Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/776 E. 2019/636 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/776
KARAR NO : 2019/636
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2019 (Ek Karar)
NUMARASI : 2018/1146 D. İş-2018/1146 Karar
TALEP : İHTİYATİ HACZE İTİRAZ
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/05/2019
İlk derece mahkemesinin 05.10.2018 tarihli ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen 04.02.2019 tarihli ek kararın, bir kısım ihtiyati hacze itiraz eden vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP:İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili ile borçlu ….San. Ve Tic. A.Ş.. arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmelerinin diğer borçlular tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi ödemelerinde temerrüde düşülmesi üzerine borçlulara ihtarname gönderilerek 55.925.200,44-TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, ancak olumlu sonuç alınamadığını ileri sürerek alacağı teminen borçlular hakkında ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, talep uygun görülerek ilk derece mahkemesinin 05.10.2018 tarihli kararı ile ihtiyati haciz kararı verilmiş, borçlu ….A.Ş. hakkındaki talepten vazgeçilmesi nedeniyle bu borçlu hakkında ise karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.
İTİRAZ: İhtiyati hacze itiraz eden …..A.Ş. vekili, hesap kat işleminin yasaya uygun yapılmadığını, alacağın rehinle temin edildiğini, kefaletin yasal şartları taşımadığını, müvekkilinin kredi sözleşmelerine taraf olmadığını belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.Diğer borçlular vekili ise, alacağa konu kredi sözleşmeleri için müvekkillleri asıl borçlu …. A.Ş. ile kefil …. teminatlar alındığını, alacağın 130.000.000-TL tutarlı ipotek ve 100.000-TL tutarlı ticari işletme rehni ile teminat altına alındığını, ayrıca ihtiyati haciz kararı süresinde infaz edilmiş olmakla birlikte icra takibinin yasal süreden sonra başlatıldığını, bu nedenle ihtiyati haczin hükümsüz hale geldiğini, kefil olan müvekkillerinin kefaletlerinin geçersiz olduğunu, zira müvekkili şirketler …. ve … firmalarının asıl borçlunun kredi borçlarına kefil olabilmesi için şirket yetkilisine genel kurulca özel yetki verilmesi gerektiğini, ancak böyle bir yetki verilmediğini, kefalet tarihi ile kefalet limitinin de yazılı olmadığını, ayrıca ihtiyati hacze karar verilen tutarların kefalet limitlerinin üzerinde olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İTİRAZA CEVAP: İhtiyati haciz talep eden banka vekili, müvekkili alacağının teminatını teşkil etmek üzere toplam 133.000.000-TL tutarında ipotek tesis edildiğini, taşınmazlardan ikisinin kefil …. tarafından ipotek edildiğini ve ipotek tutarının toplam 10.000.000-TL olduğunu, ayrıca ticari işletme rehni tesis edildiğini, ancak kefiller aleyhine rehne müracaat edilmeksizin doğrudan haciz yoluyla takip yapılabileceğini, borçlu … yönünde ise 60.000.000-TL üzerindeki borç için 10.000.000-TL ipotek olduğundan, rehinle temin edilmemiş kısım için ihtiyati haciz kararı verilebileceğini, ayrıca ihtiyati haciz kararının infazı aşamasında taşınmazlar için haciz talep edildiğini, ancak sonucunun tebliğ edilmediğini, menkul haczi de uygulanmadığını, dolayısıyla İİK 264.m.uyarınca süresinde icra takibi başlatıldığını, kefaletlerin geçerlilik koşullarını da taşıdığını belirterek itirazların reddini istemiştir.
EK KARAR: İlk derece Mahkemesinin 04.02.2019 tarihli ek kararı ile, ipoteğin asıl borçlu lehine tesis edildiği, miktarının da 133.000.000- TL olduğu,bu nedenle itiraz eden asıl borçlu hakkında verilen ihtiyati haczin kaldırılmasına karar vermek gerektiği, diğer kredi müteselsil borçluları için verilen ipotek bulunmadığından bu yöndeki itirazların kabul edilmediği, ….San. Ve Tic. A.Ş nin kefaletin koşullarının oluşmadığı yönündeki itirazın İİK 265 de sayılan sebeplerden olmadığı, ancak genel mahkemede açılacak dava ile değerlendirilebileceği, adı geçen borçlunun 56.500.000- TL limitli 23/03/2017 tarihli genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladığı, dolayısıyla sorumlu olduğu, öte yandan …. kefil olarak imzasını taşıyan 35.000.000- limitli sözleşmede eş rızasının bulunduğu, ancak 50.000.000- TL limitli sözleşmede bulunmadığı, bu nedenle bu kefil yönünden ihtiyati haciz limitinin 35.000.000- TL ile sınırlı olması nedeniyle artan kısım yönünden ihtiyati haczin kaldırıldığı, ayrıca bankanın yasal sürede icra takibi başlatmadığı yönündeki itirazın da haklı olmadığı, itiraz eden borçluların diğer itirazlarının da İİK 265 de sayılan sınırlı itiraz sebeplerinden itirazlardan olmadığı gerekçesiyle …. San. Ve Tic. A.Ş. tarafından ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine, …. itirazının kısmen kabulü ile 55.925.200,44 TL üzerinden verilen ihtiyati haczin 35.000,00 TL üzerinden uygulanmasına, artan kısım yönünden ihtiyati haczin kaldırılmasına , asıl borçlu yönünden itirazın kabulüne ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, diğer borçluların itirazlarının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İtiraz edenler ….. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkili …. asıl borçlu şirketin borcu için 2 adet taşınmazını toplam 20.000.000-TL üzerinden banka lehine ipotek ettiği açık olmasına rağmen bu hususun dikkate alınmadığını, ayrıca …. kefil olurken eş muvafakatinin bulunmadığını, 2-İhtiyati haciz kararının süresinde infaz edildiğini, ancak yasal sürede icra takibine geçilmediğini, 3-Müvekkillerinin kefaletlerinin geçersiz olduğunu, zira müvekkil şirketlerin kredi borcuna kefil olabilmeleri için şirket yetkilisine özel yetki verilmesi ve genel kurul kararı gerektiğini, ancak böyle bir yetki ve karar bulunmadığını, ayrıca kefil olunan tarih ve kefalet limitlerinin yazılı olmadığını belirterek ek kararın ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir. İtiraz eden …..A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Alacağı rehinle teminat altına alınması nedeniyle ihtiyati haciz talep edilemeyeceğini, TBK 586.maddesi uyarınca kefile başvuruda bulunulabilmesi için asıl borçlunun açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerektiğini, ancak böyle bir durumun söz konusu olmadığını, asıl borçlunun itirazı kabul edilmişken kefil olan müvekkilinden talepte bulunulmasının doğru olmadığını,2-Müteselsil kefillerden biri için ihtiyati haczin kısmen iptali halinde müvekkilinin sorumluluğunun da azaltılması gerektiğini, zira müvekkilinin kredi borcunun teminat yapısına ve kefaletlerin geçerliliğine güvenerek kefil olduğunu, 3-Müvekkili şirketin eski ortağının temsil yetkisini kötüye kullanmak suretiyle müvekkilinin kendi borçları için kefil gösterdiğini, 4-Dosyada sözleşmelerin asıllarının veya okunaklı suretlerinin bulunmadığını belirterek itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir
GEREKÇE: Talep, İİK 265 vd. maddeleri kapsamında ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İİK 264/1 maddesi “Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz zabıt varakasının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecburdur.” şeklinde düzenlenmiş olup, somut olayda alacaklı 05.10.2018 tarihli ihtiyati haciz kararını 08.10.2018 tarihinde icra dosyası üzerinden infaz etmiş ise de, hacizlerin taşınmazların haczine ilişkin olduğu ve alacaklının gıyabında olduğu, icra takip tarihi olan 21.12.2018 tarihine kadar düzenlenmiş haciz zabıt varakasına ve tebliğine ilişkin belgeye dosyada rastlanılmadığı anlaşılmakla, bu durumda alacaklının yasal sürede ilamsız icra takibi başlatmış olduğunun kabulü gerekir. İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nun 257/1. maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. TBK 583/1 maddesi “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” şeklinde, 584.maddesi “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. …(Ek fıkra: 28/03/2013-6455 S.K./77. md) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, …. için eşin rızası aranmaz.” şeklinde düzenlenmiş olup, somut olayda kredi sözleşmelerinde tüm kefillerin kefalet tarihleri ve kefalet limitleri yazılı olduğu gibi, kefil …. asıl borçlu şirket yetkilisi olduğu ve ….’nin kefil olduğu 35.000.000-TL bedelli sözleşmede eş rızasının alınmış olduğu dikkate alındığında kefalet geçerlilik şartlarının mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Kefil olan şirketlerin yetkililerine kefil olmaları yönünde özel yetki verilmediği ve genel kurul kararı alınmadığı yönündeki itirazlar ise İİK 265.maddesi kapsamında olmayıp ancak genel mahkemelerde açılacak bir davada araştırma ve inceleme konusu yapılarak değerlendirilebilecek itirazlardır.Bununla birlikte, TBK nun 586/1. maddesi; ” Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkca ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir ” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, ihtiyati haciz talep eden banka ile …..A.Ş. arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmelerinin diğer borçlular tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, asıl borçluya kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine düzenlenen hesap kat ihtarında toplam 55.925.200,44- TL nakdi borcun ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin asıl borçlu ve kefillere tebliğe çıkarıldığı görülmüş olup, bu durumda TBK 586/1 maddesi şartlarının mevcut olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan İİK 45.maddesi “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir” şeklindedir, yalnızca asıl borçlu veya kendi kefaletinin teminatı olarak ipotek veren şahıs yönünden uygulabilecek bir madde olup, somut olaya döndüğümüzde dosya kapsamında mevcut ipotek belgeleri incelendiğinde , kefil olan …. hissedarı olduğu 2 adet taşınmazın da asıl borçlunun borcu için toplam 10.000.000-TL üzerinden banka lehine ipotek edildiği, ipoteğin asıl borçlunun asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçları yanında, ipotek verenin asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçlarını da teminat altına aldığı görülmüştür. Bu durumda itiraz eden borçlu kefil …. yönünden 10.000.000-TL ihtiyati haciz kararına yönelik itiraz haklı olup ancak rehinle teminat altına alınmayan 45.925.200-TL yönünden ihtiyati haciz koşulları oluştuğunun kabulü gerekir. Tüm bunların dışında kalan itiraz nedenleri de İİK 265.maddesi kapsamında olmayıp, ancak genel mahkemelerde açılacak dava sırasında ileri sürülebilecek hususlar olduğundan yerinde görülmemiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, itiraz eden … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ek kararın kaldırılmasına ve itirazın kısmen kabulüne, diğer itiraz edenler vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;İtiraz eden borçlu …. vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1146 D.İş 2018/1146 K. sayılı 04.02.2019 tarihli ek kararının HMK 353(1)b-2 maddesi uyarınca adı geçen borçlu yönünden KALDIRILMASINA,” İtiraz eden borçlu …. 05/10/2018 tarihli ihtiyati haciz kararına itirazının KISMEN KABULÜNE, adı geçen borçlu yönünden ihtiyati haciz kararının 10.000.000- TL’lik kısmının KALDIRILMASINA ve 45.925.200-TL üzerinden devamına,” Diğer itiraz eden borçlular vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, İlk derece yargılamasına ilişkin olarak:“ İlk derece mahkemesinin ek kararı ile borçlular vekili ve alacaklı vekili lehine vekalet ücreti takdir edilmiş olduğundan yeniden takdirine yer olmadığına, İtirazların kısmen kabul ve kısmen reddedilmiş olması nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, “İstinaf yoluna başvuran ….. ve diğerleri tarafından yatırılan 44,40- TL peşin istinaf harcının talep halinde itiraz edenlere iadesine,İstinaf yoluna başvuran …. A.Ş. tarafından yatırılan 44,40-TL peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02.05.2019