Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/836
KARAR NO : 2019/1255
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2018
NUMARASI : 2017/603 Esas 2018/1096 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/10/2019
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı tasfiye memuru vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ihyası istenen şirketten alacaklı bulunduğunu, bu alacakları için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E, … E ve İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyaları ile icra takipleri yaptıklarını, takiplerin halen derdest olduğunu, ihyası istenen şirketin tasfiyesini tamamlayarak sicilden terkin edildiğini, icra işlemlerinin devamı için şirketin ihyasının gerektiğini ileri sürerek ihyaya karar verilmesini istemiştir.
CEVAP : 1-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili, ihyası istenen şirketin tasfiyesini tamamlayarak sicilden terkin edildiğini, tasfiyenin eksik bırakılmasından sorumlu tutulmayacaklarını bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalarını talep etmiştir.2-Davalı Tasfiye memuru vekili, müvekkilinin tasfiye memuru olduğu şirketin usulüne uygun olarak tasfiye işlemlerinin tamamlandığını, şirketin aktif ve pasifinin bulunmadığını ve bu nedenle terkin başvurusu yaptığını, ihyası istenen şirketin davacıya borcunun bulunmadığını, olsa bile zaman aşımına uğradığını, ihyası istenen şirketin 2008 yılından beri faaliyette bulunmadığını, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ihyası istenen şirket aleyhine davacı tarafından Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile dava dışı borçlu aleyhine takip başlatıldığı ve icra takiplerinin derdest olduğu, ihyası istenen şirketin terkin ile sona eren tüzel kişiliğinin yeniden kazandırılması ve ek tasfiyesinin zorunlu olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince talebin kabulü halinde, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanıp, keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesi gerektiği, Mahkemece terkinden önceki tasfiye memuru olan davalının, yeniden tasfiye memuru olarak atanmasının uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin ihyasına, tasfiye memuru olarak … atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı tasfiye memuru vekili; davaya konu şirketin tasfiye işlemlerinin usulüne uygun şekilde tamamlandığını, davacının davayı açmakta hukuki menfaatinin olmadığını, davacının hiçbir belgeye dayanmayan, soyut ve gerçekte olmayan bir ilamsız takibe dayanarak ihya talep ettiğini, davacının kötü niyetli olarak gerçekte var olmayan alacaklarını başka şirketler üzerinden tahsil etmeye çalıştığını, ilk derece mahkemesinde belirtilen icra dosyasının dava konusu şirketler ve davanın tarafları ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, kararın hatalı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’ nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir.Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde dava konusu şirketin 01/08/2012 tarihinde tasfiyeye girdiği, tasfiye kararının 14/08/2012 tarihinde tescil edildiği, 17/01/2017 tarihinde tasfiyenin sonlandığının tescil edildiği ve sicil kaydının terkin edildiği, Tasfiye Halinde … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarında borçlu durumunda bulunduğu anlaşılmaktadır.Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu, tasfiyeden evvel ki alacakları nedeniyle başlattığı icra takipleri nedeniyle ihya istemekte hukuki yararı bulunduğu, tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabul edilemeyeceği esasen davalı tasfiye memurunun savunmalarının esas takiplere karşı açılabilecek davalarda incelenebilecek nitelikte olduğu gözetilerek, mahkemenin tüzel kişiliğin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin hükmüne yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dairemizce; Yargıtay 11. HDnin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tesbit edilmesi ve bu tesbitlerin benimsenmesi nedeniyle, daha evvel ki uygulamadan dönülerek çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 27,50 TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/10/2019