Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/718 E. 2021/817 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/718
KARAR NO: 2021/817
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2018
NUMARASI: 2016/208 Esas 2018/1067 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/06/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı firma ile aralarında yaklaşık 2 yıldır ticari ilişki kurulduğunu, cari hesap alacağı olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ancak davalı firmanın işbu alacağa itiraz ettiğini, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarında davalı şirketten 287.559,66-TL miktarda alacağın bulunduğunu ileri sürerek davalı tarafça Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı şirketin % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili ile davacı firma arasında “Satın Alma Ödeme Müşteri Hizmetleri Çalışma Prensipleri” adı altında 25.10.2013 tarihli sözleşme imzalandığını, işbu sözleşme hükümleri çerçevesinde müvekkili ile davacı firma arasında ticari faaliyetlerin sürdürüldüğünü, sözleşme çerçevesinde ilk siparişin 19.11.2013 tarihinde verildiğini ve bu çerçevede işlemler yapıldığını, müvekkili şirket tarafından davacı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine karşı davacı tarafından sunulan itiraz dilekçesinde davacının sözleşmede bulunan imzanın kendisine ait olmadığını belirtmiş ise de dava dilekçesinde ikrar ettiği üzere müvekkili ile ticari ilişki içerisinde olduğunu, müvekkilinin 25/10/2013 tarihli sözleşmeden başka davacı firma ile hiçbir ticari ve hukuki bir ilişkisi bulunmadığını, bahse konu sözleşme uyarınca müvekkiline aylık 177.000-TL (KDV dahil) kar garantisi verildiğini, Aralık 2013, Ocak 2014 ve Şubat 2014 dönemlerinde müvekkilinin davacının ürünlerinden 62.723-TL kar ettiğini, oysa sözleşme uyarınca üç alık kar garantisinin 531.000-TL olduğunu, elde edilen karın düşülmesi ile müvekkilinin davacıdan 468.277-TL alacağının bulunduğunu, bu alacak dikkate alındığında müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, davacı yanın iddialarını kabul etmemekle birlikte takas ve mahsup def’i taleplerinin olduğunu, davacı tarafın taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin davalı yana borcu bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında var olan ticari ilişkiden dolayı davacının davalıya faturalar karşılığı mal sattığı ve bunlardan kaynaklanan takibe konu 283.707,43-TL alacağının bulunduğu, dosyaya sunulan tüm deliller, tarafların beyanları, 09/10/2018 havale tarihli bilirkişi raporu neticesinde davacının davalı aleyhine yapmış olduğu icra takibinin haklı, davalı yanın itirazlarının ise haksız olduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın 283.707,43-TL asıl alacak, 10.178-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 293.885,43-TL bakımından devamına, davacı lehine icra inkar tazminatı takdirine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkil şirket ile davacı arasında 25.10.2013 tarihli “Satın Alma Ödeme Müşteri Hizmetleri Çalışma Prensipleri” adında sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca davacının, müvekkil şirketin mağazalarında satış yapabilmek adına dosyada mübrez bulunan müvekkili lehine çeki keşide ettiğini ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin yalnızca bu sözleşmeye dayandığının açık olduğunu; sözleşmenin en önemli noktasının müvekkili şirkete verilen karlılık garantisi olduğunu, sözleşmenin bu hükmüne göre müvekkili şirket lehine her ay 150.000-TL+KDV (Toplam 177.000,00-TL) karlılık garantisi kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin davacının ürünlerinden bu miktarda kar elde edememesi halinde elde edilen karın üstünün davacı firma tarafından karşılanacağını; her ne kadar davacı, taraflar arasındaki bu sözleşmeye yetkisiz temsil hükümlerinin uygulanması gerektiğini iddia etmişse de davacı tarafından sözleşmeye icazet verildiğinin kabul edilmesi gerektiğini, çünkü davacının çek ile sözleşmede belirtilen sözleşme giriş bedelini ödediğini; bilirkişinin kök ve ek raporlarında müvekkilin beyanları ve itirazlarının dikkate alınmadığını, taraflar arasındaki geçerli sözleşme dikkate alınmadığı gibi müvekkili şirket tarafından tanzim edilen satış destek bedeli faturasının yok sayıldığını, oysa bu faturanın sözleşmede kararlaştırılan karlılık garantisine binaen düzenlendiğini ve cezai şart hükmü olduğunu, fatura notuna da Aralık 2013-Şubat 2014 kar garantisi notu düşüldüğünü, bu durumda müvekkili şirketin sözleşmeden doğan cezai şart alacağının davacı tarafından ödenmediği açıkken, sözleşmenin dikkate alınmadan davacı yanın alacaklı olduğunun tespit edilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından kar garantisinin sağlanıp sağlanmadığının hiçbir şekilde araştırılmadığını, bu hususta hiçbir değerlendirme yapılmadığını, müvekkili şirket tarafından kesilen … numaralı faturanın sözleşmeye uygunluğunun incelenmesinin yargılama sürecinde talep edilmesine rağmen hiç bir değerlendirme yapılmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. Davacı davalıdan olan cari hesap alacağının tahsili için icra takibi başlatmış olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili, taraflar arasında “Tedarikçi Firma Mal Alım Koşulları” başlıklı 25.10.2013 tarihli sözleşmede davacı tarafından iş bu sözleşme kapsamında müvekkiline aylık 177.000-TL (KDV dahil) kar garantisi verildiğini, Aralık 2013, Ocak 2014 ve Şubat 2014 dönemlerinde müvekkilinin davacının ürünlerinden 62.723-TL kar ettiğini, oysa sözleşme uyarınca üç aylık garanti kar bedelinin 531.000-TL olduğunu, elde edilen karın mahsubu ile müvekkilinin davacıdan eksik kalan kar tutarı 468.276,99-TL alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Davalı tarafça iddia edilen bu alacakla ilgili “Satış Destek Bedeli” açıklaması ile düzenlenen 02/02/2016 tarihli 468.276,99-TL bedelli faturaya dayalı olarak davacı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi de başlatılmış olup, davacı tarafından taraflar arasında satış destek bedeli ile ilgili herhangi bir sözleşme bulunmadığı ileri sürülerek icra takibine itiraz edilmiştir. Buna karşılık mahkemece, davalının iddiasını dayandırdığı 25/10/2013 tarihli “Tedarikçi Firma Mal Alım Koşulları” başlıklı sözleşmenin davacı bağlayıp bağlamadığı usulünce araştırılmamış, aylık garanti kar bedeline ilişkin sözleşme hükmüne dayalı olarak düzenlendiği belirtilen 02/02/2016 tarihli 468.276,99-TL bedelli fatura hiç değerlendirilmemiştir. Mahkemece anılan sözleşmenin ve aylık garanti kar bedeline ilişkin sözleşme hükmünün davacı açısından bağlayıcılığı araştırılıp, aylık garanti edilen kar bedeline ilişkin olarak davalının davacıdan alacağının bulunup bulunmadığı da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/208 Esas-2018/1067 Karar sayılı ve 22/11/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 5.913,85-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2021