Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/7 E. 2021/49 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/7
KARAR NO : 2021/49
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI : 2015/1099 Esas – 2018/701 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/01/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin davalıdan olan alacağı nedeniyle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun borçlu takibe itiraz ettiğini, müvekkili tarafından davalıya inşaat malzemeleri satıldığını ancak davalının aldığı ürünlerin bedelini ödemediğini belirterek, davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, alacağı %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı firma ile müvekkili arasında hiçbir hukuki ilişki mevcut olmayıp, davacının sözleşmesel ilişki içerisinde iş yaptığı firmanın müvekkiline ait Batum merkezli şirket olduğunu, söz konusu ticari ilişkinin İstanbul merkezli müvekkili ile hiçbir ilgilisinin bulunmadığını, dolayısıyla davanın esasına girilmeden önce husumet yönünden reddinin gerektiğini, ayrıca davacının alacağın varlığını da ispatlayamadığını belirterek, davanın reddi ile %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı şirketin davalı şirket ile yurt dışı Batum işleri ile ilgili inşaat malzemesi satımında bulunduğu, yurt dışı ve yurt içinde faaliyet gösteren davalı … şirketinin isim ve yetkili kişilerinin aynı olduğu, bu nedenle organik olarak bağlantılı aynı şirket oldukları, davalı tarafın husumet itirazının yerinde olmadığı, davacının davalıdan inşaat malzemesi karşılığı alacağının bulunduğu, davalının karşılığı bedelde temerrüde düştüğü ve davalının borcun tamamından sorumlu olduğu, davacının davasını ispatladığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; Batum’da bulunan şirketin ayrı bir vergi levhası bulunup gelirlerinin de müvekkili şirketten ayrı olduğunu, davacı ile müvekkili arasında hiç bir hukuki ilişki bulunmadığını, davacının iş yaptığı şirketin Batum merkezli şirket olduğunu, müvekkilinin ticari defterlerinde de davacı ile ticari ilişki bulunmadığının tespit edildiğini, Batum’da bulunan şirketin ticari defterleri incelendiğinde müvekkili ile tamamen farklı şirketler olduklarının görüleceğini, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satıma dayalı icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Bu niteliği gereği taraf ehliyeti, maddi hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Buna göre medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişinin davada taraf ehliyetine sahip olduğu kabul edilmelidir. Ancak iki veya daha fazla tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklık, adi ortaklık niteliğinde olup, 6098 sayılı TBK’nın 620. maddesi uyarınca tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri, adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Taraf ehliyeti, HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece re’sen dikkate alınmak zorundadır. Somut olayda; … AŞ ile …. Ltd. Şti. arasında Azerbaycan’da inşa edilen otel binasının dış cephe işine müşterek teklif vererek işi müştereken tamamlamak üzere 05.04.2010 tarihli iş ortaklığı sözleşmesi imzalandığı, işbu davanın da ayrı bir tüzel kişiliği bulunmayan, adi ortaklık niteliğindeki iş ortaklığı tarafından açıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere davacı iş ortaklığının taraf ehliyeti bulunmadığından, davanın HMK’nın 114/1-d ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru değildir.Davalı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmişse de; davacının takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığı gibi davanın da usulden reddine karar verilmiş olmakla, davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hususlar yeniden yargılama gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, “davanın HMK’nın 114/1-d ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine” karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1099 Esas 2018/701 Karar sayılı ve 28/06/2018 tarihli hükmünün HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Taraf ehliyetine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın REDDİNE, Koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;”Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 701,89-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 642,59-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine,Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 992,46-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan 40-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/01/2021