Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/707 E. 2021/785 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/707
KARAR NO: 2021/785
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2019
NUMARASI: 2018/210 Esas 2019/73 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı bankanın Bankacılık Kanunu ve diğer mevzuattan kaynaklanan edimlerini gereği gibi ifa etmemesi ve gerekli güvenlik önlemlerini almaması sonucu, müvekkiline ait Euro hesabının üçüncü şahıslarca ele geçirildiğini, işbu hesaptan para çekilmesi nedeniyle müvekkilinin ciddi anlamda zarara uğradığını, uğranılan zararın giderilmesi amacıyla davalı banka aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalı bankanın itirazının yerinde olmayıp itirazın iptali gerektiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, dava konusu olay nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davanın söz konusu işlemi yapan gerçek kişiye yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenle müvekkili açısından husumet yokluğu nedeniyle davanın usul yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu sahte işlemlerin hangi IP üzerinden yapıldığının ve hangi bankaya yapıldığının açıkça belli olduğunu, söz konusu olayda bankanın davacı firma yetkililerine gereken uyarıları yaptığını, ancak firma yetkililerinin tedbirsiz davrandığını, şifre/sms içerikli kod gibi bilgilerin bankanın değil müşterinin sorumluluğunda olduğunu savunarak haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının güvenliğinden sorumlu olduğu bilgisayarını koruyamadığı, yeterli güvenlik önlemleri almaması sebebi ile güvenlik zafiyeti oluştuğu, bu durumdan yararlanan dolandırıcıların davacının hesabı üzerinden havale işlemi yaptığının anlaşıldığı, bu süreçte davalı … Bankası A.Ş’nin Güvenlik Operasyonlar Yöneticiliği şubesi aracılığıyla 07/12/2017 tarihinde …’a gönderilmiş olan 68.700-TL tutarındaki EFT transferi işleminde, müşterinin ayrıca telefonla aranmayarak teyit sürecinin ihmal edilip işletilmediği, bu hali ile davalı bankanın kusurlu olduğu, her türlü güvenlik önlemini almak zorunluluğunda olan bankanın işletim ve güvenlik sisteminin zaafiyet halinde bulunduğu ve hiç bir uyarıcı bildirimde bulunulmadığı, davalı bankanın müşterinin mutat harcamalarının dışındaki tüm işlemleri uyarıcı nitelikte kabul eden ve müşterisini uyaran bir sistemi, bir güvenlik yöntemini benimsemesi gerekirken, mutat olmayan bir uygulama söz konusu olmasına karşın, banka sisteminin bunu algılamadığı ve davacının zararına sebebiyet verdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın asıl alacak 68.700-TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, davacının işlemiş faiz talebinin reddine, asıl alacağın %20’si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili bankaya ait web sitesinin başka bir IP adresine yönlendirilmesi ile davacının tuzağa düşürüldüğünü, söz konusu dolandırıcılık yönteminin web sitesi yönlendirme, benzetme olarak bilinen bir siber suç tekniği olduğunu, bu şekilde müşterilerin dolandırıldığını, bu ve benzeri yöntemlerle kullanıcıya ait hassas bilgilerin ele geçirildiğini, bu nedenle müvekkili bankanın güvenlik önlemlerinin saf dışı bırakılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, söz konusu olaydan bir gün önce davacı firmanın yetkilisinin müvekkili bankadan yardım istediğini ve e-posta yazışmalarından anlaşılacağı üzere müvekkili banka çalışanının davacı firma yetkilisine gereken uyarıyı yaptığını, fakat firma yetkilisinin tedbirsiz davrandığını, şifre/sms içerikli kod bilgilerinin davacının sorumluluğunda olduğunu, 68.700-TL tutarında işlemin müvekkili bankanın güvenlik zaafiyetine mal edilemeyeceğini, müvekkilinin uyarısına rağmen davacının kendi kusuru ile şifresinin kötüniyetli kişilerin eline geçmesine neden olduğunu, bu durumda müvekkili bankanın güvenlik zaafiyetinden söz edilemeyeceğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; internet bankacılığı hizmeti alan davacının hesabındaki paranın izinsiz havale edilmesi nedeniyle tazminat talebine ilişkindir. İnternet bankacılığı sistemini kurup hizmete sunan banka, mudinin kastı, kötüniyeti ve suç sayılır eylemini kanıtlayamadığı sürece kendisine emanet edilen paradan (ve diğer yatırım araçlarından) güven kuruluşu vasfı nedeniyle sorumludur. Bu sorumluluk, olağan sebep sorumluluğu mahiyetinde olmakla, banka gerekli özeni göstermiş olsa bile zararın gerçekleşeceğini ispat etmesi halinde, sorumluluktan kurtulabilir. Davacının zararın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunu ispat yükü davalı bankadadır (Yargıtay 11. H.D nin 10/01/2018 tarihli 2016/8635 esas – 2018/179 karar sayılı vb. ilamları). Davalı banka; davacının da internet bankacılığı kullanırken kart ve şifrelerine gerekli korumayı sağlamakla yükümlü olduğunu, şifrenin davacı telefonuna gönderildiğini, oluşan zarardan bankanın kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını iddia etmektedir. İnternet bankacılığını müşterilerine özendiren davalı bankaların kendisine emanet edilen mevduatı koruma özel yükümlülüğü gereğince; internet bankacılığı işlemlerinde işlem yapanın gerçek müşteri olup olmadığını belirleme yönünde, gelişen dolandırıcılık yöntemlerine karşı, bunları önleyici gerekli altyapının sağlayarak güvenli önlemlerini almak zorundadır (Yargıtay 11. H.D 09/09/2019 tarih ve 2018/3563 esas 2019/5115 karar sayılı ilamı). İnternet bankacılığı ile yapılan işlemlerde şubeden yapılan işlemlerde olduğu gibi mevduat banka kontrol ve sorumluluğundadır. Somut olayda; davalı bankanın Güvenlik Operasyonlar Yöneticiliği şubesi aracılığıyla 07/12/2017 tarihinde …’a gönderilmiş olan 68.700-TL tutarındaki EFT transferi işleminde, müşterinin ayrıca telefonla aranmayarak teyit sürecinin ihmal edilip işletilmediği, bu hali ile davalı bankanın kusurlu olduğu, müşterinin mutat harcamalarının dışındaki tüm işlemleri uyarıcı nitelikte kabul eden ve müşterisini uyaran bir sistemi, bir güvenlik yöntemini bankanın benimsemesi gerekirken, mutat olmayan bir uygulama söz konusu olmasına karşın gerekli uyarıları yapmayarak davacının zararına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, davalı banka vekili, para transferinin gerçekleşmesinden bir gün önce davacı şirket yetkilisinin internet bankacılığı ile ilgili müvekkili bankaya ait olmayan ekran görüntüsünü müvekkil banka ile paylaşmasının akabinde müvekkili banka çalışanının davacı şirket yetkilisine gerekli uyarıları yaptığını, bu nedenle söz konusu dolandırıcılık olayının gerçekleşmesinde müvekkili bankanın kusurunun bulunmadığını ileri sürmüş ise de, davacı şirket çalışanına gönderilen “Genel müdürlüğümüze ilettim, ilgili kısma cep numaranızı girmeyin lütfen” şeklindeki elektronik posta ile yapılan ikazın bahse konu işlemle ilgili doğabilecek zararlı sonuçları açıklayıcı niteliği olmadığı gibi devamında yaşanan olağan dışı para transferleri sırasında davacıyı uyarma yükümlülüğünden kurtarması da mümkün değildir. Kaldı ki, olaydan bir gün önce yapılan bu uyarı davalı bankanın daha sıkı önlemler alarak hareket etmesini gerektirmektedir. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda, hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 4.692,89-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 1.173,23-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.519,66-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 42-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/05/2021