Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/792 E. 2021/889 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/792
KARAR NO: 2021/889
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2015/71 Esas-2018/518 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
İlk derece mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkillerinin davalı bankanın Bayrampaşa Şubesi’nin müşterileri olduklarını, taraflar arasında yaklaşık 2011 yılı başından itibaren cari hesap, senet mukabili kredi, business kredi ve eşit taksitli tüketici kredi işlemlerinin vuku olduğunu, bu işlemlerin devam ettiği süre içinde müvekkillerinin davalı bankadan toplam 190.725-TL parayı kredi olarak çektiklerini, buna karşılık davalı bankaya 650.000-TL tutarında nakit, şahsi çek ve müşteri çeki teslim ettiklerini, davalı bankanın 23/10/2013 tarihinde Beyoğlu … Noterliği’nden gönderdiği ihtarname ile hesabı kat ettiğini, akabinde müvekkilleri aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ipoteğin parayı çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını beyanla müvekkillerinin davalı tarafa anılan takip dosyasına konu edilen 39.326,12-TL tutarında borçlu bulunmadığının tespitine ve davalının % 20 kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; borçluya kullandırılan kredi ödemelerinin sözleşme şartlarına uygun olarak yerine getirilmemesi nedeniyle borçluya Beyoğlu … Noterliği’nin ihtarnamesinin gönderilerek hesabın kat edildiğini, hesap katına borçlu tarafından itiraz edilmediğini, buna rağmen borç ödenmediğinden borçlular hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, ipotekli gayrimenkulün kıymet takdiri yaptırılıp kıymet takdir raporunun borçlulara tebliğ edildiğini, davacı tarafın satış aşamasına kadar hiçbir itirazda bulunmadığını, taşınmaz satıldıktan sonra vakit kazanmak için her türlü hukuki yolu zorlamaya çalıştığını beyanla davanın reddine, davacı tarafın kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafın davalı alacaklı bankaya takip tarihi itibariyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Es. Sayılı dosyasından 34.978,94-TL asıl borç, 1.040,54-TL temerrüt faizi, faizin % 5 gider vergisi olan 52,03 TL BSMV olmak üzere toplam 36.071,47-TL borcunun bulunduğu, davalı bankanın takip tarihinden borç ödeninceye kadar 34.978,94-TL alacağına % 23,28 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 BSMV’sinin ipotek limiti olan 150.000-TL’ye ulaşıncaya kadar istenebileceği ve buna göre davacı tarafın davaya konu takip dosyasındaki nakdi alacak miktarının 3.254,65-TL’sinden davalıya borçlu olmadıkları gerekçesiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı takip dosyasındaki nakdi alacak miktarının 3.254,65 TL’sinden davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, şartları oluşmadığından tarafların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun bilimsel ve teknik bilgi içermediğini, bilirkişilik müessesesi ile bağdaşmadığını, denetime elverişli olmadığını, buna rağmen mahkemece hükme esas alınarak karar verildiğini, mahkemece, dosyaya ibraz olunan ödeme dekontları ve davalı bankaya tahsil için teslim olunan çek ve senetlere ilişkin çek-senet teslim bordroları gözönüne alınmaksızın düzenlenen rapora göre karar verildiğini, bilirkişi raporunda davalı bankaya müvekkiller tarafından teslim olunan çek ve senetlerin bir dökümü bile yapılmadığını, bilirkişi raporunda, davalı banka müfettişinin 6.412,75-TL olarak bulduğu “sadece müşteri hesabından (UF) referansıyla alınan komisyon ücretinin” usulsüzlüğüne dair tesbitinin dahi, görmezden gelindiğini; bilirkişi tarafından yerinde inceleme tutanağı düzenlenmediğini, davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtların, mahkeme kalemine getirilmediği ve incelenmediğinden mahkeme kaleminde düzenlenen tutanağının içeriğinin doğru olmadığını; mahkemece verilen istinafa konu kararın, eksik incelemeye dayalı olup usul ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı banka arasındaki genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı banka tarafından toplamda 190.725-TL kredi kullandırıldığını, buna karşılık davalı bankaya nakit, şahsi çek ve müşteri çeki olmak üzere toplamda 650.000-TL ödeme yapıldığını, bankaya yanlışlığın düzeltilmesi için başvurmalarına rağmen müvekkillerinin oyalandığını ve aksine müvekkilleri hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını ileri sürerek müvekkillerinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti talebinde bulunmuş olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı banka ile davacılardan … arasında 08/10/2010 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı ve sahip oldukları taşınmazda sözleşmenin teminatı olarak 150.000-TL limitli ipotek tesis edildiği, 23/10/2013 tarihinde hesabın kat ettiği ve 26/10/2013 tarihinde temerrütün gerçekleştiği, davalı banka tarafından 11/12/2013 tarihinde ipoteğin para çevrilmesine yönelik icra takibi başlatıldığı incelenen dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından yapılan sözleşmenin 42. Maddesi uyarınca banka kayıtları esas alınarak yapılan incelemede, davalı bankanın taksitli krediden dolayı 30.309,42-TL, … kart nedeniyle 2.150,17-TL alacağının bulunduğu, taksitli kredi yönünden 20/05/2013 tarihinden, … kart yönünden ise 22/10/2013 tarihinden olmak üzere temerrüt tarihi olan 26/10/2013 tarihine kadar işleyen akdi faiz ile temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işleyen faizle birlikte davalı bankanın davalılardan toplamda 34.978,94-TL asıl alacak, 1.040,51-TL işlemiş faiz, 52,03-TL BSMV alacağı olmak üzere toplamda 36.071,47-TL alacağının bulunduğu halde fazla olarak 39.326,12-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, davacıların iade edilmeyen çek yapraklarından dolayı depo yükümlülüğü ise 18.810-TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı … tarafından hesaba yönelik itirazların incelenmesi talebinde bulunulması üzerine, banka müfettişiliği tarafından düzenlenen 23/01/2013 tarihli raporda müşterinin hesabından “UF” referansıyla alınan 6.412,75-TL komisyon ücretinin müşterinin bilgisi dışında alındığı tespit edilmiş olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda kesintisi yapılan bu bedelin yerindeliği tartışılmamıştır. Bunun dışında, davacı iddiasına dayanak olan nakit ve çek ödemeleri ile ilgili bir kısım dekont ve çek tevdi bordroları ibraz etmiş ise de, bunlarla ilgili inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Bu bakımdan davalı banka kayıtları üzerinde yeniden inceleme yaptırılarak tarafların iddia ve itirazlarının değerlendirildiği denetime elverişli bir şekilde rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/05/2018 Tarih 2015/71 Esas-2018/518 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 55,58-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.1706/2021