Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/901 E. 2019/835 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/901
KARAR NO : 2019/835
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2019 (Ara Karar)
NUMARASI: 2018/1221 Esas
DAVA :Tazminat(yöneticinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 20/06/2019
İhtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen 09.01.2019 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: İhtiyati tedbir isteyen/davacı vekili, müvekkilinin dava dışı …. A.Ş.’nin %9 oranında hissedarı, davalıların ise yönetim kurulu üyeleri olduklarını, ayrıca davalı … davalı … ile birlikte şirketle kredi ilişkisi içinde olan … A.Ş.’nin hakimiyetini elinde bulundurmakta olduğunu, şirket yönetim kurulu tarafından alınan karar ile bir kısım davalıların şirketten büyük meblağlarda borç para aldıklarını, ancak daha sonra bu alacak şirket yönünden fiktif alacakmış gibi gösterilerek şirket bilançosundan çıkarıldığını ve borcun sıfırlandığını, bu hususun usule aykırı olarak gerçekleştirilen genel kurul toplantısında görüşüldüğünü, genel kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın ise kabul edildiğini, ayrıca bu işlemle ilgili yönetim kurulunun sorumluluğuna ilişkin olarak da dava açıldığını ve mahkemece borç silme işleminin hukuka aykırı ve zararlandırıcı bir işlem olduğuna karar verildiğini, ancak şirketin davalı yönetim kurulu üyelerinin davranışları nedeniyle zarara uğramaya devam ettiğini, hukuka aykırı olarak davalıların şirkete borçlanmaya devam ettiklerini, şirketin finansal gücü davalılar tarafından zararlandırıcı işlemler ile adeta hibe edilerek, iştigal ettiği alan olan alışveriş merkezi işletme ve yönetme işiyle ilgili hiçbir yatırım yapamamasına, müşteri kaybetmesine neden olduğunu, davalı yönetim kurulu üyelerinin görevlerini gereği gibi yerine getirmediklerini, özen ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandıklarını ileri sürerek 150.000-TL zararın şimdilik doğrudan zarar olarak tespit edilecek 75.000-TL’sinin müvekkiline, dolaylı zarar olarak tespit edilecek 75.000-TL’sinin dava dışı … A.Ş.’ne, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ödenmesine, yönetim kurulu başkan ve üyeleri olan davalıların yetkilerinin ihtiyati tedbir yoluyla tedbiren kısıtlanmasına veya şirkete geçici olarak yönetim ve denetim kayyımı atanmasına, davalıların şirket hisseleri, mankul ve gayrimenkul malları, 3.kişilerdeki hak ve alacakları ile mal kaçırmak amacıyla 3.kişilere devrettikleri malvarlıklarına teminatsız ve süresiz olarak tedbir uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 09.01.2019 tarihli ara kararı ile, dava dışı … A.Ş.’nin kanunen gerekli olarak organlarında herhangi bir boşluk bulunmadığı, davacının şirketin kötü yönetildiği ve bu sebeple zarara uğrandığı yolundaki iddiasının yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği, bu aşamada şirkete kayyım atanması talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle bu yöndeki ihtiyati tedbir talebinin karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İhtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; 1-İlk derece mahkemesince davalıların malvarlığı üzerine tedbir konulması taleplerinin değerlendirilmediğini, 2-Dava dışı şirkete kayyım atanması taleplerinin ise haksız olarak reddedildiğini, zira red gerekçesinin iddianın yargılamayı gerektirmesi olduğunu, oysa daha önce açılan sorumluluk davasında alınan bilirkişi raporu ile davalıların özen ve sadakat yükümlülüklerine aykırı davrandıklarının ve bunu alışkanlık haline getirdiklerinin ortaya çıktığını, yapılan usulsüz ve zararlandırıcı işlemlerin dava dilekçesinde açıklandığını, 3-Ayrıca diğer bir red gerekçesinin şirkette organ boşluğu olmaması olduğunu, oysa basın haberlerinden de görüleceği üzere davalı … 3.kişiler nezdindeki borçları için şirkete hacze gelindiğini, AVM’nin prestij kaybına uğradığını, gerçekte şirket organlarının açıkça ve kasıtlı olarak işlevsiz hale getirildiğini, şirket yönetim kurulunun toplanamadığının ve üstelik şirketin iyi yönetilmesine ilişkin herhangi bir gayret gösterilmediğinin de açık olduğunu, daha önce açılan sorumluluk davasında alınan bilirkişi raporunda da şirkete kayyım tayini gerektiğinin belirtildiğini, ayrıca “taleplerin yargılamayı gerektirdiği” şeklindeki red gerekçesinin doğru olmadığının Yüksek Mahkeme içtihatları ile sabit olduğunu belirterek ara kararın kaldırılmasını ve talepleri gibi ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK 553.m. uyarınca anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasında, yönetim kurulu üyelerinin yetkilerinin kısıtlanmasına veya dava dışı şirkete yönetim ve denetim kayyımı atanması, ayrıca yönetim kurulu üyelerinin malvarlıklarına ihtiyati tedbir uygulanması istemlerine ilişkindir.İlk derece mahkemesinin 09.01.2019 tarihli ara kararı ile yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, davanın yöneticinin sorumluluğuna dayalı tazminat davası olduğu, dolayısıyla davalıların şirket hisseleri de dahil malvarlıkları ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının iş bu davanın konusunu teşkil etmediği dikkate alındığında davalı malvarlığı ile hak ve alacaklarına yönelik ihtiyati tedbir talebi haklı görülmediği gibi; yine davanın niteliği gereği dava dışı şirkete yönetim veya denetim kayyımı atanması talebi de yerinde olmayıp, ilk derece mahkemesinin ara kararında bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 20.06.2019