Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/705 E. 2021/792 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/705
KARAR NO : 2021/792
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2018
NUMARASI : 2016/647 Esas-2018/660 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2021
İlk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili …’nin, dava dışı ortak … ile birlikte … San. ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin ortağı olduğunu, davalı şirketin 26.01.2011 tarihinde 500.000-TL sermaye ile kurulduğunu, toplam sermayenin 255.000-TL’sinin … tarafından, 245.000-TL’sinin de müvekkili tarafından taahhüt edildiğini, davalı şirketin kurulduğu tarihten beri olağan genel kurul toplantılarını yapamadığını, yıllık faaliyet raporlarının ortaklar arasında müzakere edilmediğini, kar paylaşımının yapılmadığını, …’ ün davalı şirket adına açılmış banka hesapları değil kendi adına açtığı hesaplar üzerinden yürüttüğünden davalı şirketin nakit akışlarını ve mali durumunu takip edemediğini, dava dışı ortağın başka şirketler kurarak rekabet yasağı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, dava dışı ortak …’ ün müvekkilini haberi olmadan kurduğu bir çok şirkete müdür olarak tayin ettiğini, davalı şirketin denetime elverişliğini kaybettiğinden müvekkilinin mağdur edildiğini beyan ederek davalı şirketin idaresi ve yönetimi için bir kayyım görevlendirmesine, tasfiye memurunun resen seçilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ancak davaya cevap vermemiştir. 05/07/2017 tarihinde beyanda bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davacı iddia ve beyanları, davalı şirket yetkilinin beyanı, dosya içeriğine uygun hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi raporuna göre şirketin dava dışı şirket ortağına borçlu olduğu, şirketin zarar ettiği, fakat davacı ortağın diğer ortak hakkındaki iddia ve beyanlarının dosya kapsamı itibariyle sabit olmadığını, davacının 15/03/2018 tarihli duruşmada ki beyanı ile şirket ortaklığından çıkmayı talep ettiği, şirketin zarar etmesinin ortaklıktan çıkmaya haklı sebep oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalı şirket’in yıllar itibariyle faaliyetlerinin zararla sonuçlandığını ve dağıtılacak bir karın bulunmadığını, diğer ortak …’ün şirket faaliyeti kapsamında elde edilen geliri kendi hesaplarına aktardığını ve kendi hesabını deta şirket hesabı gibi kullandığını, bu minvalde müvekkilinin şirketteki para akışını takip etmesine imkan tanınmadığını, diğer ortak …’ün davalı şirkete ait malları müvekkilinin bilgisi dışında kendi adına kurduğu … Tic. Ltd. Şti.’ne devir ettiğini, …’ün kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını ve mallarını kötüye kullandığını, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin bu şekilde ortadan kaldırıldığını, davalı şirket’in 2014 ve 2015 yılları genel kurul toplantılarının yapılmadığını, davalı şirketin her birinin münferiden imza ve temsil yetkisinin bulunmasına rağmen şirketin kurulduğu ilk günden bu yana şirketin dava dışı ortak … tarafından kullanıldığını, müvekkili açısından davalı şirket ortaklığının sürdürülebilirliğinin çekilmez bir hal aldığını,tüm bu hususların bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ortaklık payının tespit edilerek ortaklıktan çıkma istemine ilişkindir. Davacı, davalı şirket ortaklığının kendisi için çekilmez hale geldiğini ileri sürerek şirket ortaklığının feshini, olmadığı takdirde ise şirket ortaklığından haklı nedenle çıkmaya izin verilmesini ve çıkma payının ödenmesini talep etmiş olup, 15/03/2018 tarihli oturumda talebini daraltarak ortaklıktan çıkma ve çıkma payının ödenmesi talebinde bulunmuştur. Mahkemece ise, davacının iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı şirket 26.01.2011 tarihinde faaliyete geçmiştir. Taahhüt edilen sermayeye göre dava dışı ortak … %51 hisse ile davacı ise % 49 hisse ile şirkette pay sahibi olup her iki ortağın da şirketi temsile ve ilzama münferiden yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Davalı şirketin diğer ortağı tarafından şirkete ait demirbaşların davacının bilgisi dışında diğer ortağın daha sonrada sahibi olduğu …Tic. Ltd. Şti.’ye devredildiği ileri sürülmüş, devirlere ilişkin faturalar ibraz edilmiştir. Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazı cevaplarında dava dışı ortak … tarafından İda Bahçe … şirketine ait tüm hisse satın alınmış olup bu şirketle ilgili hisse devri 13/04/2016 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiştir. Bu şirketin faaliyet alanı 11/03/2015 tarihli esas sözleşmesinde organik yaşam, tarım ve gıda ürünleri olarak gösterilmiştir. Şirketin merkezi ise Çanakkale ilinde bulunmaktadır. Davacı şirketin de Çanakkale ilinde şubesi bulunmakta olup dava dışı … Şirketi ile benzer faaliyet konusuna sahiptir. Bu durumda dava dışı ortak tarafından davalı şirkete ait demirbaşların … şirketine devredildiği ileri sürüldüğüne göre, davalı şirketin 2016 yılı defterleri de incelenerek hangi demirbaşların devredildiği hangilerinin devredilmediğinin, kalan demirbaşlarla şirketin faaliyetlerine fiilen devamının mümkün olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Diğer yandan davacı, dava dışı ortak …’ün davalı şirketle ilgili işleri kendi şahsi banka hesapları üzerinden yürüttüğünü ileri sürmüş olup mahkemece bu iddia üzerinde durulmamıştır. Mahkemece, davacı tarafından bildirilen banka hesaplarına ilişkin belgeler de getirtilmek suretiyle yukarıda belirtilen hususlarla ilgili konusunda uzman bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak, rekabet etmeme ve sadakat yükümlülüklerine aykırı davranılıp davranılmadığı da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2018 Tarih 2016/647 Esas 2018/660 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.25/05/2021