Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/850 E. 2019/1167 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/850
KARAR NO : 2019/1167
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2016
NUMARASI : 2014/444 Esas 2016/1035 Karar
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/09/2019
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kardeşi …’ın babaları …’nun adını taşıyan şirkette ortak olduklarını ,babalarının kurduğu şirket adına bayilik sözleşmesi imzalayarak işletmekte iken,davalının şirketin münferit imza yetkisini kötüye kullanarak şirketin … arasındaki bayilik sözleşmesini feshettiğini, aynı şekilde İBB ile kira mukavelesini de feshettiğini ,sözleşmeyi eşi ile birlikte ortak olduğu …Petrol Enerji …Ltd. Şti’ne devrettiğini,davalının davalının bu fiili sebebiyle şirkete ve müvekkiline zarar verdiğini,davalının müdürlük görevini suistimal ettiğini, davalının müdürlükten azledilmesini, müvekkilinin veraseten ortağı olduğu şirketin Küçükçekmece… Benzin İstasyonunun işletme hakkı ile davalı müdür …’nun hileli muamelesi sonucu elinden alınması ve diğer davalıların buna cevaz vermesi sebebiyle uğranılan zarara mahsuben şimdilik 30.000- TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine,yine 30.000-TL şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : 1-Davalı …vekili; davada şirkete husumet yöneltilmediğini, davanın … Petrol Ltd. Şti’ne de karşı açılması gerektiğini,davanın şirket denetçileri tarafından açılması gerektiğini veya ortakların bu konuda bir karar alması gerektiğini, davacının davasının hukuki sebebini açıklamadığını, talebin zamanaşımına uğradığını,kira sözleşmesinin süresi sona erdiğinden dolayı sözleşmenin sona erdiğini, kira sözleşmesinin süresi sona erdiğinden benzin istasyonunu çalıştıramadığını, davacının 30.000- TL zararının tazminini talep ettiğini, davacının iddiaları incelendiğinde kendisinin doğrudan bir zararının bulunmadığını, davacının doğrudan doğruya kendisine tazminat isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince;şirket müdürü olan davalı …’ın davacının da miras yolu ile paydaş olduğu şirketin faaliyetini sürdürdüğü akaryakıt istasyonunun kira sözleşmesini ve bayilik sözleşmesini fesih ederek eşi ve kendisine ait olan diğer bir şirket ile aynı gün yeni bir sözleşme yaptığı ve kira sözleşmesini de yeni şirkete devrettiği,bu devirle davalının şirket faaliyetini tamamen sonlandırdığı,işletmeyi diğer şirkete devrettiği, bu durumun şirket müdürünün hem özen yükümlülüğünün ağır bir şekilde ihlali hem de işlem yapmama ve rekabet etmeme yasağını çiğnediği, bağlılık yükümünün açıkça ihlal edildiği, TTK 630. Maddesi gereğince davacının şirket ortağı olarak bu davaya açmaya hakkı olduğu,müdürün azli için haklı sebepler oluştuğu gerekçesiyle davalı …’nun müdürlük görevinden azline karar verilmiştir.Diğer talebi olan tazminata ilişkin olarak ise ;davacının tazminatın kendi adına ödenmesini istediği,zararın şirketin zararı olduğu, ancak zararın şirkete ödenmesi talebiyle açılabileceği, davanın açılması içinde ortaklar kurulu kararı gerektiği, ortaklar kurulu kararı alınmadığı gibi, tazminatın şirket adına talep edilmediğinden davalı …’na karşı açılan davanın reddine , bu işlemlerin yapılmasında davacının ortak olduğu şirket aleyhine bilerek hareket edildiği, danışıklı olarak bu işlemler yapıldığı, muvazaa bulunduğu yönünde bir delil sunulmadığı, bu nedenle diğer davalılara karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : 1-Davalı … vekili, davada müdürün azli isteminin şirkete yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın husumetten reddi gerektiğini, tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, yine tazminat isteminin de şirkete karşı yöneltilmesi gerektiğini, davalının müdürlükten azline ilişkin kabul kararının kaldırılarak davanın tümden reddini talep etmiştir.
2-Davacı vekili; tazminat talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, müdürlüğe atanma kararının sahte olduğunu belirterek kararın tazminat istemi yönünden kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF KARARI :Dairemizce verilen 2017/147 esas ,2017/168 karar sayılı ilamı ile ;azil davasının azli istenen müdüre yöneltileceği,davalı şirket müdürünün şahsi menfaatlerini gözeterek yetkilisi bulunduğu şirketin işletme hakkını devretmek suretiyle zararlandırıcı eylemleri sabit olduğundan davalı …vekilinin şirket müdürünün azline yönelik hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davalı şirket müdürüne yöneltilen “yöneticinin sorumluluğu nedeniyle tazminat” davasında ise “dava şirket namına (eTTK 341) açılmış bir dava değildir. TTK’nun 555/1 maddesinde yazılı yetkiye istinaden ortak tarafından açılmış bir davadır.Bu sebeble eTTK 341 (yeni TTK 479/3-c maddesi) gereği ortak tarafından açılan sorumluluk davasında ortaklar genel kurulunun iznine gerek bulunmamaktadır.
“ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Ancak, ortağın TTK’nun 555 maddesi uyarınca dolaylı zarar sebebiyle açtığı davada hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. Somut olayda, uğranılan zararın dolaylı zarar olduğu , tazminatın doğrudan kendisine ödenmesi istemi yerinde olmadığından buna yönelik davacı vekilinin istinaf nedeni yerinde değildir.Ancak dava dilekçesinin; sonuç ve istem başlıklı 4. nolu bendinde davalının hileli işlemleri sonucu oluşan zararın şirkete ödenmesini de talep ettiği ; hükmün bu talep dikkate alınmadan verildiği , işletme hakkını kaybeden şirket yerine davalının şirketi geçtiğinden ..Petrol Enerji .ltd in karının şirketin zararını teşkil ettiği , sözleşmelerin bu şirkete aktarılmasından dolayı 2012 ve 2013 yılları karının 631.785-TL bulunduğunun tesbit edildiği davacı vekilinin bu kısıma yönelik ( zararın şirkete ödenmesine ilişkin) istinaf nedenleri yerinde görülerek başvurunun kabulüne, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/444 esas ve 2016/1035 karar sayılı davanın reddine ilişkin II.)-1 nolu bendin kaldırılmasına, 30.000-TL tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak … Petrol Ltd. Şti. ye ödenmesine karar verilmiştir.Davacının davalılar İBB ve S…Petrol A.Ş’ye karşı açmış olduğu davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmediği; sonuç olarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun şirkete tazminat ödenmesi bakımından kabulune ,diğer sebebler bakımından reddine ,davalı vekilinin de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. “
Hükmün davalı …vekilinin temyizi üzerine ” Yargıtay 11.HD. 2017/ 3885 esas,2019/1756 karar sayılı ve 4.3.2019 tarihli ilamı ile 1-….davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava, şirket yöneticisinin sorumluluğu nedeniyle azli ile şirketin ve şirket ortağının doğrudan ve dolaylı zararlarının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, şirket müdürünün azli talebi yönünden davanın kabulüne, tazminat talepleri yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Tarafların istinaf kanun yolu başvurusunun, istinaf dairesince kısmen kabulü üzerine, yukarıda yazılı şekilde tazminat talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, 3.600- TL vekalet ücretinin davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine dair esastan karar verildiği, bu sebeple davacının taleplerinin bir kısmının reddedildiği anlaşılmakla, bu durumda istinaf mahkemesince, yargılama giderlerinin tamamının davalı . .. üzerine bırakılması ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, doğru görülmediğinden kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.”
DİRENME GEREKÇESİ : İlk derece mahkemesince davacının 30.000-TL tazminatın şirket zararı olduğundan bahisle kendi adına ödenmesi talebi yerinde olmadığından reddine ilişkin hüküm davalı … bakımından davacının tazminatın şirkete ödenmesi istemi bakımından kaldırılmasına bu kısım yönünden davanın kısmen kabulü ile 30.000-TL nin davalı …’dan alınarak şirkete ödenmesine karar verilmiştir.Davacı vekilinin kendi adına tazminat ödenmesi istemi bakımından istinaf başvurusu reddedilmiştir.Tazminat istemi davacının kendi adına ve şirket adına 2 ayrı 30.000+30.000=60.000-TL olmayıp; dava değeri 30.000-TL dir. Sonuç olarak iki ayrı tazminat talebi olmadığından davacının 30.000-TL tazminatın ilk talebi olan kendi adına ödenmesi ,ikincil talebi ise şirket adına ödenmesi talebidir.Davacının 30.000-TL tazminatın davacıya ödenmesi talebi yerinde değil ise de ; dava dışı şirkete ödenmesi talebi kabul edilerek dava değeri olarak gösterilen 30.000-TL nin tamamının davalı …’dan tahsiline karar verilmiş,Yargıtay ilamında yazıldığı gibi fazla istemin değil,davacının tazminatın kendi adına ödenmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Dava değerinin tümü yönünden tahsil kararı verilmekle davacının reddedilen talebi şirketin zararının kendi adına ödenmesi talebidir.Dosyanın davacısı ortak … ,davalısı … olup ,talep olunan tazminat tutarı 30.000-TL dir. Buna göre davacının talebini terditli olarak yönelttiği anlaşılmaktadır.HMK’nin 111. maddesinde düzenlenmiş terditli davada, davacı aynı davalıya karşı aralarında hukuki veya ekonomik bağlantı bulunan birden fazla talebini, aralarında aslilik ve ferilik ilişkisi kurarak aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Terditli davadaki, taleplerden biri asıl talep iken ikincisi fer’i (yardımcı, terditli, kademeli) taleptir. Davacı, ilk önce asıl talep hakkında karar verilmesini ister; yardımcı talebini ise asıl talebinin reddedilmesi ihtimali için yapar. Mahkeme davacının asıl talebinin, esastan reddine karar vermedikçe fer’i talebi inceleyip karara bağlayamaz. O halde; terditli davanın dinlenebilmesi için, asıl talep ile fer’i talep arasında bir bağlantı bulunmalı ve her iki talebin de hukuki ve ekonomik bakımdan aynı veya benzer bir amaca yönelmiş olması gerekir. Terditli davada mahkemece, ilk önce asıl talep hakkında inceleme yapılarak asıl talebin yerinde olduğu kanaatine varılırsa fer’i talebin incelenmesine gerek kalmayacaktır. Fakat ilk talep, yerinde bulunmazsa aynı hadiseden doğan ikinci talebin incelenmesi gerekecektir.Bu durumda iki ayrı dava değil, aynı davada talep sonuçlarından birinin kabul edilmemesi nedeniyle diğer talep sonucunun hükme bağlanması sözkonusudur. Davacı iki ayrı istemde bulunmadığına ve istemlerinden ilkinin reddi halinde diğerinin incelenebileceği gözönüne alındığında reddedilen asli talep için ayrı vekalet ücretine hükmedilemez.(Yargıtay 1.HD nin 2014/7596 esas ,14 HD nin 2011/12069 esas ,8 HD nin 2013/7417 esas,3 HD nin 2017/6370 esas,2 HD nin 2018/6661 esas sayılı ilamları da aynı yöndedir.)Dairemizce verilen hüküm ile davacı tarafın asli talebi yönünden de ilk derece mahkemesince kabul edilmeyen kısmına yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiş ise de feri talebi yerinde görülerek kabulune karar verildiği ,fazla istem bulunmadığı reddedilen asli talep bakımından davalı yararına vekalet ücreti ve yargı gideri hükmolunması yerinde olmadığından bozma ilamına uyulmamasına, hüküm diğer yönleriyle kesinleştiğinden aynen tekrarına karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/03/2019 tarihli, 2017/3885 Esas-2019/1756 Karar sayılı bozma ilamına karşı, Dairemizin 27/04/2017 tarihli, 2017/147 Esas-2017168 Karar sayılı kararında DİRENİLMESİNE, Hükmün kesinleşen kısımlarının aynen tekrarına,
1-… vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE;
a)Davalılar İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ve… Petrol Anonim Şirketi aleyhindeki istinaf başvurusunun ESASTAN REDİNE,
b) Davalı … yönünden kısmen kabulü ile; HMK 353(1)b-2 maddesi gereği Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/444 Esas-2016/1035 karar sayılı 14/12/2016 tarihli davanın reddine ilişkin bendinin KALDIRILMASINA,
“30.000- TL tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalı …’ndan tahsili ile … Petrol Limited Şirketi’ne ödenmesine; davacının kendi adına tazminat ödenmesi talebinin REDDİNE,
İlk derece yargılamasına ilişkin olarak: Alınması gereken 2.049,30- TL karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 512,35- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.536,95- TL harcın davalı ….’ndan alınarak hazineye ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 540,40-TL peşin harç , 6.000- TL bilirkişi ücreti, 590,80 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 7.131,20-TL masrafın davalı …’ndan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan hesaplanan 3.600- TL nispi vekalet ücretinin davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine, “
Alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından davalı H… tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 13,- TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan peyin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
İstinaf ve temyiz aşamasında davalı …. tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, davacı yan gider avansından karşılanan 44,-TL posta masrafının davalı ….’dan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, duruşmalı yapılan inceleme neticesinde davacı vekilinin ve davalı …vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde HMK’nun 361/1 maddesi gereği Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/09/2019