belgenin müvekkili … tarafından düzenlendiği şeklindeki görüşün dava dilekçesinde dahi iddia edilmediğini, mahkemece davacı … nın dava dışı … ’dan alacağı olup olmadığı irdelenmeksizin sadece belgenin sahte olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, sahte imzanın, alacağın kime ait olduğunu belirleyemeyeceğini, ayrıca müvekkillere karşı yapılmış herhangi bir ihtar bulunmadığından ancak dava tarihi itibarıyla faiz talebinin mümkün olduğunu, bu nedenle hükmedilen faiz başlangıç tarihininkanuna aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl dava, davacı şirkete ait olup sahte talimat yazısıyla davalı şirket hesabına gönderilen ihracat bedelinin tahsili; karşı dava ise, karşı davacının karşı davalıya ait olup, alacaklısı … ödediği borcun vekaletsiz iş görme ve nedensiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili istemine ilişkindir.Asıl davada; davacı şirketin dava dışı Nijerya’da kurulu … unvanlı şirkete 90 gün vadeli ve vesaik mukabili teslim şekilli inşaat malzemesi ihracatı yaptığı, şirketin temsil ve ilzam yetkisinin, ortaklıktan ayrıldığı 20.08.2014 tarihine kadar davalı … bulunduğu, davalı … aynı zamanda kurucu ortağı ve yetkilisi bulunduğu … şirketi aracılığıyla da aynı dava dışı şirkete ihracat yaptığı, böylelikle davalı … kendi şirketiyle birlikte davacı şirketi de temsil ettiği, davacı şirket adına düzenlenen 09.09.2014 tarihli talimat yazısı ile davacı şirket tarafından dava dışı …ya yapılan 6 adet ihracata ilişkin bedelinin davalı … şirketinin hesabına havale edilmesinin bankadan talep edildiği, davalı banka tarafından talimatın … aktarılmasıyla iki adet 301.942-USD olmak üzere 603.884-USD tutarın davalı Cemina’nın hesabına aktarıldığı, davacı şirket yetkilisi olan davacı … 18.09.2014 tarihinde talimatın sahte olduğunu bildirmesi üzerine davalı banka tarafından … talimat gönderildiği, davalı bankanın talimatına rağmen … davalı şirket hesabına 19.09.2014 tarihinde havale ettiği 150.952-USD ihracat bedeline ise davalı banka tarafından bloke konularak davalı şirkete ödenmediği, davacı şirket adına düzenlenen 09.09.2014 tarihli talimat yazısı altında bulunan imzanın ise davacı şirket yetkilisi … eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.Karşı davada ise; davacı şirketin, taşıma işlerini yapan dava dışı … şirketine olan 59.088-USD borcunun davalı … tarafından ödendiği, davacı şirketin bu borcunun ödenmesi yönünde davalı şirkete bir talimatı veya onayının bulunmadığı, ancak dava dışı … tarafından düzenlenen yazıda, … bu borcunun … tarafından kendilerine ödendiğinin belirtildiği görülmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, davacı şirket ticari defterlerinde dava dışı … borçlu olarak gözükmekte ise de, davalı banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı şirketin …’dan dava konusu tutarın da üzerinde alacaklı olduğu tespit edilmiştir. … dava konusu tutarları gönderirken davacı … 281446, 281493 ve 281472 sayılı faturaları ile gerçekleştirdiği ihracat bedeli olduğunu belirtmesi de, dava konusu ihracat bedellerinin davacı şirkete ait olduğunu doğrulamaktadır. Ticari defterlerdeki kayıtların, bu defterlere dayanan taraf lehine delil olabilmesi için, bu tarafın tüm ticari defter ve belgelerini incelemeye sunması, bütün defterlerin birbirini teyit etmesi, tasdike tabi olanların açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunması, bundan sonra, bu kayıtların dayanak belgelerle de sabit olması koşullarının tamamının birlikte oluşması zorunlu olup, dayanak belgeler bağımsız delil niteliği taşımadıkça tek başına delil kabul edilemez. Ancak tacirin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı için lehine delil olarak kabul edilemediği hallerde dahi, ileri sürülen alacağın varlığı dayanak belgelerle kanıtlanabiliyorsa, alacağın hüküm altına alınması gerekmektedir. Bu kapsamda söz konusu ihracat bedellerinin davacı şirket defterlerinde yer almaması ve davacının kayden dava dışı Uche’ye borçlu gözükmesi, ihracat bedellerinin davacı şirkete ait olduğu gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır. Bu kapsamda davalıların, … tarafından karışıklık sonucu bedelin davacı şirketin referans numaraları ile gönderildiği yönündeki savunmalarına itibar edilmesi de mümkün değildir. Ayrıca … invoice numarası ile … tarafından davacı … 19.03.2015 tarihinde yapılan 301.980-USD’lik ödeme dava konusu olmayıp, ihracat vesaikinin karşı firmaya teslimi için davalı bankaya gönderilen talimat yazısının da 09.07.2014 tarihli olduğu, söz konusu ödemenin dava konusu ihracat bedelleriyle ilgisinin bulunmadığı görülmekle, işbu ödemenin talep edilen alacaktan düşülmesi gerektiği yönündeki davalı taraf savunmasına itibar edilmemiştir. Davacı … davacı şirket ortak ve yetkilisi olup, ihracat bedeli de davacı şirkete ait olmakla, davacı … tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. O dönem davacı şirket çalışanı olup eylemi sahte olduğu tespit edilen talimat yazısını bankaya iletmekten ibaret olan davalı …, davacı şirket aleyhine zararlandırıcı işlemlere bilerek iştirak ettiğine dair bir eyleminin bulunduğu ileri sürülüp ispatlanamadığına göre, davalı … yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi de doğrudur. Yukarıdaki tespitler doğrultusunda, davacıya ait olup, sahte talimatla davalı şirket hesabına ödenen ihracat bedellerinden davalı şirketin sorumlu olduğu açıktır. Davalı … ise, ihracat bedellerinin gönderildiği tarih öncesinde davacı şirketten ayrılmış ise de, ihracat bedellerinin sahte talimatla havale edildiği … kurucu ortağı ve yetkilisidir. Sahte talimat yazısının bu davalı tarafından düzenlenip düzenlenmediği tespit edilmemişse de, yöneticisi bulunduğu şirket hesabına gönderilen böylesi yüklü miktarda bedelden haberdar olmaması, bir dönem her iki şirketin de yetkilisi olması nedeniyle bu işlemin bilgisi dışında gerçekleşmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Kaldı ki ceza soruşturmasında ifadesi alınan davalı … 10.02.2017 tarihli ifadesinde, 2014 yılı Eylül ayında 09.09.2014 tarihli iki adet talimatı davalı … kendisine vererek bankaya mail atmasını istediğini, kendisinin de mail atarak evrak asıllarını da bankaya götürdüğünü, teslim ettiği evrakın … imzalı olarak kendisine verildiğini beyan etmiştir. Bu deliller doğrultusunda, davacı şirkete ait ihracat bedellerinin haksız olarak hesabına geçirildiği … ile birlikte davalı … da söz konusu ihracat bedellerinden, haksız fiil sorumluluğu kapsamında sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Davalı banka, haksız fiil niteliğinde gerçekleştirilen işlemin tarafı değildir. Davacının, oluşan zararını yukarıda belirtildiği üzere sorumlulukları tespit edilen diğer davalılardan tahsil olanağı bulunmaktadır. Dolaysıyla davalı bankadan talepte bulunulabilmesi için, öncelikle davacının asıl sorumlular hakkında tüm hukuki yolları tüketmesi ve buna rağmen alacağını tahsil edememesi gerekmektedir. Davalı banka aleyhine açılan davanın erken açıldığından reddine karar verilmesi de doğrudur. Karşı davada ise, davacı şirketin taşıma işleri nedeniyle dava dışı … şirketine olan 59.088-USD borcunun, davacının bilgi ve onayı dışında davalı … tarafından ödendiği, yapılan ödeme tutarında davacı-karşı davalının nedensiz zenginleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı-karşı davacı, TBK’nın 529/2. maddesi gereğince nedensiz zenginleşme hükümlerine göre, ödediği bu tutarı davacı-karşı davalıdan talep edebilecektir. Bu nedenle karşı davanın kabulünde de isabetsizlik bulunmamaktadır. Ayrıca davacılar vekili tarafından kabul edilen tutar üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin eksik hesaplandığı ileri sürülmüşse de, karar tarihi kur değerinin esas alınması mümkün olmadığından, davanın yabancı para üzerinden açılması nedeniyle dava tarihindeki kur karşılığı- TL değer üzerinden nispi vekalet ücreti hesaplanması da doğrudur. Ancak davacının yatırdığı peşin harç tutarının 38.424,38- TL olmasına rağmen, hüküm fıkrasında 2.913-TL olarak belirtilerek davalılardan tahsiline karar verilmesi, yine davalılardan tahsil edilecek bakiye harcın da buna bağlı olarak yanlış hesaplanması HMK’nın 297. maddesine aykırıdır. Dava değeri TL karşılığı 2.245.070,31- TL olup alınması gereken harç 153.360,75- TL olduğundan, bu tutardan peşin yatırılan 38.424,38- TL’nin mahsubu ile bakiye 114.936,37 TL’nin aleyhlerine açılan dava kabul edilen davalılardan tahsili yönünde hüküm verilmesi gerekmektedir. Davalılar vekili ise, hakkındaki dava reddedilen davalı … yönünden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ayrıca müvekkili temerrüde düşürülmediğinden, faiz başlangıcının dava tarihi olması gerektiği ileri sürülmüştür. Gerçekten de davalı … yönünden dava esastan reddedilmiş olup, bu davalı lehine dava değeri üzerinden 83.876,05- TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır. Öte yandan davanın dayanağı, davalıların haksız fiil niteliğinde bulunan eylemlerine dayalı olduğundan, haksız fiil sorumluluğu kapsamında ihtar koşulu aranmaksızın haksız fiil tarihi olan paranın davalı şirket hesabına gönderildiği tarihin esas alınmasında ise bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ayrıca her ne kadar davalılar vekilince müvekkillerinin malvarlığı üzerine konulmuş bulunan ihtiyati tedbirlerin kaldırılması istenilmiş ise de, mahkemece verilen 01.04.2016 tarihli ara karar ile davalı şirket adına kayıtlı araçların kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, mevcut hukuki durum itibariyle ihtiyati tedbirin kaldırılması koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır.Açıklanan nedenlerle, karşı davada karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl davada davacılar vekili ile davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile belirtilen hususlar yeniden yargılama gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ,yeniden hüküm verilmek suretiyle aşağıda yazılı şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1)Karşı davaya ilişkin karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2)Asıl davada; davacılar ve davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/168 Esas-2018/1164 Karar sayılı ve 20/12/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; I-“A)Davacı … tarafından açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, B)Davacı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin davasının, davalı …. yönünden kanıtlanmadığından, davalı … Bankası A.Ş. hakkındaki davanın ise erken açıldığından reddine, Davalılar … A.Ş ile davalı … yönünden davanın KABULÜNE; 754.950-USD’nin 17.09.2014 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun’un 4.a maddesi uyarınca USD mevduat faizi uygulanarak davalılar … A.Ş ile davalı … ile davacı … San. Tic. Ltd. Şti.’e ödenmesine,Davalılar vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin REDDİNE, II-Karşı davanın KABULÜNE, 59.088-USD’nin karşı dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun’un 4.a maddesi uyarınca USD faizi işletilerek karşı davalı … San. Tic. Ltd. Şti’nden alınarak karşı davacı …Sanayi A.Ş.’ye ödenmesine, ” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Asıl dava yönünden; alınması gereken 153.360,75-TL nispi karar ve ilam harcından davacı …. Şti. tarafından peşin yatırılan 38.424,38-TL harcın mahsubu ile bakiye 114.936,37-TL’nin davalılar …San.A.Ş ile davalı …’dan müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, Davacı …..San. Tic. Ltd. Şti. tarafından peşin yatırılan 38.457,88-TL harcın davalılar ….A.Ş ile davalı …dan müteselsilen tahsili ile davacı … San. Tic. Ltd. Şti.’ne ödenmesine. Davacı … San.ve Tic. Ltd. Şti tarafından yapılan ve hakkındaki dava red edilen davalılar bakımından yapılan gider ayrık tutularak hesaplanan 6.785-TL yargı giderinin davalılar …San. AŞ ile … tahsili ile davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti verilmesine, Davacı …San.Ltd. Şti. lehine taktir olunan 83.876,05-TL nispi vekalet ücretinin davalılar …..AŞ ile …dan tahsili ile davacı … Ltd. Şti’ye verilmesine, Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla aktif husumet yokluğu yönünden 2.180-TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılara verilmesine, Davalı … lehine taktir olunan 83.876,05-TL nispi vekalet ücretinin davacı ….. Ltd. Şti den tahsili ile davalı …. verilmesine,Davalı … Bankası A.Ş. lehine taktir olunan 2.180-TL vekalet ücretinin davacı ….. Ltd. Şti tahsili ile davalı … Bankası A.Ş.’ye verilmesine, Karşı dava yönünden; alınması gereken 11.543,82-TL nispi karar ve ilam harcından peşin yatırılan 2.913-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.630,82-TL’nin karşı davalı … San. Tic. Ltd. Şti’nden tahsili ile hazineye gelir kaydına, Karşı davacı tarafından yatırılan 2.913-TL peşin harcın karşı davalı … San. Tic. Ltd. Şti’nden tahsili ile karşı davacıya verilmesine, Karşı davacı tarafından yapılan 255-TL yargılama giderinin karşı davalı … San. Tic. Ltd. Şti’nden tahsili ile karşı davacıya verilmesine, Karşı davacı lehine taktir olunan 16.089,46-TL nispi vekalet ücretinin karşı davalı … San. Tic. Ltd. Şti’nden tahsili ile karşı davacıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”Asıl dava yönünden; davacı …..Ltd. Şti. tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Asıl dava yönünden; davalılar tarafından yatırılan 38.340,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, Karşı dava yönünden; alınması gereken 11.543,82-TL istinaf karar harcından davacı …. San.ve Tic. Ltd. Şti. tarafından peşin yatırılan 2.842- TL harcın mahsubu ile bakiye 8.701,82-TL harcın davacı …San.ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı …. Bankası A.Ş. gider avansından karşılanan 22,50-TL posta masrafının davacı … San.ve Tic. Ltd.Şti.’den alınarak davalı … Bankası A.Ş.’ne ödenmesine,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/03/2021