Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/698 E. 2021/789 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/698
KARAR NO : 2021/789
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2018
NUMARASI: 2018/154 Esas-2018/1338 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Davanın kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi … hakkında kredi borcu nedeniyle İstanbul …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, … 14/07/2008 tarihinde vefat ettiğini, miras bırakanın mirasçıları olan davacı müvekkillerin Pendik Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1808 E. 2008/2407 K. sayılı ve 20/11/2008 tarihli kararı ile mirası koşulsuz şartsız reddettiklerini, söz konusu kararın 22/12/2010 tarihinde icra dosyasına da ibraz edildiğini, takibin kararın ibrazı ile birlikte durduğunu, alacaklı tarafından alacağın ….A.Ş.’ne devredildiğine ilişkin temliknamenin 12/10/2012 tarihinde dosyaya ibraz edildiğini, 26/02/2013 tarihinde ise … şirketi vekili tarafından müvekkillerin mirası reddetmesine rağmen tapu ve araç sorgusu yapıldığını ve 26/02/2013 tarihinde müvekkillerinden … üzerine kayıtlı … plakalı araç üzerine haciz şerhi işlenmesinin talep edildiğini, 23/12/2015 tarihinde icra dosyası yenilenerek müvekkillerine ait araç, tapu, SGK ve posta çeki sorgusu yapılması istendiğini, müvekkili …’a ait gayrimenkuller üzerine 08/05/2017 tarihinde haciz şerhi işlendiğini ileri sürerek İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalıdan %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;davacıların icra dosyasına süresinde reddi miras kararını ibraz ve bu konuda beyanda bulunmalarının ardından icra müdürü tarafından takibin davacılar bakımından durdurulmasına karar verildiğini, reddi miras nedeniyle mirasçılar açısından takibin durdurulması kararından sonra yapılan haciz işlemlerinin sehven olduğunu, nitekim durumun farkedilmesinin ardından davacı … haczedilen taşınmazları ve aracı üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiğini, dolayısıyla davacılar açısından kesinleşmiş bir icra takibi bulunmadığını, aksine davacılar açısından icra takibi durduğunu, davacılara karşı icra takibine devam edilemeyeceği hukuken açık olduğunu ve icra dosyasından da belli olduğunu, bu aşamadan sonra davacıların borçlu bulunmadığına ilişkin dava açmaları için hukuki bir yarar kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacıların davaya konu icra dosyasının takip tarihi olan 10/12/2010 tarihinden önce İstanbul Anadolu 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin20/11/2008 tarih ve 2008/1808 Esas, 2008/2407 Karar sayılı Mirasın Gerçek Reddi kararı ile borçlu … mirasını reddettikleri ve bu kararın 03/12/2008 tarihinde kesinleştiği,takip tarihi olan 10/12/2010 tarihi itibariyle davacıların borçlu … mirasçıları olmadığından davacılara karşı icra takibi yapılamayacağı ve davacıların … borcundan dolayı davalıya borçlu olmadıkları gerekçesiyle davacıların İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davalının kötüniyeti tespit edilememesi nedeniyle davacılar vekilinin kötüniyet tazminat talebinin reddine
karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; her iki tarafın tacir olmaması nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, icra dosyasına davacılar tarafından mirasın reddine ilişkin kararın sunulmasından sonra takibin davacılar yönünden durdurulmasına karar verildiğini ve dosyadaki hacizlerin fek edildiğini, takibin durdurulmasına karar verilmesinden sonraki işlemlerin ise sehven yapıldığını, reddi miras kararı mevcut iken takibin yapılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle iş bu menfi tespit davasının açılmasına hukuki menfaat olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıların murisi ile dava dışı temlik eden banka arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın mutlak ticari dava söz konusu olduğundan mahkemenin görevli olmadığı yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Diğer taraftan, borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir. Menfi tespit davasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya taraflar arasındaki hukuki ilişki belirsizlik içeriyorsa ve açılacak dava sonucunda verilecek kararla belirsizlik ortadan kalkacaksa hukuki yararın mevcut olduğu kabul edilmelidir. (Görgün L. Şanal, İcra Hukukunda Menfi Tespit Davası, Ankara 1977, s 62) Somut olayda; dava dışı temlik eden … T.A.Ş. ile davacıların murisi … arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için, murisin vefatı nedeniyle temlik eden banka tarafından davacı mirasçılar aleyhinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sırasında 10/12/2010 tarihinde genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, davacı mirasçıların kredi sözleşmesinde borçlu muris … mirasını reddettiklerine dair Pendik Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 20/11/2008 tarihli 2008/1808 E. 2008/2407 K. sayılı kararını ibraz ederek takibe itiraz ettikleri ve takibin kararın ibrazı ile birlikte 22/12/2010 tarihinde durdurulduğu anlaşılmaktadır. Sonrasında ise dosya alacağının … A.Ş.’ne (birleşme ile davalı … A.Ş.) 01/10/2012 tarihli devir sözleşmesi ile temlik edilmiş olup, 26/02/2013 tarihinde davacılardan … adına kayıtlı araca haciz konulması talebinde bulunulmuştur. 23/12/2015 tarihinde icra dosyası yenilerek yeni 2015/37641 Esas sayısı üzerinden davacıların malvarlığı ve araç sorgusu yapılması ve haciz talebinde bulunulmuş, davacı … araç ve taşınmazına haciz konulmuştur.İcra müdürlüğünce mirası reddeden davacılar yönünden icra takibinin durdurulmasına rağmen, bu tarihten sonraki süreçte mal varlığı sorgulaması yapılmış ve haciz talebinde bulunulmuş, bunun sonucunda davacı … taşınmazına ve aracına haciz konulmuş ise de, davacıların mirası reddetmeleri nedeniyle icra takibinin durdurulmasına ilişkin karar geçerliliğini devam ettirmektedir. Takibin durdurulmasına rağmen bir kısım takip işlemlerine devam edilmiş olması takip hukukuna ilişkin kurallar çerçevesinde şikayet yoluyla çözüme kavuşturulacak bir durum olup, somut olayda da hacizler sonradan icra müdürlüğünce kaldırılmıştır. Davacıların mirası reddetmeleri ve icra takibinin durdurulmasına ilişkin kararın hukuken geçerliliğini devam ettirmesi karşısında davalı alacaklı tarafından yapılan takip işlemleri maddi hukuka dayalı olmadığından iş bu menfi tespit davasının açılmasında davacının hukuki yararının bulunduğundan bahsedilemez. O halde ilk derece mahkemesince açıklanan bu hususlar dikkate alınarak, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine yönelik karar verilmiştir. Buna karşılık, somut olayda da, davacılar yönünden icra takibi durdurulmasına rağmen sonradan davalının talebi üzerine davacı borçlulardan … ait bir kısım mallara haciz tatbik edildiği dikkate alındığında davacıların güncel hukuki yararı olmasa da icra dosyasında takibin durmasına rağmen işlemler yapan davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Yargılama giderinlerine re’sen hükmedileceğinden HMK 327/2 maddesi uyarınca davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/154 Esas-2018/1338 Karar sayılı ve 11/12/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Hukuki yarar yokluğundan davanın REDDİNE”İlk derece mahkemesine ilişkin olarak;”Alınması gereken 59,30- TL harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 1.254,65- TL harçtan mahsubu ile fazla olan 1.195,35‬-TL harcın davacıya iadesine, HMK.’nın 327/2 maddesi gereği davalı yararına vekalet ücreti ve yargı gideri takdirine yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,”İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 31,50-TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.25/05/2021