Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/817 E. 2021/857 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/817
KARAR NO : 2021/857
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2019
NUMARASI: 2014/542 Esas 2019/92 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkilleri ile davalı banka arasında 01.03.2009 tarihinde kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince müşteri çekleri karşılığında kredi kullandırıldığını, bu nedenle müvekkillerinden 28.762,52 TL C/H alacağının olduğunu, davalı banka işbu kredi sözleşmesi nedeni ile Kartal …Noterliğinin 01.06.2009 gün ve … yevmiye nosu ile ihtarname çekildiğini, kredi kullanırken alacaklıya kullanılan krediye teminat olarak ve karşılık olarak ciro edilmiş olan müşteri çeklerinin karşılıksız çıktığını, davalı tarafın çekler için keşidecilerini, cirantalarını ve müvekkilini de kapsar şekilde icra takibi başlatmadığını, böylece müvekkillerinin kullandıkları kredi karşılığı verdikleri müşteri çeklerini, hem zamanaşımı hem de borçluların geçen zaman içinde ödeme güçlerini kaybetmiş olmaları nedeni ile tahsil etmelerinin engellendiğini, kredi sözleşmesi imzalanırken davalı banka müvekkillerinden teminat olarak taşınmaz tapu kayıtlarına ipotek şerh ettirdiğini, ayrıca 200.000-TL tutarında bono aldığını, davalı banka teminat olarak aldığı bonoya dayanarak müvekkilleri aleyhine İstanbul … İcra Müd.2009/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının kendi kusur ve ihmali ile tahsil imkanı kalmayan çeklerin tüm sorumluluğunun davalıda olduğunu müvekkillerinden alacak talebinde bulunamayacağını, bu nedenle davanın kabulüne davalıya borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, dava konusu alacağın … Şirketince dava konusu alacağın devir ve temlik alındığını, davacı temlik eden bankadan kredi kullandığını, kredinin zamanında ödenmediğini, hesabın kat edildiğini, ihtarnameye rağmen borç ödenmediğinden takip başlatıldığını, davacının borcunu halen ödemediğini belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :Mahkemece; davacılar tarafından kredi kullanırken verdikleri müşteri çekleri ve teminatlarla alacağın tahsil edilemediği, tahsil edilen çeklerin asıl alacaktan düşüldüğü davalının takip dosyasından dolayı 29.598-TL alacağı bulunduğu davacıların 31,96-TL’den dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ,fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacılar vekili;borcun miktarına itiraz etmediklerini, davalıya verilen çeklerle borcun ödenmiş olması nedeni ile borçlu bulunmadığının tespitini ve müşteri çeklerinin tahsil edilmemesi nedeni ile davalının sorumluluğu bulunduğunu, bu hususun mahkemece hiç araştırılmadığını, ayrıca lehlerine verilen vekalet ücretinin tarifece belirlenen asgari ücretin altında olamayacağı halde 31,96-TL vekalet ücreti takdir edilmesinin de yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava İİK 72 maddesine göre açılan menfi tespit davasıdır.Davacılar tarafından;davalının,davacıların borçlu bulunduğu 200.000-TL lik senede dayalı olarak İstanbul … İcra Müd.2009/… esas sayılı dosyası ile takip yaptığını C/H bakiyesine dayanarak 28.762,52-TL alacak talep ettiği, çeklerin karşılıksız çıkması nedeni ile işbu çeklerin tahsilatı için gerekeni yapmayan davalının sorumlu olduğu ,alacak talebinde bulunamayacağını belirterek borçlu olmadıklarının tesbiti talep edilmektedir.Davacılar cari hesaptan dolayı takip miktarı kadar borcun bulunduğunu dava dilekçesinde kabul etmektedir.Davacılar tarafından temlik eden bankaya verilen çeklerin 2009 yılı itibariyle icra takiplerine konu edildikleri ,dosyalarda herhangibir tahsilat sağlanamadığı getirtilen dosya kapsamlarından anlaşılmıştır.Davacılar çeklerin tahsil edilemesinden temlik eden bankanın kusuru bulunduğunu ileri sürmekte ise de bu iddiayı doğrulayacak bir delil ileri sürülmemiş,yapılan bilirkişi incelemesi ile de borcun varlığı belirlenmiştir.Getirtilen icra dosyaları içeriğine göre ;bır kısım çeklerde keşideci olan …ltd.şti nin asıl borçlu ….AŞ nin grup şirketi olduğu temlik eden banka tarafından bildirilmiştir.Bu tesbite göre çek bedelini ödemeyen grup şirketinin davacılar ile olan organik bağı da düşünüldüğünde alacak talep edilemeyeceğinin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.Keşideci … tarafından verilen çeklerde de aynı şekilde tahsilat sağlanamadığı görülmektedir. Borca karşılık kıymetli evrak verilmesi bedeli ödenmedikçe borcun sona ermesini sağlamamaktadır.Mevcut durumda davacılar tarafından bankaya verilen çeklerin ödenmediği anlaşılmakla davacılar hakkında da takibe konu edilen senet nedeniyle alacak talep edilemeyeceği icra dosyaları kapsamlarına göre yapılan haciz işlemlerinde bir sonuç alınamamış olmakla davalı bankanın kusuruyla çeklerden tahsilat sağlanamadığı ididası ispatlanamamıştır.Yapılan bilirkişi incelemesinde belirlenen borç tutarına göre 31,96-TL borç bulunmadığı tesbit edildiğinden bu miktar bakımından davanın kabulüne fazla istemin reddine karar verilerek bu miktarı geçmemek üzere davacılar vekili yararına vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle istinaf sebebleri yerinde olmayan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacılar tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/06/2021