Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/643 E. 2021/759 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/643
KARAR NO: 2021/759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2018
NUMARASI: 2017/322 Esas 2018/970 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı ve davalılar vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin Esenyurt’ta bulunan fabrika binasının dış cephe boyasının davalılardan tedarik edildiğini, davalı … şirketinin üretici, diğer davalı … şirketinin ise satıcı olduğunu, davalıların Jotun marka dış cephe boyasını satarken boyanın 20 yıl dayanacağını garanti ettiklerini, ancak boya uygulandığında renk ve ton farklılıkları oluştuğunu, söz konusu kusur ve ayıplı ifayı davalı tarafa bildirdikleri halde davalıların bunu kabul etmediğini, Büyükçekmece 2. SHM’nin 2016/97 D.iş sayılı dosyasında delil tespiti yaptırdıklarını ve ayıp nedeniyle müvekkilinin 89.660,40 TL zarara uğradığının tespit edildiğini, söz konusu zarar bedelinin tahsili için Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalıların itirazı üzeri takibin durduğunu belirterek, davalıların itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili; taraflar arasında herhangi bir sözleşme olmadığından 20 yıllık garanti verildiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının yanlış sıva uygulaması üzerine 1 yıl içerisinde farklı tarirhlerde ve önerilenden yetersiz boya uygulaması ile uygulama sırasındaki işçilik ve zemin hataları nedeniyle oluşan renk ve ton farklılıklarının müvekkiline yüklenemeyeceğini, satılan boyalarla ilgili hiç bir olumsuz durum bulunmadığını, müvekkili ile davacı arasında satış ilişkisi dışında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, her ne kadar delil tespiti yapılmış ise de söz konusu raporun gerçeğe uygun olmadığını, kaldı ki taleplerin de zaman aşımına uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili; müvekkilinin söz konusu boyaların satış işlemiyle ilgili sözleşmenin tarafı olmadığını ve uygulamayı da yapmadığını, bu nedenle davanın pasif husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, delil tespiti kararının müvekkiline tebliğ edilmemesinin usule aykırı olduğunu, davacının boya uygulamasını hatalı şekilde gerçekleştirdiğini, müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, son parti gönderilen ve tij (iskele bağlantı) deliklerinin örtülmesi ve bazı alt kat rötuşlarında kullanılan son kat boyaların renk ve ton farkı nedeniyle oluşan renk sapmalarının davalıların sorumluluğunda olduğu, bunun dışında bina cephesinin tamamında görülen renk ve ton farkı olarak algılanan kusurların ise boyacı ve sıvacı işçilik kusuru nedeniyle oluştuğu, tespit edilen ayıbın gizli ayıp olduğu ve davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, farklı zamanlarda ve hava şartlarında yapılacak boyanın aynı kazan şarj numaralı boyada dahi, ton farkı yaratacağı bilinmekte olduğundan, sadece rötuşlanan kısımlarda yapılacak boyanın yine ton farkı yaratacağı nedeniyle rötuşlarla kapatılamayacağı, işbu nedenle parçalar halinde kısmi boyama şeklinde tek cephede yüzeyin tamamının daha az inceltilerek tek kat olarak boyanması gerektiği, bunun için de kusurun giderilmesi için gerekli olan işçilik-malzeme ve iskele bedelinin davalıların sorumluluğunda kaldığı, davalı …’un son parti boyalar ile kısıtlı olmak üzere ton farkı dolayısıyla gerekli kontrolleri ve makine kalibrasyon ayarlarını ve denetimini zamanında yapmaması nedeniyle, Yapımar’ın ise son parti gönderilen boyalar ile kısıtlı olmak üzere imal ettiği farklı tondaki boyaları davacıya satarak, sıvacı ve boyacı hataları ile oluşan yüzey bozuklukları ve ton farkı kusurlarının daha da belirgin olarak yüzeyde oluşmasına neden olarak müteselsil sorumlu oldukları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; mahkemece müvekkili şirkete sorumluluk yüklenmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece eksik ve hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulduğunu, raporlara itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkili şirketin davalılar üretici ve satıcı firmanın kusuru neticesi meydana gelen zarardan hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, delil tespiti ve mahkemece alınan bilirkişi raporları arasında tekrar boyanması gereken alan ve gider kalemleri bakımından çelişki bulunmasına rağmen bu çelişkilerin giderilmediğini, bu nedenle itirazın kısmen iptali kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak takibin tümü üzerinden devamına karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf yoluna başvuran davalı … vekili; raporda bahsi geçen, boyaların renklendirilmesi için kullanılan renklendirme makinesinin tüm mülkiyeti, bakımı, onarımı ve denetiminin imalatçı …’ya ait olduğunu, müvekkilinin sadece … tarafından kullanıma hazır halde tutulan, tüm bakım, onarım ve bakımları yapılan ve mülkiyeti …’a ait olan bu makinada renk tuşlarına basmaktan başka bir faaliyette bulunamayacağını, bu makinadaki bakım ve onarım eksiklerinden veya renklendirme makinasından kaynaklı diğer hatalardan kesinlikle müvekkilinin sorumlu olamayacağını, bu duruma rağmen mahkemece müteselsil sorumluluk kararı verilmesinin hatalı olduğunu, bu halde davanın müvekkili şirket bakımından pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, ayıplı mal değerlendirmesini hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte, kalibrasyon makinasındaki hata 61 teneke boyadan yalnızca 1 teneke boyada görüldüğünü, ayıplı olduğu tespit edilen mal yerine bedelsiz olarak ayıpsız mal sağlandığı halde, ortaya çıkan sonuç tümüyle davacı tarafça yapılan uygulama hatalarından kaynaklandığından, müvekkiline hiçbir kusur izafe edilemeyeceği halde, mahkemece müvekkili şirkete sorumluluk yüklenmesinin hatalı olduğunu, davacının yanlış sıva uygulaması üzerine 1 yıl içinde farklı tarihlerde ve önerilenden yetersiz astar üzerine boya uygulaması ve boyanın uygulanması sırasındaki işçilik ve zemin hataları nedeniyle, renk ve ton farklılıkları oluştuğu sabitken, 1/4 oranında müvekkiline kusur yükletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, müvekkili tarafından davacıya yaklaşık toplam 28.000-TL’lik boya, astar ve diğer malzeme faturası kesilmişken, bu boyalardan birisindeki kalibrasyon hatası nedeniyle, mahkemece bilirkişi raporundaki, fahiş ve tek taraflı davacı tespitlerine göre yapılan maliyet hesaplamalarına göre verilen kararı kabul etmediklerini, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada iskele kirası, kurulumu-sökülmesi, nakliyesi için yapılan hesaplamaların da fahiş olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İstinaf yoluna başvuran davalı … vekili; müvekkilinin bayiler aracılığıyla satış faaliyeti yürütmekte olup, uygulanmasından sorumlu olmadığı boyama işlemi ile ilgili satış sonrası destek verme yükümlülüğü bulunmamasına rağmen, davacıya iyi niyetli olarak satış sonrası destek sağladığını, müvekkil şirket tarafından Mayıs ayında bayi tarafından üretilen bazı boyalarda hatalı kalibrasyon yapıldığı farkedilir edilmez alıcıya ayıpsız benzerinin verildiğini, davacı tarafından boyatılan binadaki ton farklılıklarının müvekkili şirket tarafından ayıplı boya verilmesinden kaynaklanmadığını, kaldı ki ayıpsız boya uygulamadan önce verildiği gibi 61 teneke boya kullanılan alanda 1 teneke boyanın farklı tonda olmasının, 964 m2 alanda ton farkı oluşmasına sebebiyet verebilecek nitelikte olmadığını, zararın davacı tarafın hatalı işçilik uygulaması yaptırmasından kaynaklandığını, kök bilirkişi raporunda açıkça makine kalibrasyonu ve teknik gerekliliklerinin uzmanlık alanı dışında olduğu ifade edildiğinden, işbu kısmın incelenerek dosyanın aydınlatılabilmesi için makine kalibrasyon ve tekniği hususunda uzman bilirkişiden ek rapor alınması gerektiğini, ancak mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadığını, müvekkili şirket tarafından kalibrasyon makinesinin yıllık kontrol bakımlarının eksiksiz olarak gerçekleştirildiğini, bu nedenle davanın müvekkili şirket bakımından pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi tarafından yapılan maliyet hesaplamalarının oldukça fahiş ve tek taraflı davacı tespitlerine dayandığını, boya uygulamasındaki hataların hiçbir şekilde davalıların sorumluluğunda olmadığını, müvekkili şirkete sorumluluk yükletilebileceği düşünülse dahi, bilirkişi tarafından yalnızca 50-60 m2’lik alan için tek kat boya uygulaması için gereken maliyet hesaplaması yapılması gerekirken, 964 m2 alan için hesaplama yapıldığını, yine bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada iskele kirası, kurulumu- sökülmesi, nakliyesi için yapılan hesaplamaların da fahiş olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, tacirler arası satıma konu boyanın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak oluşan zararın tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda 6098 sayılı TBK’nun 223/2. maddesi uygulanır. TBK’nın 223. maddesine göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.Somut olayda; davacıya ait fabrika binasının, davalı …’un üreticisi, diğer davalı …’ın satıcısı olduğu dış cephe boyasıyla boyandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporuyla; satışı yapılan boyalarda pigment çökmesi veya jelleşme gibi bozukluk tespit edilemediği, boyanan alanda renk ve ton farklılıkları oluştuğu, davalı … tarafından imal ve satışı yapılan son partide gönderilen son kat boyaların renk ve ton farkı nedeniyle oluşan renk sapmalarının davalıların sorumluluğunda olduğu, fakat bunun dışında bina cephesinin tamamında görülen renk ve ton farkı olarak algılanan kusurların ise davacının anlaştığı boyacı ve sıvacı işçilik kusuru nedeniyle oluştuğu, tespit edilen ayıbın gizli ayıp olduğu ve davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, farklı zamanlarda ve hava şartlarında yapılacak boyanın aynı kazan şarj numaralı boyada dahi, ton farkı yaratacağı bilinmekte olduğundan, sadece rötuşlanan kısımlarda yapılacak boyanın yine ton farkı yaratacağı nedeniyle rötuşlarla kapatılamayacağı, işbu nedenle parçalar halinde kısmi boyama şeklinde tek cephede yüzeyin tamamının daha az inceltilerek tek kat olarak boyanması gerektiği, bunun için de kusurun giderilmesi için gerekli olan işçilik-malzeme ve iskele bedelinin davalıların müteselsil sorumluluğunda bulunduğu, …’un son parti gönderilen boyalar ile ilgili olarak dava konusu ton farkı dolayısıyla gerekli kontrolleri ve makine kalibrasyon ayarlarını ve denetimini zamanında yapmaması nedeni ile, …’ın ise son parti gönderilen boyalar ile sınırlı olmak üzere imal ettiği farklı tondaki boyaları davacıya satarak, sıvacı ve boyacı hataları ile oluşan yüzey bozuklukları ve ton farkı kusurlarının daha da belirgin olarak yüzeyde oluşmasına neden olması nedeniyle birlikte müteselsil sorumlu oldukları, binanın üst katlarındaki hatanın boyacı ve sıvacı kusurundan kaynaklanmakla davalıların sorumlu olmadığı, binanın giriş kapısının solunda bariz ton farkı görülen cephesi bir katına ve tij deliklerine uygulanan farklı ton boya nedeniyle sorumlu oldukları, zararın giderimi için gerekli bedelin 4.430,07 TL boya, 6.266-TL işçilik, 5.852-TL iskele kirası, 5.852-TL iskele kurulum ve sökme masrafı, 1.250-TL iskele nakliye masrafı olmak üzere 20.378-TL olduğu tespit edildiği görülmüştür. Davalı … üretici olmakla birlikte, davacıya satışı yapılan boya diğer davalı Yapımar tarafından, davalı …’a ait renk karıştırma makinesinde imal edilerek satılmıştır. Davacının zararı, boya ve sıva uygulamasındaki işçilik hataları ile birlikte bu şekilde satışı yapılan son parti boyanın renk ve ton farklılığından kaynaklanmış olmakla; boyayı renk karıştırma makinesinde imal ederek satan davalı … satıcı olarak, diğer davalı Jotun ise kendisine ait renk karıştırma makinesinin denetim ve kalibrasyon sorumluluğu kapsamında, ayıplı boya nedeniyle oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olup, mahkemece davalıların müteselsilen sorumluluğuna hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur. Binada oluşan renk ve ton farklılığının çoğunlukla davacının boya ve sıva uygulamasındaki işçilik hatalarından kaynaklanmış olduğu tespit edilmekle, davacının, tüm zarardan davalıların sorumlu olduğuna yönelik iddialarına itibar edilmemiştir. Davalıların zarara neden oldukları ton farkı bulunan alan bina girişinin solundaki yüzey alanı ile tij delikleri olarak tespit edilip, yeniden boyanması gereken alanın bu şekilde 964 metrekare olarak tespiti karşısında, davalıların boyanacak alanın 50-60 metrekare olabileceği yönündeki istinaf başvuruları yerinde değildir. Ayrıca davalıların ileri sürdüğü sepetli vinç kullanımının iskeleye göre daha maliyetli oluşu, işçilik maliyetlerinin ise 2016 yılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birim fiyatları esas alınarak hesaplanması nedeniyle, davalıların bilirkişi raporunda fahiş hesaplama yapıldığı yönündeki istinaf gerekçeleri de yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı Yapımar .. Ltd. Şti.’den alınması gereken 1.392,02-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 348-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.044,02-TL harcın davalı … Ltd. Şti.’den alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı … A.Ş.’den alınması gereken 1.392,02-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 348,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.043,62-TL harcın davalı … A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/05/2021