Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/783 E. 2021/788 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/783
KARAR NO: 2021/788
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2018
NUMARASI: 2018/27 Esas 2018/458 Karar
DAVA: Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Davanın reddine ilişkin kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili , davacı … ‘in birikimleri ile Türkiye’de bir yat alarak hayatını Türkiye’de geçirmek istediğini, davacının …-ünvanı adı altında söz konusu işleri profesyonel olarak yaptığını iddia eden gemi kaptanı … ve … isimli şahıslardan danışma ve tercüme hizmeti talep ettiğini, bu şahısların müvekkilini , davalı şirket yetkilileri ile tanıştırarak davalı şirketin sahip olduğu bir çok yattan birinin satın alınabileceğini ve bu konuda ücret mukabili aracılık, tercüme işlerini taahhüt ettiklerini, … ve … isimli kişiler ile davalı şirket yetkililerinin birkaç saatlik turlara çıkartarak satış amacı ile yatları tanıttıklarını, müvekkilinin 400.000-Euro bedel karşılığında … isimli motor yatın satışını teklif ettiklerini,müvekkilinin … isimli davaya konu motor yatı satın aldığını, … ve … isimli kişilere bahsi geçen hizmetleri nedeniyle yaklaşık 20.000-euro ödediğini, daha sonra gemi kaptanı …’un başka kişiler ile yabancı uyruklu kişilere Türkiye’de ikamet tezkeresi ve sair belgeler alınmasını sağlayarak çıkar ve kazanç elde etmek amacı ile kağıt üzerinde .. isimli motor yatın mürettebatı olarak gösterip kanuna aykırı şekilde transit log belgesi tanzim ederek suç işlediğini ve ortağı … ile birlikte davaya konu motor yatın fahiş bir bedel karşılığında satışına istinaden satıcı davalı şirketten komisyon aldığının da anlaşılması üzerine müvekkili tarafından kovulduğunu, müvekkilinin TBK 36 maddesi çerçevesinde aldatmaya maruz kaldığını, motor yatın satış bedeli olan 400.000-euronun yabancı şirket davacı üzerinden yatırıldığını, satış bedelinin tamamını şahsen kendi hesabından ödeyenin müvekkili davacı … olduğunu,davalı şirketin kasıtlı olarak bir kısım mali avantajlardan yararlanabilmek amacı ile konu hakkında bilgisi dahi olmayan yabancı ülke vatandaşı davacı müvekkilinin bir kısım noter vekaletnameleri alınması itibarı ile yabancı ülkede sırf bu yüzden aktif olarak faaliyet göstermeyen ticari bir şirket kurdurulmasından sonra satışın gerçekten davacı müvekkiline yapılmasına rağmen görünürde ve resmiyette maksatlı kurdurulan ….’ne yapılmasının davaya konu motor yat satışının TTK hükümleri çerçevesinde ticari bir işlem olmaktan çok TBK kapsamında kalan hukuki bir işlem olduğunu, satıştan kısa süre sonra motor yatın fırtınada hafif derecede hasar gördüğünü,yatın tersaneye çekildiğini, tersane çalışanlarının süpheleri üzerine motor yatın dış ahşap kaplamalarının komple sökülerek iç kısma kontrol amaçlı bakıldığında motor yatın iç kısımlarında yer alan iskelet ve omurga kısmınını oluşturan ahşap ve metallerin neredeyse tamamen çürümüş olduğunu, can ve mal güvenliğini tehlikeye sokabilecek durumda bulunduğunu,durumun ciddiyetinin anlaşılması üzerine Fethiye 1.SHM nin 2013/14 D.İş dosyasında delil tespiti yapıldığını, davalı şirketin motor yatın gizli ayıplı olduğunu öngörebilecek durumda olduğunu,müvekkili aleyhine hukuka aykırı olacak şekilde bir satış işlemi gerçekleştirdiğini,satış bedelini fahiş derecede yükselterek sebepsiz zenginleştiğinden ortaya çıkacak bedel oranında geri ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacı şirket tarafından 08.10.2012 tarihinde satın alınan … isimli teknenin belirtilen vasıflarda olmadığının ileri sürüldüğü, davacı şirketin bahsettiği iş ve eylemlerle davalı şirketin bir irtibatının bulunmadığını,davacı …’ın aktif dava yetkisi olmadığını, dava konusu teknenin satış tarihinde 20 yaşında olduğunu, teknenin ikinci el olarak satıldığını ve tekneyi satın almadan önce incelediğini, davalı şirketin … ve … isimli kişiler ile bir bağlantısı bulunmadığını, davacı şirketin, iradesini fesada uğratacak bir tutum ve davranış içinde olmadığını, satışa konu teknede gizli bir ayıp niteliğinde yaşına ve durumuyla uyumsuz herhangi bir uyumsuzluk olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafından satın alınan teknenin idare tarafından konulmuş bir takım kriterlerin yerine getirilip getirilmediğine ilişkin kontrolünde “en yakın kıyıdan 20 milden fazla açılamaz” kaydı düşüldüğü, belge üzerinde yer alan kısıtlama nedeni ile ilgili gizli ayıptan söz edilemeyeceği, satış tarihindeki değerinin 300.000-euro olabileceği, davacının tekneyi satın alma ve kaza sonrası karaya alması ile teknenin su altı kısmında yapmış olduğu zorunlu masraflar 50.000-euro, direk ve donanımlar için giderlerin 28.000-euro olacağı, sözleşmenin 27 maddesi ile satıcı zapta karşı tekeffülde bulunurken ayıba karşı tekeffül etmediğini açıkça beyan ettiği, geminin 700.000-usd bedelle sigortalandığı, satış bedelinin somut olaya uygun olduğu, gerçek ayıp incelemesi yapılsaydı geminin değeri 300.000-euro kıymette olacağı davacının kontrolleri yaparak kabul ettiği teknedeki % 25 lik uyumsuzluğun tarafların tacir olması nedeni ile sömürü ve ayıptan davalının sorumlu tutulmasını gerektiren bir sebeb olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:1-Davacı vekili, davacı şirketin ticari bir faaliyeti bulunmadığını,teknenin gizli ayıplı bulunduğunun tespit edildiğini,teknenin su altında kalan kısımları başta olmak üzere iç kısımlarındaki tüm ahşap ve metal aksamlarının tamamen çürük olduğu, iş bu gizli ayıbın teknenin satışı aşamasında teknenin tüm sargıları açılarak ve yakma işlemine rıza göstererek yapılmayacağını, tekneye ait belgede bulunan 20 milden fazla açılamaz kaydının davanın esasını doğrudan etkilemeyeceğini, bilirkişi raporlarının da bu hususu doğruladığını, davacının 70 yaşın üzerinde ve yabancı olması nedeni ile sözleşmenin 27.12 maddelerinin kabul etmiş sayılacağının hakkaniyete uygun olmadığını, sözleşmenin bu maddeleri haksız şart olduğunu, TBK 221 maddesi gereğince satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür düzenlemesi gereğince davalının söz konusu ayıptan sorumlu olduğunu,davalının zorunlu olarak yapılan 78.000 -euro ve satış bedeli yönünden de fazla bedelin geri ödenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı vekili, davacıların 2 kişi olup, gerçek kişi yönünden davanın husumet yokluğundan davanın reddi ile ayrı vekalet ücretine hükmetmesi gerektiğini, ayrıca daha önce yetkisizlik ve görevsizlik kararları verildiğini verilen yetkisizlik ve görevsizlik kararları için ayrı vekalet ücreti verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava; davalı tarafından satışı gerçekleştirilen teknenin ayıp nedeni ile yapılan zorunlu giderler ve satış bedelinden yapılacak indirimin tahsiline ilişkindir. Davacılar tarafından Fethiye 4.Asliye Hukuk Mahkemesine açılan dava Mahkemenin 2013/176 E-2013/401 K. sayılı kararı ile Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, iş bu kararın temyiz edilmesi ile 18.09.2014 tarihinde Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2014/11398 E-2014/13743 K. Sayılı ilamı ile onanmış,dosya İstanbul 15.Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, davanın mutlak ticari dava olması nedeni ile görevsizlik kararı verilerek dosya İstanbul 15.ATMne gönderilmiş, İstanbul 15. ATM tarafından uyuşmazlığın Deniz Ticaretinden kaynaklanması nedeniyle İstanbul 17.ATMsine ait olduğundan görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda davacılardan …. ile davalı … A.Ş arasında 09.10.2012 tarihinde … isimli tekne için 400.000 -euro bedelli satış sözleşmesi imzalanmıştır.Dava konusu tekne için düzenlenen 02.11.2012 tarihli faturanın davalı tarafından davacılardan …. adına düzenlendiği, davacı …’ın davacı şirketin yöneticisi olduğu anlaşılmıştır. Davacı … tarafından teknenin kişisel ihtiyacı için alındığı iddia edilmiş ise de dosyada mevcut belgelerden teknenin davacı şirket adına alındığı ve sözleşmenin de davacı şirket tarafından imzalandığı sabittir. Bu sebeble gerçek kişi davacı adına satın alındığı iddiası dinlenebilir değildir. Davacı şirket tarafından satın alınan tekne 1992 yılında imal edilmiştir. Satış öncesi 20.05.2011 tarihli deniz sörveyi 13.05.2011 tarihli kara sörveyi raporu ile yıllık denetimlerinin yapılması halinde 13.05.2016 tarihine kadar denize elverişli olduğu belgelenmiştir. Satış tarihi itibarı ile 20 yaşında olan tekne satın alınmadan önce şirket ortağı davacı tarafından incelendiği, davacının … ve … isimli kişilerden danışmanlık yardımı aldığı ve bu kişilere 20.000-euro komisyon ödediği tespit edilmektedir. Belge üzerinde en yakın kıyıdan 20 milden fazla açılamaz kaydı mevcuttur. Söz konusu bu kayıt ile teknenin satış tarihi itibarı ile değerinin 300.000 Euro olacağı bilirkişiler tarafından tespit edilmiştir. Uyuşmazlık ticari satımdan kaynaklanmaktadır. Davacıya ait teknede oluşan zorunlu masrafların 78.000-euro olduğu ancak davacının sözleşmenin 27.maddesi gereğince tekneyi bu hali ile satın aldığı, her ne kadar teknenin satış tarihi itibarı ile değerinin 300.000-euro olabileceği tespit edilmiş ise de satış değeri ile gerçek değer arasındaki bu farkın fahiş fark teşkil etmediği ,teknenin yaşı ve denize elverişlilik belgesi üzerindeki kısıtlamaya göre gizli ayıp bulunduğu iddiası ileri sürülemeyecektir.Davacı taraf tekneyi satın alırken incelettiği, profesyonel yardım aldığı gözetildiğinde davalının adı geçen kişilerle birlikte hareket ettiği ispatlanamadığından davacının davalı tarafından aldatıldığı iddiaları sabit olmamıştır. HMK 20 maddesi gereğince, yetisizlik ve görevsizlik kararları nedeniyle yargılama giderleri esas hakkında yargılama yapan mahkemece değerlendirilir.Bu kararlardan sonra yargılamaya devam edilmesi halinde esasa ilişkin hüküm ile vekalet ücreti takdir edildiğinden bu kararlar nedeniyle ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyecektir.Davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Davanın ,şirket ve temsilcisi tarafından açıldığı, davacı …’ın işbu davada tekneyi satın alan sıfatı olmadığı bu davacı yönünden davanın aktif husumet yönünden reddi gerektiği halde mahkemece bu davacı hakkında davanın esastan karara bağlanması doğru görülmemiştir.Davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf sebebi yerindedir.Anlatılanlara göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ,davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden yeniden hüküm verilmesine,davacı şirket yönünden ispatlanamayan davanın reddine, davacı … yönünden açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine ve red sebebi farklı olan bu davacı yönünden davalı lehine maktu vekalet ücreti verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE; İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2018 Tarih 2018/27 Esas 2018/458 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “1-Davacı … yönünden aktif husumet yokluğundan davanın REDDİNE, 2-Davacı …. Yönünden ispatlanamayan davanın REDDİNE” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin yatırılan 1.707,75-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.648,45‬‬-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine, Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 28-TL yargı giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, Davalı vekili lehine takdir olunan aktif husumet yokluğu yönünden 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya ödenmesine, Davalı vekili lehine takdir olunan 10.750-TL nispi vekalet ücretinin davacı ….’den alınarak davalıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davacılar ve davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının(Davacılar 44,40-TL davalı 44,40-TL ) istek halinde kendilerine iadesine, İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.25/05/2021