Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/667 E. 2019/516 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/667
KARAR NO : 2019/516
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2019 (Ek Karar)
NUMARASI : 2018/1305 D. İş- 2018/1260 Karar
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/04/2019
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin kararın ihtiyati hacze itiraz eden borçlu… vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
İTİRAZ:Muteriz borçlu … vekili, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/964 esas sayılı dosyasına yapılan başvuru uyarınca müvekkili şirket hakkında konkordato kararı verilerek ihtiyati haciz dahil olmak üzere tüm haciz işlemlerinin uygulanmamasına hükmedildiğini, daha sonradan müvekkili hakkında 2018/1305 D. iş sayılı ihtiyati haciz dosyasından 24/10/2018 tarih 2018/1260 karar nolu ihtiyati haciz kararı alındığını, verilen ihtiyati haciz kararının iptali gerektiğini, müvekkili …’in …. ve Tic. A.Ş.’nin ve … San. Ve Tic. A.Ş.’nin temsile yetkili olduğunu, firmaları ticari unvanların altına attığı imza, uygulamada kaşe üzerine attığı imzasıyla temsil ettiğini, bonolarda taraf dahi olmadığını, borçtan sorumlu olmadığını, davalı takip alacaklısının senetleri teslim aldıktan sonra senetlerde tahrifat yaptığını, senetler üzerinde müvekkilinin adının yazmadığını, davalının müvekkilini borçlu hale getirmek için sentte yer alan …. A.Ş. kaşesinin üst kısımlarına ‘…” ibaresinin eklendiğini, ceza şikayetine konu edilecek sonradan yapılan ekleme ve esasında ekleme yapılmasına rağmen müvekkilinin borçlu olduğuna dair hiçbir ibare olmadan icra takibi yapılmasının çok vahim olduğunu belirterek müvekkili hakkında verilen ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulünü ve kaldırılmasını talep etmiştir.
İTİRAZA CEVAP:İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili, müvekkilinin borçlu … San. Ve Tic. A.Ş.’ye metal kaplama işi yaptığını, borçlu …’in şirketleri ve şahsı adına müvekkili şirket ile 22/05/2018 tarihli protokol düzenlendiğini, protokol ile her üç borçlu müteselsil kefil olarak senet düzenleyerek müvekkili şirkete verildiğini, borçlunun elamanları borçlunun işyerinde borçlunun odasına götürüp imzalatıp getirdiklerini, senetlerde tahrifat olmasının mümkün olmadığını, borçlu …’in senetlerde müteselsil borçlu olduğunun protokolde açıkça belli olduğunu, 3.127.400,00 TL alacağının ödenmediğini, borçlu şirketin itirazda bulunmayıp borçlu …’in ihtiyati hacze itiraz ettiğini, itirazın tamamen kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, 24/10/2018 tarihli karar ile; borçludan (borçlulardan) alacağı olan 1.125.000-TL’nin ifasının temin bakımından talep İİK.nun 257.maddesinin fıkrasına uygun bulunarak, üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı kafi teminat da alınmış bulunduğundan borçluların malları ile alacaklarının; İcra İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı … vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, mahkemece 21/01/2019 tarihli ek karar ile; ihtiyati haciz kararı verilmesinde itirazın kabulünü gerektirecek bir yanlışlık bulunmadığı,unsurları tamam vadesi geçmiş bonolara dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verildiği , itiraz sebeplerinin İİK 265 madde şartlarında olmadığı, yargılama konusu olduğu anlaşıldığından itiraz yerinde görülmeyerek, İİK.’nın 265. maddesi koşullarını taşımayan ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Muteriz borçlu … vekili; ihtiyati hacze konu senetlerde müvekkilinin imzalarının kaşelerin üzerinde yer aldığını, senetlerde müvekkilinin açığa attığı imzanın bulunamadığını, hal böyle iken, senetlerde kaşe üzerinde bulunan imzaların, yöneticiyi şahsen değil, yönettiği şirketleri borçlu kıldığını, TTK ilgili mevzuatı uyarınca müvekkilinin temsile yetkili olduğu firmaları ticari ünvanların altına attığı imzanın, uygulamada kaşe üzerine attığı imzasıyla temsil ettiğinin açık olduğunu, bu haliyle İİK.’nın 257. maddesi hükümlerinin şirket temsilcisi aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının hatalı olduğunu belirterek, itirazlarının kabulü ile haksız ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir..
GEREKÇE: Her ne kadar ihtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde, … adına atılan imzanın borçlu şirketi temsilen atıldığı ,aval şerhi niteliğinde olmadığını, şirket kaşesi üzerine atılan imzanın müvekkilini şahsen borçtan mesul kılmayacağını, İİK.’nın 257. maddesi şartlarının gerçekleşmediğini, davalı takip alacaklısının senetleri teslim aldıktan sonra senetlerde tahrifat yaptığını, ihtiyati haciz talebinin alenen kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını belirterek, İİK.’nın 257. maddesi ve devamı uyarınca ihtiyati hacze konu edilebilecek bir borç olmadığından itirazın kabulüyle ihtiyati haciz kararının müvekkili bakımından kaldırılmasını talep etmektedir.Senetler üzerinde 2 ayrı şirket kaşesi mevcut olup ,birinde isim yazılmadan şirketi temsilen imza atıldığı ,diğer imzanın üstünde ise … yazılıdır.Ad ve soyadının sonradan eklenip eklenmediği,imzanın muterizi bağlayıp bağlamayacağı hususu yapılacak yargılama sonucu belirlenecek olup ihtiyati haciz kararına karşı ileri sürülen itiraz nedeninin İİK. 265. maddesinde sayılan itiraz nedenlerinden olmadığı,ihtiyati hacze itiraz aşamasında değil ancak asıl dava aşamasında değerlendirilebileceği anlaşılmakla ihtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargı giderinin muteriz üzerinde bIrakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 09/04/2019