Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/833 E. 2019/854 K. 24.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/833
KARAR NO : 2019/854
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2016/611 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2019
İlk derece mahkemesince verilen 16/01/2019 tarihli ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararın davacı … vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP : Davacı vekili ıslah ve tedbir talepli dilekçesi ile; davalıların şüpheli olduğu savcılık dosyasında hazırlanan iddianamenin Bursa 5.ACM’nce kabul edildiğini, soruşturma kapsamında dava konusu senetlerin bir kısmı üzerinde yapılan bilirkişi incelemelerinde imza ve kaşelerin sahteliğinin tespit edildiğini, iddianame kapsamında sahteliği tespit edilen diğer senetlerin huzurdaki davaya konu senetlerle bağlantılı olduğunu,yeni delillerle birlikte davalıların senetlerin birebir kopyalarını oluşturarak müvekkillerinden haksız menfaat elde etmeye çalıştıklarını,sahtecilik iddiaları kapsamında teminatsız ihtiyati tedbir talebinin yeniden değerlendirilmesi, asıl ve birleşen davalarda esastan hüküm kurulup davalar sonuçlanıncaya kadar, dava konusu takiplerin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece, …. vekili asıl ve birleşen davadaki dava dilekçesinde , en son ihtiyati tedbir talebindeki dilekçede de değindiği üzere senetlerdeki … imzasına itiraz etmemiş olup, en son dilekçesinde bir adet senet üzerinde yapılan inceleme neticesinde senetlerin …. eli ürünü olmadığının belirterek teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini istemiş ise de, daha önce verilen ihtiyati tedbir kararında belirtildiği gibi davanın İİK 72.maddesine dayanan menfi tespit davası olduğu, İİK 72.maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulması mümkün olmadığı, alacaklıya ödenmemesine dair mahkemece tedbir kararı verildiği, davanın menfi tespit davası olması nedeniyle HMK 209.maddesine göre , teminatsız olarak tedbir kararı verilemeyeceğinden , davacının tekrarlayan takibin durdurulmasına yönelik tedbir talebinin reddine,dava dilekçesinde senetlerin … eli ürünü olmadığını itiraz edilmemesi, yeni alınan Savcılık Soruşturma nolu dosyasındaki raporunda yaklaşık ispat koşulunu sağlamayacağından dolayı ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekili; her ne kadar dava dilekçesinde senetlerdeki imzalar hariç, diğer unsurların sahteliği iddia edilmişse de; ıslah dilekçesi ile soruşturma dosyalarında alınan bilirkişi raporları neticesinde, söz konusu senetlerdeki imzalarında sahte olduğunun ileri sürüldüğünü, davaya konu senetlerin bir kısmı üzerinde yapılan bilirkişi incelemelerinde imza ve kaşelerin sahteliğinin tespit edildiğini, HMK 209.maddesi gereğince sahte imza ve kaşelerle tertip edilmiş icra takiplerinin durdurulması gerektiğini, ıslah dilekçesinin ve bilirkişi raporlarının mahkemece dikkate alınmadığını, dava tarihi itibariyle imzanın müvekkili eli ürünü olmadığına dair somut deliller olmadığından imzaların sahteliği iddiasının ileri sürülmediğini, dosyaya sunulan sahteciliğe ilişkin bilirkişi raporları ve yeni belgeler ışığında ıslah dilekçesi de dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak asıl ve birleşen davalarda esastan hüküm kurulup davalar sonuçlanıncaya kadar, takiplerin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl ve birleşen davada talep, bedelsiz kaldığı ve sahte kaşe basıldığı ileri sürülen bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemiyle açılan davada, HMK 209.maddesi uyarınca teminatsız olarak bonolara dayalı icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davada teminatsız olarak icra takiplerinin durdurulması talebi reddedilmiş ve teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.6100 sayılı HMK 209/1 maddesi “Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” hükmünü haizdir.2004 sayılı İİK 72/2-3 maddesi ise “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda asıl ve birleşen dava, icra takibinden sonra açıldığından, maddenin açık lafzından da anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. Öte yandan İİK, icra takip hukuku açısından HMK’na göre özel kanun olup takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İİK hükümlerinin uygulanması gerekir. Önceleri icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında HMK’nun 209.maddesi uyarınca tedbir kararı verilebileceği yönünde Yargıtay 12. ve 19.Hukuk Dairelerinin kararları bulunmakta ise de, anılan Daireler daha sonra bu görüşlerinden vazgeçmişlerdir. Nitekim 12.HD’nin 17/02/2015 tarihli 2014/28104 E., 2015/3050 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi HMK’nun 209.maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup icra takibine etkisi yoktur. Yine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 10/09/2018 tarihli 2017/1388 E., 2018/3978 K. sayılı ilamında da İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında HMK’nun 209/1 maddesinin uygulama yerinin olmadığı belirtilmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesinde senetlerdeki imzaların sahteliği iddiasında bulunmuş ise de; HMK 209.maddesinin İİK 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasında uygulama yeri olmadığından bu iddiaya dayalı ihtiyati tedbir talebi yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde ilk derece mahkemesince verilen tekrarlayan ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygun olup, ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/06/2019