Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/641 E. 2021/756 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/641
KARAR NO : 2021/756
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2018
NUMARASI: 2017/645 Esas- 2018/1082 Karar
DAVA İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2021
İlk Derece Mahkemesi’nce verilen davanın kabulüne dair kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı tarafından 118000,00 USD bedelli e-fatura düzenlendiğini, ancak davalının fatura bedelini süresinde ödemediğini, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiğini, ancak davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalının itirazında borcu inkar etmediği gibi ticari defterler incelendiğinde de müvekkilinin alacaklı olduğunun görüleceğini belirterek, davalının itirazının iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili şirkete Gaziantep 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2016/5027 D. İş sayılı kararı ile kayyım atandığını ve Gaziantep 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2016/5555 D. İş sayılı kararı ile de atanan kayyımların tüm görev ve yetkilerinin TMSF’ye devredildiğini, alacaklı görünen tarafla hukuki ilişkinin ihtilaflı olduğunu, takibe dayanak borç için mutabakat sağlanamadığını, takibe dayanak borcun şüpheli alacak durumunda olduğunu, davacının müvekkili şirketi temerrüde düşürmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; takibe konu faturanın her iki yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturaya konu hizmetin tesliminin yapıldığı, buna karşılık davalı tarafından fatura bedelinin ödendiğine ilişkin delil ve belge ibraz edilmediği, bu haliyle davanın sübut bulduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; 675 sayılı KHK’nın 16. maddesi uyarınca, KHK ile kapatılan kurum ve kuruluşlar aleyhine 17.08.2016 tarihinden önce açılan davaların dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verileceğinin düzenlendiğini, bu nedenle müvekkili hakkındaki davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı ile olan hukuki ilişki ihtilaflı olup takip konusu borç hakkında mutabakat sağlanamadığını, davacının iddia ettiği alacağın şüpheli alacak olduğunu, borcun likit olup olmadığının kontrolünün TMSF incelemeleri tamamlanıncaya kadar mümkün olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Eldeki davada taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı, ticari ilişkiyi ve ticari mal satışını, dolayısıyla borcun varlığını inkar etmektedir. Bu durumda sözleşmesel ilişkiyi, faturada yazılı mal ve hizmetin davalıya verildiğini ve faturanın da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiğini ispat yükü davacıya aittir. Davacı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre yazılı delille kanıtlamalıdır.Bu kapsamda somut olayda; davacı tarafından davalıya yazılım lisans ürünleri satışı yapılarak dava ve takip konusu faturanın düzenlendiği, davalı tarafından da faturanın kabul edilerek kendi ticari defter kayıtlarına işlendiği, söz konusu faturanın davalı tarafından Vergi Dairesine beyan edilerek davalının BA kayıtlarına alındığı, ayrıca davalı tarafça da imzalı 31.07.2016 mutabakat mektubunda da borcun varlığının davalı tarafça kabul edildiği, bu suretle fatura konusu mal tesliminin usulünce kanıtlandığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalı vekilinin borcun varlığına yönelik istinaf gerekçesinin yerinde olmadığı görülmüştür.Davalı şirkete Gaziantep 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2016/5027 D. İş sayılı kararı ile kayyım atandığı ve kayyım yetkilerinin TMSF’ye devredildiği, ancak şirketin KHK’lar gereği kapatılan şirketlerden olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda ise 675 sayılı KHK’nın “kapatılan kurum ve kuruluşlar aleyhine 17.08.2016 tarihinden önce açılan davaların dava şartı yokluğundan reddine karar verileceğine” dair 16. maddesi hükmünün uygulama yeri yoktur. Bu nedenle davacı vekilinin davanın usulden reddi gerektiği yönündeki istinaf başvurusu da yerinde değildir.Öte yandan İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın  iptali davasında borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilir. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi gerekmektedir. Bu kapsamda takip ve dava konusu alacak faturaya dayalı olduğundan, alacağın likit olduğu açıktır. Davalı şirketin temsil yetkisinin TMSF’ye devredilmiş olması da alacağın bu niteliğini etkilemeyecektir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 29.356,63-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 7.339,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 22.017,48‬- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/05/2021