Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/872 E. 2021/890 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/872
KARAR NO: 2021/890
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2018
NUMARASI: 2013/646 Esas 2018/1364 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ:17/06/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin dava dışı … Ltd. Şti’nin %50 ortağı olduğunu, şirketin diğer %50 payının ise dava dışı … Ltd. Şti.’ne ait olup davalının ise her iki şirketin müdürü ve aynı zamanda …’nin ortağı olduğunu, her iki şirketin aynı iştigal sahasında çalıştıklarını, davalının … şirketine zarar verdiğini, bu bağlamda davalının şirketi zarara uğratarak iflas durumuna getirdiğini, davalının, müvekkilinin imzasını taklit ederek aleyhine kararlar aldığını, şirketin tüm faaliyet konularını ve emeğini … şirketine kaydırdığını, bu nedenle … şirketinin yüksek kazançlar elde etmeye başladığını, … şirketinin feshi davasında alınan bilirkişi raporunda davalının kusurlu bulunduğunu, davalı tarafından şirket çalışanlarının … bünyesine dahil edildiğini, hatta demirbaşlarının da bu şirkete devredildiğini, …’in kar payının yok edildiğini, davalının müdürlük maaşını istediği gibi tayin ettiğini, şirketin içini boşalttığını, müvekkilinin şikayeti üzerine Kadıköy C. Başsavcılığının 2010/37796 sayılı dosyası ile hakkında tahkikat başlatıldığını, özenli bir yönetici gibi hareket etmeyip rekabet yasağı yükümlülüğüne uymadığını belirterek, 400.000-TL tazminatın zarar tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile Mobilink şirketine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının 2003-2009 döneminde oluştuğu iddia edilen zarar için 6762 sayılı TTK’nın 309. maddesi gereğince zaman aşımı süresinin dolduğunu, davalının 2008-2009 yıllarında müdürlük yapmış olup önceki dönem için kusur atfedilemeyeceğini, davalının …’ kuruluşundan önce de …’de müdür olup davacının da bu durumu baştan beri bildiğini, davacının, davalının müdür olmasına uzun yıllar hiçbir itirazda bulunmadığını, şirketin zarar etmesinin en önemli nedeninin davacının ortağı olduğu … şirketinin borcunu ödememesi olduğunu, … şirketinin altyapı ve yazılım, …’in ise içerik ve servis alanında iştigal etiğini,şirketin gelirinin son yıllarda düşmesinin sektörel daralmadan kaynaklandığını, cep telefonlarına içerik indirmenin artık ücretsiz hale geldiğini, …C. Başsavcılığının 2012/7441 sayılı dosyasında müvekkili yönünden takipsizlik kararı verilerek kararın kesinleştiğini, Kadıköy 1. ATM’nin 2010/503 esas sayılı dosyasının davalı şirketin fesih ve tasfiyesi, olmazsa iflasına ilişkin olduğunu, davanın kabulü için şirket müdürünün kusurlu bir eylemi ve eylem sonunda oluşan bir zararın oluşması gerektiğini, oysa ne kusurlu bir davranışın ne de bir zararın söz konusu olduğunu,bu davanın açılmasının sebebinin, davacı ve babasına ait … şirketi aleyhine … tarafından icra takibi başlatılıp, yapılan itiraz sonunda açılan itirazın iptali davasında İstanbul 31. ATM tarafından 2011/160 esas sayılı dosyası üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi olduğunu,belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; gerek 24/05/2016 tarihli raporda belirlenen maddi vakıalar ve teknik doneler, gerekse beraatle sonuçlanan 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/494 Esas – 2016/220 Karar sayılı dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporundan; davalı şirket müdürünün … şirketini kasten zarara uğratmadığı, davalının TTK’nun 555. maddesi kapsamında sorumluluğunu gerektirecek kusurlu bir davranışın da bulunmadığı, … şirketine menfaat sağladığı, … şirketinin içinin boşaltıldığı, Mobilink şirketinin müşteri ve demirbaşlarının … şirketine geçirildiği, elemanlarının diğer şirkete yönlendirildiği şeklindeki iddiaların ticari defter ve kayıtlar ile teyit edilmediği, … şirketinin davalının kötü yönetimi sonunda iflas etmediği, sektörel daralma sebebiyle borca batık hale geldiği, bu çerçevede davalı yönetici tarafından şirkete verilen ve tazmini gereken bir miktarın bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, ibraz ettikleri deliller ve itirazlarının dikkate alınmadığını, davalının sorumluluğuna ilişkin İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında düzenlenen raporun dikkate alınmadığını, ayrıca şirketin feshi için açılan İstanbul Anadolu 11. ATM’nin 2013/105 esas sayılı dosyasında davalının kusurlu bulunduğunu, davalı tarafından müvekkiline gönderildiği söylenen mailin ispat aracı olamayacağını, 2006 yılında alınan 3 ortaklar kurulu kararındaki imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını, takipsizlik kararı verilmiş olsa da tek başına müdür olan davalının sahte imzadan haberdar olmamasının mümkün olmadığını,şirketin 2009 ve 2010 yıllarında üst üste zarar etmesinin sadece sektörel daralma ile açıklanamayacağını, …Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/401 esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmediği,bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalının yöneticisi bulunduğu dava dışı limited şirketin zarara uğratıldığı iddiası nedeniyle yönetici sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafından ileri sürülen maddi olgular 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleştiğinden, somut uyuşmazlıkta 6762 sayılı TTK’nın 309. maddesinin uygulanması gerekmektedir. 6762 sayılı TTK hükümleri gereğince limited şirketlerde yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen yöneticiler, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur. Bu sorumluluk, kusur ilkesine dayanmaktadır. Başka bir anlatımla kusuru yoksa yöneticinin de bir sorumluluğu söz konusu değildir.Zarar meydana gelmiş ise, yöneticinin kusursuzluğunu ispat etmesi gerekmektedir. Somut olayda; davacı ile dava dışı … şirketinin eşit payla ortak olduğu dava dışı … şirketini temsil ve ilzam etmek üzere davalı ile dava dışı …’ın 01.08.2006 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket müdürü olarak seçilmesine, 29.02.2008 tarihli ortaklar kurulu kararı ile de davalının münferiden şirket müdürü olarak seçilmesine karar verildiği, davalının aynı zamanda …bilink hissedarı … şirketinin de yetkilisi olduğu; … şirketinin ortağı … tarafından … şirketinin fesih ve tasfiyesi, olmadığı takdirde iflası istemiyle açılan davada İstanbul Anadolu 11. ATM’nin 2013/105 esas sayılı dosyasında … şirketinin borca batık olduğu tespit edilerek 09.07.2013 tarihi itibariyle iflasına karar verildiği ve kararın 02.03.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mobilink şirketi tarafından davacı ve babasının da ortağı olduğu Tele Mesaj şirketine yönelik olarak itirazın iptali istemiyle açılan davada İstanbul Anadolu 31. ATM’nin 2011/160 esas sayılı dosyasında davanın 139.689,57- TL asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir.Davalı ile … hakkında İstanbul C. Başsavcılığının 2012/7441 soruşturma sayılı dosyasında sahtecilik suçundan yapılan soruşturmada Polis Kriminal tarafından düzenlenen 30.09.2011 tarihli raporda, Mobilink şirketine müdür seçimine ilişkin 01.08.2006 ve 15.05.2006 tarihli kararlarının da bulunduğu üç ortaklar kurulu kararında davacıya atfen atılan imzaların davacının eli ürünü olmadığı, ancak imzaların şüpheliler tarafından da atılmadığının tespit edildiği, soruşturma sonucunda verilen takipsizlik kararının kesinleştiği; davalı hakkında taksirli iflas suçundan cezalandırılması istemiyle açılan davada İstanbul Anadolu 14. ACMnin 2015/494 esas sayılı dosyasında mahkemece alınan bilirkişi raporunda, İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğünce alınan bilirkişi raporunda davalının sorumluluğuna dayanak olarak tespit edilen “şirketin defteri kebirinin tasdiksiz deftere yazılması” eylemi ile iflas arasında nedensellik bağı bulunmadığının tespit edildiği, mahkemece söz konusu rapor esas alınarak suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verildiği ve kararın kesinleştiği; yine davalı ve davacı hakkında bu kez hileli iflas suçundan açılan kamu davasında İstanbul Anadolu 4. ACM nin 2015/401 esas sayılı dosyasında, aynı eyleme ilişkin olarak taksiratlı iflas suçundan açılan kamu davasında verilen beraat kararının kesinleştiği gerekçesiyle, CMK’nın 223/7. maddesi uyarınca kamu davasının reddine karar verildiği ve kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, … şirketinin 2008 yılına kadarki dönemde her yıl kar etmesine rağmen, 2008 yılından itibaren sürekli zarar ettiği, ancak zararın şirketin kötü yönetiminden değil, genel olarak sektörel daralmadan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Yargılama sırasında mahkemece …’den alınan yazı cevabı da şirketin iştigal alanı olan mobil oyun ve melodi servislerinde özellikle 2009 yılından itibaren yıllar itibariyle meydana gelen daralmayı doğrulamaktadır. Yine yargılama sırasında dosyaya sunulan ve davalı tarafından davacıya gönderilen e-postada da bu durumun teyit edilerek çıkış yolu arandığı görülmektedir. Yine davacı ve davalının yargılandığı İstanbul Anadolu 4. ACM nin 2015/401 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi kurulu raporunda da piyasanın daralması ve teknolojinin değişmesi sonucunda şirket gelirlerinin azaldığı, şirketin borca batıklığının, 2004 yılından beri süregelen …’nın şirkete olan borcu ile … şirketinin borcunun tahsil edilememesinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla şirketin iflasa sürüklenmesinde davalı yöneticinin kusurunun bulunduğu kanıtlanamadığı gibi ,davacının ortağı bulunduğu şirketin de borcunu ödememesi olduğu belirlenmiştir.Davacının yetkilisi bulunduğu … şirketinin faaliyet alanı ağırlıklı olarak mobil yazılım geliştirme ve teknik destek hizmetlerine ilişkin olmakla, … şirketiyle farklı olması nedeniyle şirket iş ve faaliyetlerinin … şirketine kaydırıldığı ve rekabet yasağına aykırı davranıldığı iddiası da kanıtlanamamıştır. Şirketin içinin boşaltıldığı, müşteri ve demirbaşlarının … şirketine aktarıldığı, elemanlarının bu şirkete yönlendirildiği hususlarında da delil bulunmamaktadır. Açıklanan bu tespitler karşısında İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/401 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasında da bir yarar bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup; tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 1.491,25-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.431,95-TL harcın davacıya iadesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davalı gider avansından karşılanan 49,08-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/06/2021