Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/859 E. 2021/844 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/859
KARAR NO: 2021/844
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2018
NUMARASI: 2016/213 Esas 2018/1227 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, takibin kesinleşmesi üzerine müvekkilinin …’daki hesabına haciz konulması sonucunda takipten haberdar olduğunu, müvekkili şirketin davalıdan kumaş alımı yaptığını, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, davalıdan satın aldığı 275.130,43-TL tutarındaki kumaşlardan 69.110,58-TL’lik kısmını davalıya iade ettiğini, buna ilişkin 4 adet iade faturası düzenlediğini, iadelerin davalı şirketin sigortalı işçisi …’e imza karşılığı yapıldığını, ayrıca müvekkilinin davalıya 4 adet çek ile 188.600-TL ödeme yaptığını, müvekkilinin davalıya 17.419,85-TL tutarında borcunun bulunduğunu ileri sürerek takip nedeniyle müvekkilinin davalıya 32.592,56-TL borçlu bulunmadığının tespitine ve %20 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında 26.02.2015 tarihinde sonuncusu 20.06.2005 tarihinde olmak üzere iplik satımı konusunda imzalanan toplam 13 adet sipariş teyit yazıları sonucunda ticari ilişkinin oluştuğunu, davacının sözleşme gereği üzerine düşen ödemeleri tam olarak yerine getirmediği için icra takibi yapıldığını, davaya konu olan icra takibinin 03.03.2016 tarihinde borcun icra dairesine ödenmesi sebebiyle sona erdiğini, bu tarihten sonra ikame edilen menfi tespit davasının usulden reddinin gerektirdiğini, tarafların ticari defterleri incelendiğinde davacı tarafın müvekkiline 50.012,41-TL borçlu olduğunun tespit edilebileceğini, davacı tarafın iade ettiğini iddia ve ifade ettiği kumaşlar ile reklamasyon faturalarının müvekkili tarafından kabul edilemez olduğunu, sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, taraflar arasında kumaş satımına ilişkin ticari ilişki bulunmadığını, sözleşmenin konusunun iplik olduğunu, bu nedenle kumaş iadesinin kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı alacaklının takip tarihi itibariyle davacıdan 185.550,41-TL tutarında alacaklı olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının 152.957,85-TL borçlu olduğu, defterler arasındaki farkın davacı tarafından davalıya düzenlenen iade faturasından kaynaklandığı, 09.07.2015 ve 15.09.2015 tarihli iade faturalarının davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı, irsaliyeli faturalardaki ürünlerin davalı çalışanı …’e teslim edildiği, tarafların ticari defterlerindeki takip tarihi itibariyle alacak ve borç miktarının 152.957,85-TL olduğu, takipten sonra 01.12.2015 tarihinde davacı tarafından 135.000-TL’lik ödeme yapıldığı, dava tarihi itibariyle davacının 17.957,85-TL borcunun kaldığı gerekçesiyle, icra dosyasına konu olan borcun tamamının davacı tarafından yatırıldığından fazla ödenen 32.054,56 TL’nin davalıdan istirdadına, %20 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafından gerçeğe ve hukuka aykırı olarak düzenlenen ve müvekkili tarafından itiraz edilen faturaya ilişkin savunmalarının dikkate alınmadan karar verildiğini, davacı tarafından gerçek dışı kesilen ve müvekkile usule aykırı teslim edilen reklamasyon faturasına itiraz edildiğini ve davacıya iade edildiğini, cevap dilekçesinin ekinde dosyaya ibraz edilen taraflar arasındaki sipariş teyit yazılarında “ham veya boyalı dokunmuş mamulün kabul edilmeyeceği, reklamasyonun kabul edilmeyeceği, iplik iade süresinin 10 gün olduğu”nun açıkça kararlaştırıldığını, buna rağmen taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı şekilde davacı tarafından 09.07.2015 tarih … sıra no’lu reklamasyon faturasının düzenlendiğini, davacı tarafça gerçeğe aykırı olarak ve yalnızca müvekkiline olan borcunu azaltmak amacıyla kesilen bu reklamasyon faturasına Beyoğlu … Noterliği’nin 21.09.2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle 8 günlük yasal süre dahilinde itiraz edildiğini ve davacı şirkete iade edildiğini, itiraza uğrayan bu faturayla alakalı olarak davacının fatura içeriğinde yer alan mal veya hizmeti verdiğini ispatla yükümlü olmasına rağmen davacının reklamasyon faturasını ne için kestiği (ayıp-cezai şart vs.), reklamasyon faturası kesmekte haklı olup olmadığı, haklı olsa dahi faturanın tutarının ne olması gerektiği araştırılmadan ve faturayı düzenleyen davacı taraf ispat yükünü yerine getirmemiş olmasına rağmen bu fatura tutarınca davacının müvekkile borçlu olmadığının kabul edildiğini; mahkemece davacı tarafından düzenlenen 09/07/2015 ve 15/09/2015 tarihli faturaların müvekkili çalışanı …’e teslim edildiği kabul edilmiş ise de mahkemenin 09.07.2015 tarihli iade faturası olarak aktardığı faturanın reklamasyon faturası olduğunu, bu faturada herhangi bir irsaliye numarası yer almadığı gibi bu faturayla ilgili müvekkiline herhangi bir mal iade edilmediğini, bahse konu fatura içeriğinde reklamasyon faturasının ne için kesildiğine dair bir ibare yer almamakla birlikte bu reklamasyon faturasına ilişkin bir sevk irsaliyesi, teslim belgesi vs.nin de dosyaya sunulmadığını, davacıya teslim edilen ipliklere ilişkin yasal sürede davacı tarafından hiçbir ayıp ihbarında bulunulmadığın; dosyada alınan her iki bilirkişi raporunda da davacının davalıya takip tarihi itibariyle borçlu olduğu tespit edilmişken davanın kabulünün hukuka aykırı olduğunu; müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporlarında müvekkilinin ticari defterlerinde davacıdan alacaklı gözüktüğünün tespit edildiğini, icra takibinden önce reklamasyon faturasına itiraz edilerek bu faturanın davacıya iade edildiğini, davacı tarafından haksız ve cari hesap borcunu azaltmak gayesiyle kesilen ve içeriği davacı tarafça ispat edilemeyen faturaya itibar edilerek davalı müvekkilin takip başlatmakta kötü niyetli olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir. Davalı alacaklı tarafından Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu aleyhine 50.012,41-TL alacağın tahsili için takip başlatılmış olup, 01/03/2016 tarihinde davacı tarafından dosya borcunun 62.355,91 TL olarak ödendiği hususu ihtilaf dışıdır. Davacı iş bu dava ile, davalı ile aralarında davalıdan satın aldığı 275.130,43-TL tutarındaki kumaşlardan 69.110,58 TL’lik kısmının davalıya iade edildiğini, davalıya 4 adet çek ile 188.600-TL ödeme yaptığını, müvekkilinin davalıya bakiye 17.419,85-TL tutarında borcunun bulunmasına rağmen takipte 50.012,41-TL alacak talep edilmesi nedeniyle 32.592,56-TL yönünden borçlu olmadığının tespitine ve bu bedelin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise iade edildiği belirtilen kumaş ve reklamasyonla ilgili davacının iddialarının yerinde olmadığını, takip tarihi itibariyle müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde, takip tarihi itibariyle davacının davalıya olan borcunun davacının defterlerine göre 152.957,56-TL, davalının ticari defterlerine göre ise 185.550,41-TL olduğu, tarafların ticari defterleri arasındaki farkın davacı tarafından düzenlenen 15/09/2016 tarihli 14.558,96-TL iade faturasının ve 09/07/2015 tarihli 18.003,60-TL bedelli reklamasyon faturasının (her iki fatura toplam tutarı 32.595,56 TL) davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davacı tarafından düzenlenen 25/06/2015 ve 05/06/2015 tarihli iade faturalarının ise davalının defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen 15/09/2016 tarihli 14.558,96-TL iade faturası içeriği malın aynı tarihli sevk irsaliyesi ile SGK kayıtlarına göre davalının çalışanı olduğu anlaşılan … imzasına teslim edildiği, davalının bu sevk irsaliyesindeki imza ile ilgili açıkça bir itirazı bulunmadığı anlaşıldığından bu kısım yönünden davalının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Buna karşılık mahkemece 09/07/2015 tarihli 18.003,60-TL bedelli reklamasyon faturasının davalıya teslim edildiği kabul edilmiş ise de, bahse konu faturanın davalıya teslimine dair bir belge bulunmamaktadır. Davalı tarafından aşamalardaki beyanlarda ve davacıya gönderilen 21/09/2015 tarihli ihtarnamede davacı tarafından düzenlenen bu reklamasyon faturasının davacıya iade edildiği ifade edildiğinden, bu ifadelerden faturanın davalıya teslim edildiği sonucuna ulaşılabilirse de, davalı tarafından bu faturaya 21/09/2015 tarihli noter ihtarnamesi ile itiraz edilmiştir. Bahse konu faturanın davalıya daha önce teslim edildiği ispat edilemediğinden davalının bu faturaya 21/09/2015 tarihinde süresinde itiraz ettiğini kabul etmek gerekir. Bu durumda mahkemece, HMK 31.madde kapsamında hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü gereğince 09/07/2015 tarihli faturadaki reklamasyonun (yansıtma) kaynağının davacıya açıklattırılması, reklamasyonun haklı olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Reklamasyonun haklı olup olmadığı, haklı olması halinde faturada belirtilen bedelle uyumlu olup olmadığı, diğer bir ifade ile davalıya yansıtılan bedelin doğru olup olmadığı, gerçek tutarın ne kadar olması gerektiği araştırılmadan bu fatura yönünden davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/213 Esas 2018/1227 Karar sayılı ve 28/11/2018 tarihli kararının HMK.’nun 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 547,41-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/06/2021