Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/772 E. 2021/853 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/772
KARAR NO : 2021/853
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2018
NUMARASI: 2014/817 Esas 2018/1269 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilleri … ve … eş olup, davacı şirketin yetkilisi olduklarını,11.05.2009 tarihinde işyerine hacze gelindiğini, müvekkillerinin araç muhafazasını önlemek için borcu ödemek istediğinde davalı bankada bulunan tüm hesaplarının sıfırlandığını öğrendiğini, davacıların muhasebecisi … sorgulanması üzerine, … isimli kişi ile birlikte şirketin ve müvekkilerinin hesaplarını boşalttıklarını itiraf ettiğini, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/26250 soruşturma dosyasında düzenlenen iddianame ile Kadıköy 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/185 esas sayılı dosyasında dava açıldığını,adı geçenlerin sahte talimatlar yazdırıp şirket çalışanlarına para tahsilatı yaptırdıklarını, davalı bankanın bu işlemleri yaparken müvekkilerini aramadığını, ödemeler yapılırken imza karşılaştırması dahi yapılmadığını,ayrıca sahte çekler düzenlendiğini, bu çeklerin karşılığının olmaması üzerine muhtelif icra takipleri yapıldığını, müvekkilerinin icra tehdidi altında kaldıklarını belirterek davalı bankanın ağır kusuru nedeni ile çekilen 5.591.928-TL den şimdilik 20.000-TL ile … için 15.000-TL … için 15.000-TL toplam 50.000-TL maddi tazminat ve usulsüz olarak verilen çek karneleri nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 700.000-TL’den şimdilik 10.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka faizi ile birlikte tahsili ile davacı … ve … verilmesini, davacıların uğradığı manevi zararlar için … için 100.000-TL … için 100.000-TL ve … için 50.000-TL toplam 250.000-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevabında; davacıların … Ltd.Şti.’nin ortakları ve yetkili kişileri olduğunu, davaya konu para çekme işlemlerinin davacıların imzasını havi talimatlara istinaden ve bankacılık işleyişine uygun şekilde gerçekleştiğini, para çekme işlemlerindeki kişilerin şirket çalışanları olduğunu, yerleşik Yargıtay kararlarına göre hesaplarına vakıf olan hesap sahibinin hesap bakiyesine ve işlemlerine itiraz etmemesinin hesaplarına yönelik olarak yapılan önceki işlemlerine icazet vermiş olduğunu gösterdiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile 17.01.2006 tarihinden 25.12.2008 tarihine kadar devam eden işlemlerde taklit imzaların bulunduğu, davalı bankaya verilen talimatlardaki bir kısım imzaların davacı asillere ait olduğu, taklit imza ile yapılan TL, USD, Havale, EFT, Virman işlemlerinin davacıların ticari ilişkisinin bulunduğu kişi ve şirketlere yapıldığı, şirket borçlarının ödendiği toplam 429.800-TL tutarlı taklit imzalı çeklerle davacıların mal ve hizmet alımı yaptıkları, bu çeklerden birinde davacı …’nun da imzasının bulunduğu, davacıların muhasip …’in sahte imzalı talimatlı işlemlerine, çek taahhütlerine devam eden süreçte icazet verdikleri, İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesi dosyasındaki maddi vakıalar gereğince davacılara zarar veren eylemleri nedeni ile ne kadar zarar verildiğinin de tespit edilemediğini belirterek davalı bankanın davacıları zararlandırıcı işlemlerde sorumluluğunu gerektirecek kusuru bulunmadığından açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili;davacıların bankada hiç parası bulunmadığını 11.05.2009 tarihinde öğrendiğini,taklit imza ile yapılan işlemlerde davalı bankanın sorumluluğu bulunduğunu, bilirkişi raporunda sahte talimatlarla 2.313.368 TL, 1.282.000-USD, 10.000-Euro tutarında işlem ve sahte talimatlarla alınan çekler dolayısı ile 429.800-TL ödeme yapıldığının belirlendiğini,sahte talimatlarla müvekkillerin hesabından para çekilmesi hususunun mahkemece hatalı değerlendirildiğini, …’in davaya konu eylemleri gerçekleştirirken şirket çalışanları … aracılığı ile davacılar adına sahte talimatlar düzenledikleri ve bahka hesaplarından uzun süre para çekerek banka hesaplarını boşalttıklarını, davalı bankanın özenli davranmadığını, İstanbul Anadolu 8.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/185 E. Sayılı dosyasında … ve … işlemleri …’in yönlendirmesi ile gerçekleştirdiğinin sabit olduğunu, davacıların taklit imzalarla yapılan işlemlere icazetinin bulunmadığını, davacı … ile …’in adi ortaklığı bulunan …’nın ticari ilişkisi bulunan bir takım şirketlere yapılan virmanların hatalı değerlendirildiğini, adi ortaklığın Azerbeycan’da bir hastane yapım işi aldığını, hastane yaptıran frmanın yaptığı ödemelerin … tarafından şahsi hesaplarında kullanıldığını, hastane yapım işi için işçilik ve malzeme giderlerinin sahte talimatlarla davacıların hesabından yapıldığını, …’in sahte talimatlarla çek karnesi alıp üçüncü kişilere verdiğini borç ödenmeyince de davacıların tüm mal varlığının haczedildiğini, davacıların tüm zararının davalı bankanın özen yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeni ile oluştuğunu, ayrıca hukuk mahkemesinin ceza mahkemesindeki maddi olaylarla bağlı olduğunu,haciz tutanaklarının çoğunda … ve …’in imzasının bulunduğunu, işyerinin 3 katlı ve çok büyük olması ve müvekkillerinin işveren olması nedeni ile bu durumun uzun süre bilinemediğini, davacıların bu durumu 11.05.2009 tarihinde öğrendiklerini, davacılar tarafından yapılan tüm borç tasfiye protokollerinin de bu tarihten sonra yapıldığını, Kadıköy ….İcra Müd. … ve … E. Sayılı dosyalarında borç tasfiye protokolünün 28.04.2009 tarihinde yapıldığını anılan protokolda davacı … borçlu …’in ise müteselsil kefil olduğunu, dosyada böyle bir protokol olmadığını, protokolün 15.06.2009 tarihli olduğunu, bu protokolde 28.04.2009 tarihli protokole atıf yapıldığını ancak protokolü kimin imzaladığının belli olmadığını, bilirkişilerin bu konudaki tespitlerinin de hatalı olduğunu,davacıların çalışan veya ortağının kendisini dolandırdığını bilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava davacıların banka hesaplarında sahte imzalı talimatlara dayalı olarak çekilmesi ve yine sahte imzalı talimatlar ile davalı banka tarafından teslim edilen çek karnelerindeki çeklerin kullanılması nedeniyle uğradıkları zarar nedeni ile açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Bankacılık hizmetleri sözleşmeleri , hukuki nitelikleri itibarı ile vekalet benzeri isimsiz sözleşme yada vekalet sözleşmesi niteliğinde olup,TBK 506/2 maddesi gereği vekil(banka ) üstlendiği hizmetleri , vekalet verenin haklı menfaatlerini gözeterek , sadakat ve özenle yürütmekle yüküklü olup. Bankalar gibi , devletten aldıkları imtiyazla hizmet veren kurumların , ortalama bir vekilin göstermesi gereken özenden, daha yüksek derecede özen göstermesi gerekmekte olup, bankalar hafif kusurdan dahi sorumludur.Banka ancak özen borcunu ihlali sayılan kusurlu fiili bulunmadığını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilecektir.Davacı …. Ltd.Şti’nin ortaklarının … ve … olduğu, 18.01.2002 tarihli Sicil Gazetesine göre her iki ortağın 15 yıl süre ile şirket müdürü oldukları ve şirket ünvanı altına atacakları münferit imzaları ile şirketi temsil edecekleri kararlaştırılmıştır. Davacılardan …’nun davalı bankanın Üsküdar Şubesinde … nolu hesapları, davacı …’nun … nolu hesapları, …ltd.Şti.’nin … nolu TL, döviz cinsinden hesapları mevcuttur. Davacılardan … ile Kadıköy 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/185 esas sayılı dosyasında yargılaması yapılan sanık … Adi ortaklığında yarı yarıya ortak oldukları ve aynı binada 2000 yılından beri faaliyet gösterdikleri hususu belirlenmiştir.Yine aynı dosyada yargılanan …, davacıların yanında 1990 yılından beri muhasebe yetkilisi olarak çalışmaktadır. Ceza davasında tanık olarak dinlenen … davacı şirkette getir götür işlerini yaptığını dava konusu olan talimatları muhasebeci … kendisine verdiğini ifade etmiştir.Yapılan bilirkişi incelemelerinde ; talimatların bir kısmının davacıların gerçek imzalarını taşıdığı,çeklerin bir kısmını da davacı …’in gerçek imzalarını taşıdığı belirlenmiştir. Sahte talimatlarla işlem yapılması birden çok kereler yapılmış olup ,sahteciliği yapanların davacı …’nun kendisine yönetimi bıraktığı adi ortaklıkta ortağı … ve davacı şirkette 20 yıllık sekreteri … tarafından davacıların imzasının takliden imzalandığı ve gerçek imzalar esas alınarak düzenlendiği belirlenmiştir.Davacılar talimatlardan sonra kendilerinden teyit alınmadığını ileri sürmekte iseler de ıslak imzalı talimattan sonra teyid alınması gerekmediği belirlenmiştir. 11.04.2014 tarihli 3 kişilik grafoloji uzmanlarından alınan rapora göre 94 adet belgedeki talimatlardaki imzaların davacı …’na ait olduğu, 214 adet talimattaki imzaların davacı … ait olmadığı, 170 Adet talimattaki imzaların davacı …’na ait olduğu,13 adet talimattaki imzaların …na ait olmadığı tespit edilmiştir. Buna göre davacıların davalı bankada bulunan hesaplarından çekilen 3.945.210,45-TL, 1.024.718,82-USD, 18.751-euoluk işlemlere itirazı bulunduğu, bilirkişiler tarafından verilen 20.04.2018 tarihli raporda davacıların kendilerine ait imzaların bulunduğu talimatlar hariç tutulmak sureti ile 213 adet talimattaki imzanın davacı …’na ait olmayan imza ile bir kısmı dava dışı şirketlere, bir kısmı hesaplara ağırlıklı olarakta davacıların çalışanı …’e ödeme yapıldığı, ilk taklit imza ile yapılan ödemenin 17.01.2006 tarihli olduğu, …’e yapılan ödemelerin 1.721.559-TL, 958.088-USD ve 10.000-Euro olduğu, …’a yapılan ödemelerin 60.500-TL ve 1.300-USD olduğu, virman ile yapılan ödemelerin dava dışı … Ltd ve … hesabına yapıldığı, havale ve EFT çıkışları ile yapılan ödemelerin üçüncü kişilere ve 65.930-TL ve 15.200-USD sinin … isimli kişiye yapıldığı, …’ın Ağır Ceza Mahkemesinde verdiği ifadesinde “Baküdeki hastanede kullanılmak üzere pencere camı ve küpeşte satışı yaptığını beyan ettiği, davacı şirketle ilgili çek taahhütnamesi aslına ait 3 sayfadaki imzanın davacı şirket temsilcisi …’na ait olduğu, çek karnesinin …’e verilmesine ilişkin talimat ile 3 adet ödemeye ilişkin talimat belgelerindeki imzaların davacılara ait olduğu, diğer tüm talimat belgelerindeki imzaların davacılara ait olmadığı saptanmıştır. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak mahkumiyetine karar verilen … eylemleri suç teşkil etse dahi , davacı … ile birlikte kurdukları … Adi Ortaklığında yarı yarıya ortak oldukları, davacı şirket ile … aynı yerde faaliyet gösterdikleri, davacılar … ve …’nun diğer davacı şirketin münferit imza ile yetkili temsilcileri oldukları, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığınca verilen 29.11.2010 tarihli yazı cevabında 2004 yılından 2009 yılına kadar vergi beyannamelerinin gönderildiği, davacı tacir olup 3 yıldan fazla bir süre boyunca hesaplarının kontrolünü yapmamasının, davacılar ile davalı banka arasında süregelen talimatla ödemelerin yapılmasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sahte işlemlerle çekilen para ve çeklerin şirketin gerçek alacaklılarına da ödemeler yapıldığı birlikte değerlendirildiğinde yapılan işlemlerde davacıların ağır ihmalleri bulunduğu ,zararların davacıların ortağı ve çalışanı tarafından yapılan işlemlerden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.İstanbul Anadolu 8.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/185 esas 2015/439 karar sayılı kararlı dosyasında sanık şirket çalışanı ve davacının ortağı sanığın kabul ve ikrarı uyarınca sahte imzalı talimatların dolandırıcılık-sahtecilik suçlarından cezalandırılmasını gerektirecek şekilde hileyle sağlanmış olduğunun da tespit edilmesi karşısında davacının kendi çalışanının ağır kusurlu hukuka aykırı davranışları nedeniyle uğranılan zarardan , davacı ile davalı banka arasında süregelen talimatla havale yapılma-para çekme işleminde, imza sirkülerindekilerle aynı imzayı taşıyan dava konusu talimatları işleme koyması nedeniyle davalı banka sorumlu tutulması ve hafif kusur dahi izafe edilmesi mümkün değildir. (Yargıtay 11. HD nin 12/03/2015 tarih 2014/11979 -esas 2015/3382 Karar, 05/04/2016 tarih 2015/7897-esas ve 2016/3670-karar,01.03.2010 tarih 2008/10406esas-2010/2306 karar sayılı emsal ilamları )Açıklanan nedenlerle mahkemece davalı bankanın dava konusu usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinden dolayı kusursuz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacının zararına davacıların çalışanlarının suç teşkil eden eylemlerinin sebeb olduğu,davacıların da ağır kusuru bulunduğu ,çalışan ve ortağın işlemlerinin denetlenmediği işlemlerin miktarı gözetildiğinde bir ticari işletmenin para ihtiyacının olacağı ,hiç para kalmadığını yapılan haciz neticesinde öğrendiklerinin kabulünün mümkün olmadığı ,çek karnesi teslimine ilişkin talimattaki imzanında davacılara ait olduğu,gerçek ödemeler ile çalışan ve ortağın mal edindiği ödemelerin birbirine karıştığı gözetildiğinde davalı bankanın zararlandırıcı işlemlerde kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. İstinaf nedenleri yerinde olmayan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 133,20-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 73,90‬-TL harcın istek halinde davacılara iadesine, İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 03/06/2021