Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/664 E. 2021/676 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/664
KARAR NO : 2021/676
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI: 2017/20 Esas 2018/762 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/05/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin diğer ortaklar …, … ile birlikte, kurucu ortaklar olarak, 30.11.2005 tarihinde davalı şirketi kurduklarını, …, şirket hisselerini Gaziosmanpaşa …. Noterliği’nin 15.06.2007 tarih ve … yevmiye numaralı devir senedi ile …’a devrettiğini ve bu devrin şirket ortaklar kurulunca onaylandığını, şirketin kuruluşunda, … 5 yıl süreyle şirketi temsil ve ilzam konusunda yetkili kılınarak Şirket müdürü olarak seçildiğini, şirketin kuruluşunda davacının öğrenci olması sebebiyle öğrenimine devam ettiğini, bu süreçte dersleriyle ilgilendiği, okul bittikten sonra 2008 Ağustos ayında askere gittiğini, bu süreçte diğer ortaklarca kendisine şirketle ilgili bir sorumluluğun gelmeyeceğinin söylendiğini, davacının şirketle birebir ilgilenme fırsatını bulamadığını, limited şirkette ortakların sınırlı sorumluluğunun geçerli olduğu halde, 16.03.2013 tarih ve … sayılı haciz bildirimi ile SGK Gaziosmanpaşa birimi tarafından davacının şahsına ait olan … ilçesi … Mah. Ada …, parsel … no’lu arsa üzerinde davalı şirketin bütün borçlarından dolayı haciz uygulandığını, davacının yaptığı araştırmada, geçen süre içerisinde davalı şirketin genel kurul toplantısının ve organ seçiminin yapılmadığını, dolayısıyla organ teşkilinin sağlanamadığını, şirket var olmasına rağmen bir faaliyetinin bulunmadığını, bazı takdiyatlar nedeniyle şirketin askıda bulunduğunun tespit edildiğini, davacının faal olmayan şirketin varlığından dolayı borçlar altına girmiş olduğunu, davalı şirketten yasa gereğince, bu haklı nedenlerle çıkma talebinde bulunma zaruretinin hasıl olduğunu beyan ederek müvekkilinin … sicil no’lu …. San. Ltd. Şti. ortaklığından çıkma kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi davalı yana tebliğ edilmiş, davalı yanıt vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece, şirket ana sözleşmesinde ortaklıktan çıkma konusunda bir düzenleme bulunmadığı, davacının ileri sürdüğü kendisinden kaynaklanan nedenlerin yasanın belirttiği anlamda haklı neden oluşturmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin öğrenci olduğunu, daha sonra askere gittiğini, şirketle ilgilenmesinin mümkün olmadığını, kurucu ortaklar tarafından müvekkiline hiç bir zaman bilgi verilmediğini, müvekkilinin şirketin birinci derecede imza yetkilisi olmamasına rağmen şirketin SGK borçları nedeniyle müvekkilinin şahsi malvarlığına haciz konulduğunu, şirketin fiilen çalışma olanağının kalmadığını, şirketin ortaklarının bir araya gelmesinin de mümkün olmadığını, bu nedenle bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, limited şirket ortaklığından haklı sebeple çıkma istemine dairdir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Yasanın 638. maddesi uyarınca şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.Yasa her ortağa haklı sebeple çıkma talep hakkı tanımış ise de haklı sebebin ne olduğunu tanımlamamıştır. Bu nedenle her davada, hukuki ve maddi olayların özelliği dikkate alınarak iddiaların haklı sebep teşkil edip etmeyeceklerinin irdelenmesi gerekecektir. Bununla birlikte ortaklık anlayışını ortadan kaldıran, bireysel çıkarlara yönelen, ortaklar arasında kişisel ve grupsal çıkarların ön plana çıktığı ve ortaklık amacının gerçekleşmesinin olanağının kalmaması gibi hallerde haklı nedenlerin oluştuğunun kabulü gerekir. Haklı sebebin, her somut olaya göre mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.Davacının dava dışı diğer ortaklar … ile birlikte, kurucu ortaklar olarak, 30.11.2005 tarihinde davalı şirketi kurdukları, …, şirket hisselerini dava dışı … devrettiği, şirketin kuruluşunda, davacı, … 5 yıl süreyle şirketi temsil ve ilzam konusunda yetkili kılınarak Şirket müdürü olarak seçildiği, davacı ile birlikte … müdür sıfatının devam ettiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili, davalı şirketin kamu borçlarından dolayı müvekkilinin taşınmazına haciz uygulandığını, genel kurul toplantısının yapılmadığını ve şirketin faaliyetinin devam etmediğini ileri sürmüş ise de davacının da müdür sıfatına sahip olup ortaklıktan çıkma için gösterdiği nedenlerde kendisinin de sorumluluğu bulunmaktadır. Bu itibarla davacının ortaklıktan çıkmasını gerektirecek haklı nedenler somut olayda gerçekleşmediğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca yapılan istinaf incelemesi sonucunda, hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/05/2021