Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/681 E. 2019/564 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/681
KARAR NO : 2019/564
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2018 tarihli ara karar
NUMARASI : 2015/734 esas
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ:18/04/2019
İhtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP:Davacı vekili,15.04.2015 tarihli genel kurul toplantısında; 2010-2011-2012 yıllarına ait bilanço ve gelir tablolarının noterden İhtarname ile talep edilmesine rağmen kendisine verilmediğini, diğer üç hissedarının aynı zamanda YK.nu oluşturduğunu,şirketin yegane malvarlığı konumundaki otelin 19 yıldır hiç kâr elde etmediğini, kendisine kâr payı verilmezken diğer ortakların otel gelirini kendi aralarında paylaştıklarını, şirketin tek malvarlığı olan bu otelin kendisinden gizli olarak 25/02/2015 tarihinde değerinin çok altında olan 11.000.000- TL’ye satıldığını öğrendiğini alınan kararların batıl olduğunu, kendisince talep edilmesine rağmen Bakanlık Temsilcisinin bulunduğu ikinci bir toplantı yapılmadığını bu nedenle alınan kararların yoklukla malul olduğunu,özel denetçi olarak atanan …. şirket mali müşaviri …. akrabası olduğunu ve…. şirketin içinin boşaltılmasında diğer üç hissedarla ortak hareket ettiğini beyan ederek genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili 27.12.2018 tarihli dilekçesi ile 25.12.2018 tarihli genel kurulda tasfiye kararı alındığı,yapılan bilirkişi incelemesinde şirketin yönetim kurulunun tarafsız olmadığının tesbit edildiğini ,şirket yönetim kuruluna tasfiye için yetki verildiği dikkate alınarak davalı şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının 15.04.2015 tarihli genel kurulda alınan her türlü karara karşı hiçbir gerekçe göstermeden itiraz ettiğini, şirketin taşınmazının satımı için 30/01/2014 tarihli genel kurulda uygun nisapla karar alındığını, davacının bu karara karşı bir iptal davası açmadığını, söz konusu gayrimenkulun kar getirmediği ve şirketi zarara uğrattığını, genel kurul kararına dayanılarak 25.02.2015 tarihinde satış işleminin gerçekleştirildiğini davacıya ertelenen genel kurula kadar her türlü bilginin verilmiş olduğunu belirterek davanın reddedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, 27/12/2018 tarihli ara karar ile; davalı şirkette organ boşluğu bulunmadığı, davanın Genel kurul kararının iptali davası niteliğinde bulunduğu, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceğine veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağına yönelik olarak bir kanaat olmadığından davalı şirkete kayyım atanması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; şirket yönetimince otelin satılmasına yönelik geçerli gerekçenin ortaya konmadığını, şirketin oteli satıp elde ettiği kazancı hangi yatırımlara yönelttiği veya yöneltileceğine dair bir planı, YK veya GK kararı bulunmadığını, piyasa değerinden satıldığının ortaya konması konusunda gereken duyarlılığı göstermediğinin anlaşıldığını,2010-2011-2012 yıllarının rakamlarının 2014 e 2015 yıllarına kümülatif olarak geldiğinden istenilen bilgilerin 2014 veya 2015 yıllarından tespit edilmesinin çok güç olduğunu hatta imkansız olduğunu, muhasebe hilesi yapıldığı yıllara ait defterler ibraz edilmediğinden yapılan işlemler hakkında mahkeme kararlarının etkilenmeye çalışıldığını belirterek, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Somut uyuşmazlıkta talep davacı tarafından açılan 15.04.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptali davasıdır.Genel Kurul karar iptali davalarında ihtiyati tedbir kararı verilmesi TTK nun 449-(1)maddesinde düzenlenmiş olup genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme,yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra ,dava konusu kararın yürütülmesinin durdurulmasına karar verebilir.Davacı vekili kayyım talep edilmesini talep etmiş ise de yönetim kayyımı mı ,denetim kayyımı mı olduğu açıklanmamıştır. Anonim Şirketlerde YönetimKurulunun görevden alınması TTK 364.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre yönetim kurulu üyeleri esas sözleşme ile atanmış olsalar dahi gündemle ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı halinde genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler.TTK 408/2 maddesinde genel kurula ait devredilemez görev ve yetkiler düzenlenmiştir. Aynı maddenin 408/2-b uyarınca yeni YK üyelerinin seçimi hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri içerisinde olduğu kabul edilmiştir. Kural olarak anonim şirketlere organları mevcut olduğu ,yasal koşullar gerektirmedikçe yönetim kurulunun yetkilerine müdahale niteliğinde olabilecek şekilde yönetim kayyımı atanması mümkün olmayacaktır.Denetim kayyımı talebi olarak düşünüldüğünde de ; davanın konusu genel kurul kararının iptaline ilişkin olup ; denetim kayyımı atanması talebinin bu davanın konusunu teşkil etmediği açıktır.HMK’nın 389. Maddesinde ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. HMK 389.maddesi uyarıca tüm koşulların mevcut olması halinde ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Uyuşmazlık konusu dışında bulunan ve HMK 389 ve TTK 449 koşullarını taşımayan ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf sebebleri yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine ,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile HMK.’nın 362(1)-f maddesi uyarnnca kesin olmak üzere karar verildi.18/04/2019