Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/881 E. 2021/928 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/881
KARAR NO : 2021/928
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2018
NUMARASI: 2016/1046 Esas 2018/1238 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilince uluslararası taşımacılık kapsamında davalıya verilen hizmetler kapsamında 30/12/2015 tarihli 2.600 USD bedelli, 30/12/2015 tarihli 35 USD bedelli, 08/01/2016 tarihli 620 USD bedelli, 21/04/2016 tarihli 22.890,33 USD bedelli, 21/04/2016 tarihli 650 USD bedelli, 31/05/2016 tarihli 930 USD bedelli ve 13/06/2016 tarihli 10.055,00 USD bedelli faturaları düzenleyerek gönderdiğini, davalının düzenlenen faturalara itiraz etmeyerek kabul ettiğini, buna rağmen faturalarla ilgili ödeme yapmadığını, bunun üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalı borçlunun takibe karşı haksız ve kötü niyetli itiraz ettiğini, davalı şirket tarafından müvekkiline verilen 30/09/2016 tarihli 10.000,00 USD tutarlı çek ile takip konusu borcun bir kısmının ödendiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davaya konu icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatılmış olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, müvekkili tarafından davacının hak kazandığı ücretlerin tamamının davacıya ödendiğini, bu doğrultuda 620-USD ve 650-USD tutarlı faturalar ile 22.890,33 USD tutarlı faturanın 3.920-USD kısmının ödendiğini, diğer faturaların ise kabul ettikleri kısmının ödendiğini, 18.970,33 USD tutarlı faturanın yanlış günler ve yanlış tarife üzerinden hesaplandığını, dayanak masrafların ne olduğunun belli olmadığını, yurtdışı demuraj ve ardiye masrafları 22.01.2016-22.02.2016 tarihleri arasında hesaplanması gerekirken 14.03.2016 tarihinin esas alındığını, 31.05.2016 ve 13.06.2016 tarihli faturalarda yükün demuraja girmeden bekleyebileceği süre düşülmeksizin ve yüksek bir tarife üzerinden hesaplama yapılması nedeniyle bu faturaları kabul etmediklerini, 30.12.2015 tarihli faturaların ise dayanağının bulunmadığını, faturalara itiraz edilmese de davacının faturaya konu alacağı ispatlaması gerektiğini, ayrıca takibe itirazları haklı olduğundan icra inkar tazminatı isteminin de reddinin gerektiğini belirterek, davanın reddi ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafça davalı aleyhine 04/08/2016 tarihinde 19.550,00 USD cari hesap alacağına istinaden takip talebinde bulunulduğu, ödeme emrinin davalıya tebliğini müteakip davalı tarafça süresi içerisinde yetkiye, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği, bunun üzerine takibin durduğu, davalı tarafça 30/09/2016 tarihli 10.000,00 USD tutarlı teminat çeki ile takip konusu borcun bir kısmının ödendiği, takipten sonra ve davadan önce davalı tarafça yapılan bu ödeme ve davacı tarafın da bu ödemeyi asıl alacaktan düşerek süresi içerisinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı, davacı ve davalı kayıtları ve sunulan ve toplanan tüm deliler kapsamında dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 9.550,00 USD alacaklı olduğu, alacağın likit, itirazın haksız oluşu karşısında icra inkar tazminatı tayininin de gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; davacı tarafın faturalarına itiraz edilmediği ileri sürülmüşse de fatura bedellerinin kabul edilmediğinin yazışmalar ile sabit olduğunu, kaldı ki itiraz edilmese dahi fatura içeriğinin kesinleştiğinden bahsedilemeyeceğini, davacı tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen 30.12.2015 tarihli ve 2.600-USD tutarlı, aynı tarihli ve 35-USD tutarlı fatura, 08.01.2016 tarihli ve 620-USD tutarlı fatura ile 21.04.2016 tarihli faturanın 3.920-USD kısmının davacıya ödendiğini, ancak 21.04.2016 tarihli faturaya konu demuraj bedeli ve ardiye ücretinin yanlış günler ve yanlış tarife üzerinden hesaplandığını, 31.05.2016 ve 13.06.2016 tarihli faturalarda yükün demuraja girmeden bekleyebileceği süre düşülmeksizin hesaplama yapıldığını, bu faturaların dayanağının bulunmadığını, ayrıca alacak likit olmadığından müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma komisyonculuğu kapsamında verilen hizmet bedeli alacağına dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Fatura sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Bu durumda faturalarda yazılı hizmetin davalıya verildiğini ispat yükü davacıya aittir. Davacı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre yazılı delille kanıtlamalıdır. Somut olayda; davacı tarafından davalıya taşıma komisyonculuğu hizmeti verildiği tarafların kabulündedir. Davacı tarafından düzenlenen ve cari hesap alacağına dayanak olan tüm faturalar davalıya tebliğ edilmiş olup, davalı yasal süresinde itiraz etmeksizin tüm faturaları ticari defterlerine kaydetmiştir. Davacı tarafından düzenlenen 30.12.2015 tarihli ve 2.600 USD bedelli, aynı tarihli 35 USD bedelli, 08.01.2016 tarihli 620 USD bedelli, 21.04.2016 tarihli 650-USD bedelli faturalar davalının da kabulünde olup fatura bedelleri takip sonrası ve dava tarihi öncesi keşide edilen çek ile ödenmiştir. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan faturalar 21.04.2016 tarihli faturanın yurtdışı lokal mahrece iade açıklamalı 18.970,33 USD tutarlı kısmı ile demuraj bedeline ilişkin 31.05.2016 tarihli 930-USD bedelli ve 13.06.2016 tarihli 10.055,00 USD tutarlı faturalardır. Davalı tarafından bu faturalara ilişkin olarak da kısmi ödeme yapılmış olup, fatura konusu demuraj bedeli ve ardiye ücretinin yanlış günler ve yanlış tarife üzerinden hesaplandığı, yükün demuraja girmeden bekleyebileceği süre düşülmeksizin hesaplama yapıldığı ileri sürülmüştür. Söz konusu faturalardan 21.04.2016 tarihli faturanın uyuşmazlık konusu 18.970,33 USD kısmı, Haydarpaşa’dan Jakarta’ya taşıma hizmeti gerçekleştirilen 4 adet konteynerin davalının talebi üzerine İstanbul’a geri getirilmesi için yapılan masraflara ilişkin olup davacı tarafından hizmetin verildiği ve gerekli tüm masrafların da karşılandığı anlaşılmaktadır. Yine uyuşmazlık konusu 31.05.2016 tarih ve 930-USD bedelli fatura ile 13.06.2016 tarih ve 10.055-USD bedelli fatura ise demuraj bedeline ilişki olup, taşıma hizmeti verilen konteynerlerin serbest süre içerisinde boşaltılmadığı da tespit edilmiştir. Taraflar arasında uygulanacak tarife ve alınacak hizmet bedeline ilişkin bir sözleşme bulunmadığından, davalının yüksek tarife uygulandığı iddiasının da dayanağı yoktur. Kaldı ki takip ve dava konusu tüm faturalar itiraz edilmeksizin davalı tarafça kabul edilerek ticari defterlerine kaydedilmiş olduğundan, davalı vekilinin fatura konusu hizmetin verilmediği veya fahiş fiyat uygulandığı yönündeki istinaf gerekçeleri yerinde görülmemiştir. Öte yandan takip konusu alacak faturaya dayalı olup likit nitelikte ve davalının da itirazında haksız olması nedeniyle davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi de isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 1.936,90-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 484,23-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.452,67-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, istinaf aşamasında davacı gider avansından karşılanan 18-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/06/2021