Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/832 E. 2021/1070 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/832
KARAR NO: 2021/1070
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2018
NUMARASI: 2013/1065 Esas – 2018/1359 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan ilk defa aldığı 40.000-TL krediyi 09/07/2008 tarihinde nakden ödediğini, 16/04/2009 tarihinde ikinci defa 40.000-TL kredi alındığını, ayrıca 10.000-TL ve 3.000-TL’lik teminat mektubu alındığını, buna karşılık ilgili banka lehine 3 adet ipotek verildiğini, müvekkilinin ayrıca bankaya tahsil için toplam 311.978-TL tutarlı çekleri verdiğini, müvekkilinin 16/04/2009 tarihinde aldığı 40.000-TL’lik kredinin aylık ödemelerini kriz sebebiyle aksatmaya başladığını, banka tarafından müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bankanın ipotekli taşınmazları alacağına mahsuben toplam 105.000-TL bedelle aldığını, banka tarafından 177.497,82-TL üzerinden takip başlatıldığını belirterek, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konulan 177.497,82-TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının müvekkili bankadan kullandığı kredinin ödenmemesi üzerine hesapların Şile Noterliğinin 08.01.2010 tarihli ihtarnamesi ile kat edildiğini, akabinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 177.497,82- TL asıl alacak olmak üzere toplam 187.602,12- TL tutarında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçildiğini, itiraz olmadığından takibin kesinleştiğini, taşınmazların alacağa mahsuben müvekkili banka tarafından satın alındığını, davacı şirket temsilcisinin yapılandırma talebi ile banka alacağının 24.08.2009 tarihi itibariyle 140.681,74-TL olarak belirtildiğini, ancak davacının ödeme yapmadığını belirterek, davanın reddi ile davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı banka tarafından davacıya 10.09.2008 tarihinde 200.000-TL limitli kredi kullandırıldığı, davalı banka tarafından kullandırılan krediler için davacı tarafından toplamda 311.978-TL’lik çekler verildiği ve çeklerden 221.728.00 TL’lik kısmının ödendiği, bu hususun taraflar arasında çekişmesiz olduğu, davacı tarafından verilen iki adet 13.000-TL’lik çekin davacıya iade edildiğinin de ihtilafsız olduğu, davacı tarafından bankaya teslim edilen çeklerden bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere 7 adet toplam 55.250-TL’lik çekin akibeti belli olmadığı gibi davacıya teslim edildiğine dair bir belge sunulmadığı, davalı tarafından davacıya kullandırılan … no.lu 68.215-TL’lik kredinin davacı tarafından kullanılarak cari hesaba aktarıldığı, … no.lu 33.300-TL’lik kredinin davacının cari hesabına geçtiği ve davalı tarafından yapılandırmaya dahil edildiği, … no.lu 10.761,30-TL’lik kredinin teminat mektubu olarak kullandırıldığı ve gayrinakit kredinin nakit krediye dönüştüğü, … no.lu 28.405,44-TL’lik kredinin kullandırıldığı ve yapılandırmaya dahil edildiği, davacının 4 adet kullandığı kredinin davalı banka tarafından 140.681,74-TL üzerinden yapılandırıldığı, davacı tarafından 68.215-TL’lik krediye itiraz edilmiş ise de kredinin 10.04.2009 tarihinde kullanıldığı, yapılandırmanın 24.08.2009 tarihinde yapıldığı, taraflar arasındaki yapılandırma protokolü gereğince davacı tarafından yapılandırmaya esas tutarın 140.681,74-TL olduğu, bu miktardan sonra bir ödeme yapılmadığı, takip tarihine kadar davacının ödenmeyen kredi borcu nedeni ile işlemiş faiz ve ferileri toplamının 151.351,45 TL olduğu, bu miktardan davalı elinde iken davacıya iade edildiği belli olmayan ve akibeti belli olmayan 55.250- TL’lik çek bedeli kadar davacının zararı olduğu ve bu miktarın davacı borcundan düşülmesi gerektiği halde takipte bu miktarın düşülmediği, davacının asıl borcunun 151.351,45 TL-55.250,00=96.101,45 TL olması gerektiği, davacı hakkında yapılan takipte 177.497,82 olan asıl alacağın 81.396,37-TL fazla gösterildiği, davacının menfi tespit talebinin bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; bankanın alacağına faiz hesaplandığı halde müvekkilinin fazla yaptığı ödemeye faiz hesaplanmadığını, mahkemece müvekkilinin borçlu olmadığı miktar tespit edilmesine rağmen bunun iadesine karar verilmediğini, menfi tespit davasında ödenmiş olan borcun iadesinin mahkemece resen değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak taleplerini içerir yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir. 2-Davalı vekili; davacı tarafın talebi üzerine borç bir çok kez yapılandırılmış olup ödemelerin yapılmaması sonucunda ipotekli taşınmazların satışına gidildiğini, yapılandırma taahhütnamesinde 24/08/2009 tarihi itibariyle anapara borcunun 140.681,74.-TL olduğunun belirtildiğini, ancak yapılandırmanın ihlal edilerek ortadan kalktığını,yapılandırma protokolüne uyulmaması halinde yapılandırma şartlarının ve bedellerinin de geçerli olmayacağını, ancak raporda yapılandırma bedeli üzerinden hesaplama yapıldığını, tek bir taksit dahi ödenmedi -ğinden borcun yapılandırma öncesi haline geri dönüştüğünü, yapılandırma üzerinden hesaplama yapılması sonucunda faiz alacağının tahsilinin engellendiğini, akıbeti belli olmadığı iddia edilen, aslında sistem üzerinden çıkışı yapılarak müşteriye iade edilen çekler bakımından da hatalı tespitler yapılarak borçtan indirildiğini, salt sistem dökümünde çek iade masraf girişinin yapılmış olmasının dahi çeklerin iade edildiğini kanıtladığını, kaldı ki hesap dökümlerinde çek iadelerinin yapıldığı hususunun 30/05/2016 tarihli bilirkişi raporuyla da sabit olduğunu, davacıya iade edildiğinin hesap dökümlerinden ve sistem verilerinden anlaşıldığını, belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı ile davalı banka arasında imzalanan 10.09.2008 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, açılan kredi borcunun banka lehine verilen ipotekler ile teminat altına alındığı, ayrıca davacı kredi borçlusu tarafından davalı bankaya tahsil için toplam 311.978-TL tutarlı çeklerin verildiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine borcun 24.08.2009 tarihinde 140.681,74-TL üzerinden yapılandırıldığı, davacı tarafından yapılandırmaya uyulmaması ve ödeme yapılmaması üzerine 08.01.2010 tarihinde davalı banka tarafından hesabın 176.108,50-Tl üzerinden kat edildiği, kat ihtarının davacı borçluya 14.01.2010 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme için verilen 5 günlük sürenin eklenmesiyle davacının 20.01.2010 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı banka tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibin kesinleşmesi üzerine ipotekli taşınmazların borca mahsuben davalı banka tarafından toplam 105.000-TL bedelle ihale yoluyla alınarak bu bedelin davacı borcundan mahsup edildiği, davacı tarafından davalı bankaya tahsil için verilen 45 adet çekten 221.728-TL tutarlı 34 adet çekin tahsil edilerek davacının borcundan mahsup edildiği, kalan 90.250-TL tutarlı 11 adet çekin tahsil edilip edilmediğinin ihtilaf konusu olduğu, bu çeklerden 35.000-TL tutarlı 4 adet çekin tahsil edilmeyerek davacıya iade edildiğinin yargılama sırasında sunulan teslim belgeleri ile kanıtlandığı, kalan 55.250-TL tutarlı 7 adet çekin ise karşılıksız çıkması nedeniyle tahsil edilmediği, ancak bu çeklerin davacıya iade edildiğine dair bir kayıt sunulmadığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; yapılandırma protokolü kapsamında kabul edilen 140.681,74-TL üzerinden hesaplama yapılarak, banka tarafından davacıya iade edildiği kanıtlanamayan çek bedeli toplamı olan 55.250-TL’nin düşülmesi sonucunda, banka tarafından 81.396,37-TL fazla alacak talep edildiği tespit edilmiş, mahkemece de bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak taraflarca imzalı 24.08.2009 tarihli yapılandırma protokolünde, protokolün borcun yenilendiği anlamına gelmediği, taahhüde uyulmaması halinde taksitlendirilen tüm borçların başlangıçtan itibaren muacceliyet kazanacağı hüküm altına alınmış olup, taahhüde de davacı borçlu tarafından uyulmamakla, taahhüt geçersiz hale gelmiştir. Bu durumda borç hiç yapılandırılmamış kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirken, hükümsüz kalan yapılandırma protokolündeki tutar esas alınarak yapılan hesaplama doğrultusunda davalı banka aleyhine davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli değildir. Öte yandan taraflar arasında ihtilaflı bulunan … Bankası Van Şubesine ait 1.250-TL, … Ümraniye Şubesine ait 15.000-TL ve 10.000- TL bedelli, … Bankası Şile Şubesine ait 8.000- TL ve 8.000-TL bedelli, … Bankası Şile Şubesine ait 8.000- TL bedelli ve …’a ait 5.000-TL bedelli olmak üzere toplam 55.250- TL tutarlı çeklerin davacıya iade belgesi sunulmamakla birlikte, söz konusu çeklerin ibraz edildiği ve karşılıksız çıktığı iade masrafı tahakkuk ettirildiği bunun ne anlama geldiğinin üzerinde durularak ,muhatap bankalardan çeklerin bankaya iade edilip edilmediği de sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda karar verilmiş olması hatalıdır. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, diğer hususlar incelenmeksizin kararın kaldırılarak dava yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/1065 Esas – 2018/1359 Karar sayılı ve 26/12/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, Karar kaldırıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına,” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/07/2021