Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/676 E. 2019/511 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/676
KARAR NO : 2019/511
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2018
NUMARASI : 2018/296 E.-2018/750 K.
DAVA : Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/04/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, davacı …San ve Tic A.Ş’nin sicilden resen terkin edildiğini, davacının Çankırı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/556 Esas sayılı davasının bulunduğunu, yapılan yargılama sonunda verilen istinaf mahkemesi kararıyla terkin edilen şirketin ihyası gerektiğinin belirtildiğini ve kendilerine bu konuda süre verildiğini belirterek davacı şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkilinin mevzuat hükümleri gereğince işlem yaptığını, dava açılmasına sebep olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı şirketin sicilden sermaye artırımının yapılmaması sebebiyle terkin edildiği, tüzel kişiliğinin bulunmadığı, davacı şirketin tüzel kişiliği bulunmadığından ihya davası açmak yönünden de taraf ehliyetinin bulunmadığı, (HMK 114/1 d) taraf ve dava ehliyetine sahip olunmasının dava şartı olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden gözetilmesinin gerektiği gerekçesiyle, davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi’nce kendilerine ihya davasının açılması için süre verildiğini, verilen sürede davayı açtıklarını, usul ve yasaya aykırı olarak verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini, yargılama esnasında toplanan delillerin değerlendirilmesi neticesinde hüküm kurulması halinde subut bulmuş davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından Çankırı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/556 Esas sayılı menfi tespit davası devam ederken şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğini, yerel mahkemenin ihya davasının kabulü yönünde karar vermesi gerekirken usul ve yasaya aykırı şekilde husumet yönünden davanın reddine karar verdiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; resen terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’ nun 547 maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. TTK geçici 7.madde (2) bendinde davacı ve davalı sıfatıyla davaları bulunan şirket ve kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtildikten sonra (15)benttekaydı silinen şirketlerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebeblere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak ihya talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacı şirketin sicilden TTK nun geçici 7.maddesi uyarınca re’sen terkin edildiği,şirketin tüzel kişiliğinin bulunmadığı, hukuk düzeninde var olmadığı davacı şirketin tüzel kişiliği bulunmadığından ihya davası açmak yönünden de taraf ehliyetinin bulunmadığı, (HMK 114/1 d) taraf ve dava ehliyetine sahip olunmasının dava şartı olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden gözetilmesinin gerektiği sebebiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmaktadır.Şirketin ihyasını hukuki menfaati bulunan gerçek veya tüzel kişiler ile alacaklılar isteyebileceğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Dairemizce; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521.maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382.maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, daha evvel ki uygulamadan dönülerek, çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40- TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL istinaf harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine Gerekçeli kararın birer suretinin taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile HMK’nın 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.09/04/2019