Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/700 E. 2019/614 K. 29.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/700
KARAR NO : 2019/614
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2019
NUMARASI : 2017/1024 Esas
DAVA : Ortaklıktan Çıkarma-Azil
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2019
İhtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara kararın davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: İhtiyati tedbir isteyen/davacı vekili, müvekkili ile davalının dava dışı ….ltd. Şti.’nin ortakları olduklarını, aynı zamanda şirket müdürü olarak münferit imza yetkilisi olan davalının bu yetkisini kötüye kullanmaya başladığını, alınan son inşaat projesinden bazı dairelerin diğer ortakların haberi olmaksızın gizliden satıldığının ve satışlardan alınan paraların şirket hesaplarına değil davalının şahsi hesabına aktarıldığının öğrenildiğini ileri sürerek davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına, bunun mümkün olmaması halinde şirkete bağımsız bir kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 06.02.2019 tarihli ıslah dilekçesinde ise, davalının daire satışlarını ve fiyatlarını doğru bir şekilde muhasebeleştirmediğini ,yöneticilik görevini kötüye kullanarak hem şirketi hem de diğer ortaklara zarara uğrattığını, davalının şirket ortakları arasındaki iç ilişkiyi düzenleyen sözleşme uyarınca şirkete hibe babında harcama yapması gerekirken yapmadığını, şirkete ait taşınmazların satışından elde edilen paraları şahsi hesaplarına aktardığını belirterek davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına, bunun mümkün olmaması halinde şirket müdürlüğünden azline karar verilmesini talep ettiklerini, taleplerini bu şekilde ıslah ettiklerini bildirmiş, ayrıca dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbiren davalının yetkisinin sınırlandırılarak yerine diğer şirket ortaklarından birinin görevlendirilmesini veya şirkete yeniden kayyım atanmasını, yine şirketin malvarlığına ve şuanda inşaatı yapılan taşınmazlara 3.kişilere devrin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili, TTK’nun 640/3 maddesi uyarınca ortaklıktan çıkarma davasının ancak şirket tarafından açılabileceğini, dolayısıyla davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacının tüm iddialarının haksız ve kötüniyetli olduğunu savunarak davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddini istemiştir.Davalı vekili, ıslaha karşı cevap dilekçesinde; şirketten yüksek tutarda alacaklı olan müvekkilinin şirketten para kaçırmasının söz konusu olmadığını, kaldı ki tüm kayıtların sunulduğunu, müvekkilinin şirketten alacaklı olduğunu davacının da imzası ile kabul ettiğini, zira inşaat projesinin büyük oranda müvekkilinin şahsi malvarlığından finanse edildiğini, davacının bir katkıda bulunmadığını, ayrıca şirketin davada taraf olmaması nedeniyle şirkete kayyım tayini yönünde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, dava dışı şirketin malvarlığına tedbir konulamayacağını savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemenin 21.02.2019 tarihli ara kararı ile, tedbir uygulanması talep edilen gayrimenkullerin uyuşmazlık konusu olmadığı, dava dışı şirkete kayyum atanması talebi ile ilgili olarak ise İstanbul Bam 12.HD’nin 2018/1242 Esas 2018/1088 karar sayılı kararı mahkemenin denetim kayyumu atanmasına ilişkin ara kararının kaldırılmasına karar verildiği, bu karardan sonra dosya kapsamı itibariyle delil durumunda bir değişiklik olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;İhtiyati tedbir taleplerinin reddinin doğru olmadığını, zira ıslah dilekçelerinin ve bu dilekçenin amacının dikkate alınmadığını, davalının şirket müdürlüğünden azlini gerektiren sebeplerin ıslah dilekçesinde belirtilmiş olduğunu belirterek ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Davacı, davalının dava dışı şirket ortaklığından çıkarılması, bunun mümkün olmaması halinde dava dışı şirkete yönetim kayyımı atanması talebiyle dava açmış ve ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesinin 04.12.2017 tarihli ara kararı ile dava dışı şirketin yönetim organının her türlü karar ve işlemlerinin denetim kayyımının onayına bağlı kılınmasına karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine 21.03.2018 tarihli ara kararı ile itirazın reddine karar vermiştir. Bu ara kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 20.09.2018 tarihli 2018/1242 E., 2018/1088 K. sayılı kararıyla, dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile denetim kayyımı atanması yönündeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu kez davacı vekili 06.02.2019 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesinde, terditli taleplerini davalının şirket müdürlüğünden azli olarak ıslah ettiklerini ve dava sebeplerini bildirmiş, ayrıca dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbiren davalının yetkisinin sınırlandırılarak yerine diğer şirket ortaklarından birinin görevlendirilmesini veya şirkete yeniden kayyım atanmasını, şirketin malvarlığına ve şuanda inşaatı yapılan taşınmazlara 3.kişilere devrin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. Somut olayda, gerek ortaklıktan çıkarma talebi gerekse ıslaha konu şirket müdürlüğünden azil talebi yönünden dava dışı şirkete ait malvarlığının iş bu davanın konusunu teşkil etmemesi nedeniyle şirket malvarlığına ve inşaatı devam eden şirket taşınmazlarına yönelik ihtiyati tedbir talebi haklı görülmediği gibi; diğer ihtiyati tedbir talepleri yönünden de Dairemizin 20.09.2018 tarihli 2018/1242 E., 2018/1088 K. sayılı kararından sonra dosyaya giren ıslah dilekçesi, bilirkişi heyeti raporu ve tüm deliller dikkate alındığında, dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, açıklanan bu gerekçelerle ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 29.04.2019