Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/749 E. 2019/674 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/749
KARAR NO : 2019/674
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2018
NUMARASI : 2017/1068 E.- 2018/800 K.
DAVA : Tazminat (Rekabet Etme Yasağına Aykırılık Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/05/2019
Mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin “… “ markası adı altında Gayrimenkul Tellallığı faaliyeti ile iştigal ettiğini, davalının da 04.05.2016 tarihli … Gayrimenkul Danışmanlığı Sözleşmesi uyarınca müvekkiline ait işletmede bağımsız müteahit şeklinde gayrimenkul danışmanı olarak faaliyet gösterdiğini, ancak davacının müvekkiline zarar vermek kastıyla aynı ilçe sınırları içinde faaliyet gösteren başka bir emlak firmasında aynı işi yapmaya başladığının tespit edildiğini, bunun üzerine davalıya gönderilen ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği bildirildiğini, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart 3.kişi yararına düzenlenmiş ise de … Türkiye’nin bu alacağını müvekkiline temlik ettiğini, ayrıca davalının rekabet halinde çalışmakla kalmadığını, bölgede müvekkili hakkında olumsuz dedikodular yaymaya kalkıştığını ve kötülediğini ileri sürerek davalının rekabet etme yasağına aykırı faaliyetinin tespiti ile haksız rekabetin önlenmesine; şimdilik 5.000-USD’nin faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili,davada İş Mahkemelerinin görevli olduğunu,müvekkilinin akdedilen sözleşme uyarınca işçi vasfını haiz olduğunu, ayrıca sözleşme simsarlık sözleşmesi niteliğinde olup genel işlem şartlarını haiz tip sözleşme olduğunu, davacının müvekkiline uygulandığı baskılar nedeniyle müvekkilinin ihtarname ile sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini bildirdiğini, cezai şart koşullarının oluşmadığını,müvekkilinin davacıdan olan alacağının takas-mahsubunu talep ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:Mahkemece; Haksız rekabetin TTK.’nun 54 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, ancak dava dilekçesinde belirtilen hususlar haksız rekabet olmayıp davanın 6102 Sayılı TTK.’nun 4 ve 5 maddelerinde düzenlenen ticari davalardan olmadığı, taraflar arasında tellallık sözleşmesi olup tellallık sözleşmesinin BK.da düzenlendiği , öte yandan davalı gerçek kişi olup ticari işletme işletmediği, davanın HMK.nın 2 maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, yasal sürede talep halinde dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili;Taraflar arasındaki sözleşmenin tellallık sözleşmesi olmadığını, zira davalının müşteri konumunda olmadığını, davalının işini serbest meslek erbabı olarak ve sözleşmedeki tanımıyla bağımsız müteahit olarak ifa eden bir tacir olduğunu, davalının vergi levhasının da sunulduğunu, kaldı ki davanın rekabet yasağıyla ilgili olması nedeniyle mutlak ticari dava olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekili; 1-Taraflar arasında akdedilen sözleşmede müvekkilinin işçi konumunda olduğunu, davacının aslında işçi gibi çalıştırdığı müvekkilinin İş Kanunundan doğan haklarını engellemek için sözleşme hükümlerini dayattığını, İş Mahkemelerinin görevli olduğunu,görevsizlik kararı verildiği halde müvekkili yararına vekalet ücreti ve yargı giderine hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlal edildiği iddiasıyla cezai şart istemine ilişkindir.TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.Somut olayda taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşmede davalının sözleşme ile üstlendiği işi bağımsız yüklenici olarak yapacağı, bu bağlamda davalının davacının yanında çalışan bir kişi olarak kabulüne imkan bulunmadığı açık olup, aralarındaki ilişkinin hizmet akdi olarak değerlendirilme olanağı yoktur. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 22.03.2016 tarihli 2015/8973 E., 2016/3170 K. sayılı emsal kararı). Öte yandan taraflar arasında imzalanan sözleşmede, sözleşme ile belirlenen süre içerisinde davalının sözleşme çerçevesinde yürüttüğü işe benzer ya da rekabet halinde … franchise alanının işi ile bir başka şekilde bağlı işi sözleşmenin geçerli olduğu ilçe sınırları dahilinde yapamacağı açıkça kabul edilmiş, davacı davalının bu sözleşme hükmüne uymadığını, rekabet etme yasağına aykırı davrandığını ileri sürmüştür. O halde tarafların tacir olup olmadığına dahi bakılmaksızın TTK’nda düzenlenen bir husustan doğan iş bu davada Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunun kabulü gerekir. (Yargıtay 11.HD’nin 14.11.2018 tarihli 2018/4805 E., 2018/7037 K. sayılı emsal kararı)İlk derece mahkemesince iş bu davada görevli olduğu gözetilip işin esasına girilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile HMK’nun 353(1)a-3 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1068 Esas – 2018/800 Karar sayılı 22/06/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA;”Davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine”Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacı tarafça yatırılan 35,90- TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,davalı taraftan alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 09.05.2019