Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/755 E. 2021/780 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/755
KARAR NO : 2021/780
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2018
NUMARASI: 2017/346 Esas-2018/1166 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2021
İlk derece mahkemesince verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalıya verdiği ambalajlama ve paketleme hizmeti bedelinin ödenmemesi üzerine, davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, ancak davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, takip konusu alacağın cari hesap ilişkisinden kaynaklandığını belirterek, davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde iddialarını değiştirerek, alacağın 29.12.2015 tarihli sözleşme ile müvekkilinin demirbaş ve makineleri ile işletmesinin devrinden kaynaklandığını beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; tarafların birbirinden alacak – verecek ilişkisi kalmadığını, davacı ambalajlama ve paketleme işi yapıldığını öne sürmekte ise de buna ilişkin bir belge bulunmadığını, tarafların 29.12.2015 tarihli bir sözleşme imzaladığını ve bunun dışında borç bulunmadığını, sözleşmeye ilişkin olarak da müvekkilinin ödemelerini yaptığını belirterek, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının davalıdan, takibe konu faturaya dayalı alacağının bulunduğu, taraflar arasında imzalanan 25.12.2015 tarihli demirbaş devrine ilişkin yazılı metindeki şartlar dahilinde ve dosyaya sunulu bila tarihli ve davacı tarafından imzalı olmayan 226.295.92 TL bedelli tahsilat makbuzunun usule uygun düzenlenmediği, söz konusu tahsilat makbuzu ile yapıldığı iddia edilen ödemenin davacı tarafından tahsil edilmediği, davacının davalı yandan … esas sayılı takip dosyasından 95.013.60 TL alacağın tahsili için icra takibinde haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; davacının, dava dilekçesindeki iddialarını genişlettiğini, buna muvafakat etmemekle birlikte, borcun tamamen sözleşmeye dayandırıldığını,tanıklarının dinlenmediğini, tahsilat makbuzundaki ödemenin nakden yapılmasının teamüllere ve mevzuata aykırı olduğu bilirkişice belirtilmiş olsa da, taraflar arasında hatır çeki kesilmesinin bir güven ilişkisi bulunduğunu gösterdiğini, bu yüzden tahsilat makbuzuna ve nakden ödeme olamayacağına ilişkin itirazların yersiz olduğunu, tahsilat makbuzu unsurları eksik olsa da güven ilişkisi nedeniyle müvekkilinin tahsilat makbuzundaki unsurlara dikkat etmediğini, ayrıca sözleşmenin 2. maddesine 226.295.92 TL’nin hizasına “Nakit Tahsilat Makbuzu (tarih yok)” şeklinde not düşüldüğünü, bunun da aynı tutarlı tahsilat makbuzu düzenlendiğinin kanıtı olduğunu,makbuzun davacının muhasebecisi tarafından düzenlendiğini, sözleşme ve fatura eklerinde borç kalmadığının sabit olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağa dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Yargılama sırasında alacağın devri sözleşmesi ile dava konusu alacak davacı … tarafından …’ya devredilmiştir. Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır.Somut olayda; taraflar arasında, temlik eden davacı şirkete ait demirbaşlar ile işletmenin devri konusunda 29.12.2015 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşme gereği 6 fatura konusu demirbaş bedelinin 210.228,80-TL, 1 fatura konusu kira ve ortak gider bedelinin ise 16.067,12-TL olarak belirlendiği, davacı tarafından bu kapsamda davalıya toplam 226.295,92-TL tutarlı 7 adet fatura düzenlendiği, faturalar davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup, davalı ise ticari defterlerini inceleme için mahkemeye ibraz etmemiştir.Davalı taraf sözleşme ile demirbaş ve ticari işletme devrini kabul etmekle birlikte, fatura bedellerinin ödendiğini ileri sürmektedir. Bu durumda ödeme iddiasının uyuşmazlık miktarına göre yazılı delillerle davalı tarafından kanıtlanması gerekmekteyse de, davalı tarafça bu konuda herhangi bir delil sunulmamıştır. Tanık dinlenilmesi borç miktarına göre mümkün değildir.Sözleşmede 226.295.92 TL’nin hizasında bulunan “Nakit tahsilat makbuzu (tarih yok)” şeklindeki ibare ise, bedelin ödendiğini kabule elverişli değildir. Ayrıca davalı tarafından sunulan ve davacı şirket kaşesi bulunan tahsilat makbuzunda herhangi bir imza bulunmadığından, söz konusu makbuz da geçersizdir. Bu durumda davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle; istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 6.490,37-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.622,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.867,77‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/05/2021