Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/77 E. 2019/121 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/77
KARAR NO : 2019/121
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2018 (Ara Karar)-13/09/2018 (Ara Karar)
NUMARASI: 2016/611
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/02/2019 (22/02/2019 yazım tarihli )
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilince istinafı üzerine düzenlenen rapor ve dosya incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
ASIL DAVA: İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekili, davalı …’ın toplam 1.936.000-TL bedelli 7 adet senet ile icra takibi başlattığını, ancak müvekkillerinin takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadıklarını, zira senet borçlusu olan ….Ş.’nin senetlerin lehdarı olan dava dışı …Tekstil Ltd. Şti. yetkilisi tarafından 05/01/2015 tarihinde ibra edildiğini, diğer müvekkilinin ise senetlerin borçlusu dahi olmadığını, şirket kaşesinin sahtecilik yapılmak suretiyle senetlerin ön yüzlerine basıldığını ileri sürerek senetlere dayalı icra takibinin müvekkili . …A.Ş. yönünden HMK m.209 uyarınca durdurulmasına, müvekkili … A.Ş. yönünden İİK m.72 uyarınca durdurulmasına, müvekkillerinin takibe konu senetler nedeniyle davalılara borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, müvekkilinin iyiniyetli ve meşru hamil olduğunu savunarak ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davalı …. vekili, davacı iddialarının haksız olduğunu, “ibraname” başlıklı belgenin gerçekliğinin dahi şüpheli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA: İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekili, davalı …’nın toplam 780.000-TL bedelli 3 adet senet için müvekkilleri hakkında icra takibi başlattığını, senet borçlusu … A.Ş.’nin senetlerin lehdarı dava dışı … Tekstil Ltd. Şti. tarafından 05/01/2015 tarihinde ibra edildiğini, diğer müvekkilinin ise senetlerin borçlusu dahi olmadığını, senetlerde ciroların ödememe protestosu için öngörülen yasal süreden sonra yapıldığından alacağın temliki hükmünde olup bu durumda müvekkillerinin şahsi defilerini hamile karşı da ileri sürebileceklerini ileri sürerek takibin HMK m.209 uyarınca durdurulmasına,davacıların davalılara borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, davacı iddialarının haksız olduğunu, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu savunarak ihtiyati tedbirin kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemenin 06/06/2016 tarihli ara kararı ile, asıl davada ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, davacı … …AŞ yönünden asıl davaya konu icra takibinin teminatsız durdurulmasına, davacı … AŞ yönünden teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Asıl davada, davalı … vekilinin itirazı üzerine mahkemenin 02/02/2017 tarihli ara kararı ile,itirazın davacı …..A.Ş. yönünden kısmen kabulü ile, daha önce verilen ihtiyati tedbir kararın kaldırılarak, teminat ile icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacı… A.Ş. yönünden verilen tedbire yapılan itirazın reddine karar verilmiştir. Yine mahkemenin 05/04/2018 tarihli ara kararı ile, birleşen davada ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, İİK m. 72/3 uyarınca teminat ile birleşen davaya konu icra dosyasında vezneye girecek paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.Davacılar vekilinin 13/09/2018 tarihli duruşmada birleşen davada teminat karşılığı tedbir kararı verilmesini kabul etmediklerini, teminatsız verilmesini talep etmesi üzerine, ilk derece mahkemesinin 13/09/2018 tarihli ara kararı ile,İİK 72/3 maddesi uyarınca teminat alınmasının şart olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Birleşen davaya yönelik 05/04/2018 ve 13/09/2018 tarihli ara kararlara karşı ihtiyati tedbir isteyen/davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 27/09/2018 tarihli istinaf dilekçesinde; Asıl davada teminatsız olarak talep etmiş oldukları ihtiyati tedbir taleplerinin mahkemenin 13/09/2018 tarihli ara kararı ile reddedildiğini, oysa davalıların kötüniyetli hareket ettikleri ve müvekkillerinin zor durumda oldukları dikkate alınarak kabulü gerektiği, müvekkili … A.Ş. yönünden senetlerin bedelsiz olduğunu, diğer müvekkili yönünden ise sahtecilik yapıldığını belirterek ilk derece mahkemesinin 13/09/2018 tarihli ara kararının kaldırılmasına ve teminatsız ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilinin 18/10/2018 tarihli istinaf dilekçesinde; Birleşen davada teminatsız olarak takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini istediklerini, ancak mahkemenin 05/04/2018 tarihli ara kararı ile teminat karşılığı icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiğini, 13/09/2018 tarihli duruşmada taraflarınca itiraz edildiğini, ancak mahkemece itirazın reddedildiğini, müvekkili … A.Ş. yönünden senetlerin bedelsiz olduğunu, diğer müvekkili yönünden ise sahtecilik yapıldığını, ayrıca icra hukuk mahkemesi ve ceza soruşturma dosyasında alınan raporlar ile senetlerdeki müvekkili …A.Ş.’ne atfen atılan imza ile kaşesinin de sahte olduğunun tespit edildiğini, ayrıca Yargıtay 19.HD’nin 17/05/2012 tarihli 2012/3644 E., 2012/8311 K. sayılı kararının da sahtecilik iddiası olduğunda HMK 209.maddesi uyarınca teminatsız olarak tedbir kararı verilebileceği yönünde olduğunu belirterek mahkemenin 05/04/2018 tarihli ara kararının kaldırılmasına ve teminatsız olarak takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen davada talep, bedelsiz kaldığı ve sahte kaşe basıldığı ileri sürülen bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemiyle açılan davada, HMK 209.maddesi uyarınca teminatsız olarak bonolara dayalı icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davada teminatsız olarak icra takiplerinin durdurulması talebi reddedilmiş ve teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararları verilmiştir, davacılar vekilince sadece birleşen davaya yönelik 05/04/2018 ve 13/09/2018 tarihli ara kararlara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.6100 sayılı HMK 209/1 maddesi “Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” hükmünü haizdir. 2004 sayılı İİK 72/2-3 maddesi ise “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda birleşen dava, icra takibinden sonra açıldığından, maddenin açık lafzından da anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. Öte yandan İİK, icra takip hukuku açısından HMK’na göre özel kanun olup takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İİK hükümlerinin uygulanması gerekir. Önceleri icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında HMK’nun 209.maddesi uyarınca tedbir kararı verilebileceği yönünde Yargıtay 12. ve 19.Hukuk Dairelerinin kararları bulunmakta ise de, anılan Daireler daha sonra bu görüşlerinden vazgeçmişlerdir. Nitekim 12.HD’nin 17/02/2015 tarihli 2014/28104 E., 2015/3050 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi HMK’nun 209.maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup icra takibine etkisi yoktur. Yine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 10/09/2018 tarihli 2017/1388 E., 2018/3978 K. sayılı ilamında da İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında HMK’nun 209/1 maddesinin uygulama yerinin olmadığı belirtilmiştir.
Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde ilk derece mahkemesince teminata ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygun olup, ihtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 07/02/2019