Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/876 E. 2021/986 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/876
KARAR NO : 2021/986
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2019
NUMARASI : 2018/164 Esas-2019/79 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Davanın usulden reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; davalı … bayisi olan davalı … ile davacı arasında … marka aracın satışı amacıyla görüşmeler yapıldığını, bu amaçla davalı çalışanı … 18/09/2017 tarihli e-posta ile davacı çalışanı …’a aracın özelliklerini ve fiyatını içeren bir teklif göndererek davacıdan bağlanma parasını banka hesabına yatırmasını istediğini, ayrıca aracın teslim tarihinin Aralık’ın 20’si ile 30’u arasında olduğunu belirttiğini, aracın fiyatının bahsi geçen teklif formunun son sayfasında …’in el yazısı ile belirtildiğini, bu e-postadan yaklaşık 3 saat sonra gönderilen e-postada da aracın fiyatının net bir şekilde “1.399.192-TL+trafik sigortası” olarak ifade edildiğini, davacı tarafından davalının banka hesabına aynı gün bağlanma parası yatırıldığını, böylelikle taraflar arasında bir satış sözleşmesi kurulduğunu, bu şartlar altında satıcının 1.399.192-TL üzerinden aracı teslim etme yükümlülüğü doğduğunu, satıcının, sözleşme kurulduktan sonra sözleşme bedelini tek taraflı olarak artıramayacağını, ancak araç teslim tarihi geldiğinde …. tarafından gönderilen bir başka e-posta ve ekindeki proforma fatura ile araç bedelinin 1.470.998-TL olduğunun bildirildiğini, aradaki farkın işbu dava değeri olan 71.806-TL olduğunu, son aşamada satış bedelinin tek taraflı olarak artırılması nedeniyle zor durumda kalan davacının, ticari faaliyetinin aksamaması amacıyla satış bedelini davalının banka hesabına ihtirazi kayıtla ödediğini, aracın finansal kiralama yöntemi ile satın alındığını, kiralayanın tüm haklarını davacıya devrettiğini belirterek,71.806-TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … vekili;taraflar arasında aracın davacının iddia ettiği bedelle satışına dair satış sözleşmesi bulunmadığını, davacının davaya dayanak yaptığı belgenin teklif formu olduğunu, bu belge ile davacının talebine uygun şekilde aracın ithalinin sağlanarak tespit edilecek fiyatlara göre gerekli satım akdinin yapılmasının amaçlandığını, müvekkili çalışanının gönderdiği mailinin en alt kısmında “otomobilin teslim tarihindeki cari fiyat ve vergileri geçerlidir” ibaresi bulunduğunu, bu nedenle aracın teslim tarihinde asıl fiyatlandırmanın yapılacağının açıkça izah edildiğini, sunulan belgenin sözleşme niteliğinde olmayıp ileride yapılacak sözleşmeye esas olmak üzere en fazla sözleşme vaadi niteliğinde olduğunu,kesin fiyatın teslim tarihinde belirlendiğini, proforma faturanın alt kısmında yer alan not kısmında da “Araç fiyatlarında ve vergi oranlarında teslim tarihine kadar olacak değişiklikler fiyatlara yansıtılacaktır.” ibaresi bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.2-Davalı Mercedes vekili; müvekkili ile davacı arasında bir alım satım ilişkisinin olmadığını, davanın müvekkili şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, araç bedelinin teslim tarihindeki cari fiyat ve vergilere göre belirleneceğinin sözleşmenin kurulduğu 18/09/2017 tarihinde davacı şirketin bilgisi dahilinde olduğunu,sözleşme yapılırken ödenen bağlanma parası fiyatın sabitlendiği anlamına gelmeyip satış sözleşmesine delalet ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı ile davalı … arasında … marka araç alımı hususunda anlaşma imzalandığı, araç bedelinin 1.399.192 TL olarak kararlaştırıldığı, ancak dosyadaki e-mailde “Not: Otomobilin teslim tarihindeki cari fiyatı ve vergileri geçerlidir” ibaresinin yazılı olduğu, davacının otomobil bedeli olarak davalı şirkete banka yoluyla 1.470.998,62-TL gönderdiği, davacı vekilinin 71.806-TL fazla ödemeyi davalılardan talep ettiği, aracın teslim tarihindeki liste fiyatının 1.470.998,62-TL olduğuna davacı vekilinin bir itirazı olmadığını ve dekontta fazla ödeme ile ilgili ihtirazi kayıt bulunmadığı gerekçesiyle davalı … aleyhine açılan davanın reddine; diğer davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; davalı çalışanı … 18/09/2017 tarihli e-posta ile aracın özelliklerini ve fiyatını içeren bir teklif göndererek davacıdan bağlanma parasını banka hesabına yatırmasını istediğini, aracın fiyatının bu teklif formunun son sayfasında el yazısı ile belirtildiğini, bu e-postadan yaklaşık 3 saat sonra gönderilen e-postada da aracın fiyatının 1.399.192-TL olarak ifade edildiğini, ancak araç teslim tarihinde gönderilen e-posta ve ekindeki proforma fatura ile aracının fiyatının 1.470.998-TL olduğunun bildirildiğini, aracın fiyatının tahmin edilememesinin mümkün olmadığını, ayrıca davalı Mercedes Benz aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesine rağmen nispi ücrete hükmedilmesinin tarifeye aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasında akdedilen araç satış sözleşmesi kapsamında ödenen satış bedelinin kısmen iadesi istemine ilişkindir. Somut olayda; … marka aracın davalı … tarafından davacıya satışı konusunda taraflar arasında gerçekleşen görüşme sonucunda davalı … çalışanı tarafından davacıya gönderilen 18.09.2017 tarihli e-postada revize fiyatın 1.399.192-TL olduğu, not kısmında ise otomobilin teslim tarihindeki cari fiyatı ve vergilerinin geçerli olduğunun belirtildiği, yine aynı tarihli diğer e-postada araç özellikleri bildirilerek 100.000-TL kaparo gönderilmesinin istenildiği, aracın teslim zamanı geldiğinde gönderilen 18.12.2017 tarihli e-postada gönderilen proforma faturada ise araç bedelinin 1.470.998,62 TL olarak belirtildiği, bu satış fiyatı üzerinden satış gerçekleştirilerek satış bedelinin davacı tarafından davalı … ödendiği, davacı tarafından bu aşamada gönderilen e-posta ile de satış bedeline yönelik ihtirazi kayıt konulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında sözleşme hazırlığı döneminde yapılan yazışmalar sözleşme niteliğinde olmayıp sözleşme önerisi niteliği taşımaktadır. Dolayısıyla söz konusu e-posta içeriği sözleşme hazırlığı kapsamında fiyat teklifi olup, bu belge ile davacının talep ettiği aracın ithali sağlanarak teslim tarihindeki fiyat üzerinden satışı amaçlanmıştır. Yazı altında bulunan notta geçen “otomobilin teslim tarihindeki cari fiyatı ve vergilerinin geçerli olduğu” yönündeki açıklama da bunu doğrular niteliktedir. E-postada geçen revize fiyat ibaresi ise fiyat üzerinde mutabık kalındığı ve fiyatın sabitlediği anlamına gelmeyip, davalı açısından bağlayıcı bir satış bedeli olarak yorumlanamaz. Taraflar arasında aracın satış fiyatının sabitlendiğine yönelik bir sözleşme bulunmadığı gibi, bu hususta bir mutabakat olduğuna dair bir delil de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı … aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öte yandan diğer davalı … satım sözleşmesinin tarafı olmaması nedeniyle, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince bu davalı aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekli ise de; davanın husumet yokluğundan reddi nedeniyle hüküm tarihindeki AAÜT’nin 7/2. maddesi uyarınca davalı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin maktu ücreti geçemeyeceği hükmüne aykırı olarak davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin hükmün esasına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş ise de vekalet ücreti takdirine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmüş,ancak hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden kararın kaldırılarak; davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine, diğer davalı aleyhine açılan davanın sübut bulmadığından reddine, davalı … lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/01/2019 Tarih, 2018/164 Esas-2019/79 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “1-Davalı … A.Ş aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, 2-Davalı … San ve Tic A.Ş aleyhine açılan dava yerinde olmadığından reddine”İlk derece yargılamasına ilişkin olarak;”Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL ilam harcının davacı tarafından yatırılan 1.226,27-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.166,97‬-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine,Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Davalı … A.Ş. vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine, Davalı … vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 8.248,66-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine, “Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/06/2021