Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/64 E. 2021/176 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/64
KARAR NO : 2021/176
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2018
NUMARASI : 2016/307 Esas 2018/1030 Karar
DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2017/41 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Hisse Devrinin İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın reddine ilişkin hükmün asıl ve birleşen davada davacılar ve davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacılar vekili, davalı şirketin toplam 5 hissedarından 3’ü olan (aynı zamanda her biri %20 olmak üzere toplamda %60 şirket pay sahipleri) davacı müvekkillerinin davalı şirketin 2012-2013-2014 yıllarına ait genel kurul toplantıları’nın yapıldığı 10/07/2015 tarihli olağan genel kuruldan ve alınan kararlardan 29/07/2015 tarih 8872 sayılı ve 356-357-358 sayfa nolu Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinden haricen henüz haberdar olduklarını, müvekkillerinin genel kurul toplantısına davet edilmeden, gıyaplarında toplantılara iştirak etmiş gibi gösterilerek kararlar alındığını, alınan kararların oy birliği ile alınmış gibi gösterildiğini, 10/07/2015 tarihli genel kurulun Hazirun Cetvelindeki pay sahiplerine bakıldığında davacı müvekkili …’ın pay sahibi olarak görünmediğini ve payının sahte evrakla …’a devredildiğinin anlaşıldığını,genel kurulda alınan karardan 29/07/2015 tarih 8872 sayılı ve 356 sayfa nolu Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi davalı şirkete ait kısmının 2. paragrafında “Hazirun Cetvelinin tetkikinden, şirketin toplam ¨750.000 sermayesine tekabül eden 30.000 adet hissesinden tamamının asaleten toplantıda temsil edildiği” şeklinde usulüne uygun çağrı yapılmış ve toplantılara iştirak edilmiş gibi gösterilerek oy birliğiyle alınmış gibi gösterildiğini, oysa davacı müvekkillerinden hiçbirine çağrı yapılmadığını toplantıda da hazır bulunmadığını,davacılar … ve …’nin imzasının olmadığını belirterek, usulsüz ve sahte işlemler nedeniyle kararların butlanına (yokluk) hükmedilmesini,hazirun cetvelindeki … ismi altındaki imzanın müvekkiline ait olmaması sebebiyle sahte imza ile …’a yapılan hisse devrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili,genel kurul toplantısının 10/07/2015 tarihinde yapıldığını ve ticaret sicil gazetesinde 27/07/2015 tarihinde ilan edildiğini, Yargıtay HGK’nun 2013/11-1048 E., 2014/430 K. sayılı ilamında “hükümsüzlük hallerinin bulunmadığı kararların iptalini isteyebilmek için, toplantıda hazır olan ortağın, alınan kararlara muhalif kaldığını toplantı tutanağına yazdırması ve üç aylık hak düşürücü sürede dava açılması gerektiğini” belirtildiğini,davacıların sahte imza atıldığı ve çağrının usulüne göre yapılmadığı konusundaki iddiaların gerçek dışı olduğunu,imzanın davacı …’a ait olduğunu, davacı …’ın toplantıya katıldığı ve toplantıdaki kararlar oybirliğiyle alınmasına rağmen iptal davası açma hakkının olmadığını, davanın esasen YK kararında belirtilen hisse devrine ilişkin olduğundan husumetin hisseyi devralan … isimli hissedara yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenle davacılar … ve …’ın dava açmakta hukuki yararları olmadığını ve diğer davacı …’ın husumeti hissesini devrettiği …’a yöneltmesi gerektiğini,ortağın şahsi hakkını ilgilendiren ve şirkete karşı ileri sürülmesi mümkün olmayan pay devrinin iptali talebinin aynı davada birlikte görülmesi mümkün olmadığını ,davaların ayrılması gerektiğini, davanın hem butlan ve hem de hisse devrinin iptali olarak birlikte açılmasının ve tek davada görülmesinin mümkün olmadığını, tefriki halinde hisse devrine ilişkin davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA : Davacılar vekili, müvekkilleri tarafından davalı şirket aleyhine şirketin 10/07/2015 tarihinde yapılan olağan genel kurul kararının butlanı ile yapılan hisse devrinin iptaline ilişkin adı geçen şirket aleyhine Bakırköy 3. ATM’nin 2016/307 esas sayılı davasında hissedar …’tan hisseleri devralan … aleyhine dava açmaları hususunda süre verildiğinden bahisle genel kurul toplantısında alınan tüm kararların butlanı ile davalı …’a ait olduğu halde sahte imza ile …’a yapılan hisse devrinin iptaline ve her iki dosyanın birleştirilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; kanun koyucu çağrısız bir genel kurulun var sayılmasını, bütün pay sahipleri veya temsilcilerinin hazır bulunmaları ve pay sahiplerinin bu toplantı şekline itiraz etmemiş bulunmaları şartlarının gerçekleşmesi durumunda kabul etmekte olup bütün pay sahiplerinin toplantıya katılma şartı gerçekleşmediğinden anılan genel kurulda alınan kararların butlan ile batıl olduğu anlaşıldığından asıl davada davacılar İsmail ve … tarafından açılan davanın kabulü ile davalı şirketin, 10/07/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların butlanına, genel kurul tarihi itibariyle şirket ortağı olmayan davacı … tarafından açılan davanın ise aktif husumet yokluğundan reddine, Birleşen dosyada davacı …’in hisselerinin davalı …’a devredilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından davacı …’ın hisse devrinin iptali istemi ile davalı …’a açtığı hisse devrinin iptali davasının reddine, yine bu davacının genel kurul kararlarının butlanına hükmedilmesi davasının ise davalı …’a bu tür davalarda husumet yöneltilemeyeceğinden reddine, yine davacılar … ve … tarafından açılan hisse devrinin iptali davasının bu kişilerin aktif husumetinin bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :1-Davacılar vekili; asıl davanın … yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi ve yine birleşen davanın reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, imza incelemesini kabul etmediklerini, ortada hisse devir sözleşmesinin olmadığını, davalı …’ın hissesinin …’a hazirun cetveli ile payın devredilmesi gibi bir kural veya yöntemin Türk hukukunda bulunmadığını, buna göre çıplak payın devri için mutlaka yazılı bir devir sözleşmesi düzenlenmesi gerektiğini, alacağın devrinin TBK m. 184’te açıkça ifade edildiği üzere geçerliliğinin yazılı şekilde yapılmasına bağlı olduğunu, bu şartları taşıyan devir sözleşmesinin şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi için davalı şirket YK tarafından devralan pay sahibinin şirket pay defterine kaydının yapılması kararı alınması gerektiğini, eldeki davada bu işlemlerden hiçbiri yapılmamasına rağmen davalı …’ın devralan pay sahibi gibi dikkate alındığını, kaldı ki bir an için hazirun cetvelindeki imzanın davacılardan …’a ait olduğu varsayılsa dahi, bu imzanın hisse devrinin gerçekleştiğine delil yapılmasının hukuken anlaşılabilecek bir durum olmadığını, hazirun cetvelindeki imza ister gerçek ister sahte olsun, davacı … ile davalı … arasında hiçbir şekilde pay devri gerçekleşmediğini belirterek kararın kaldırılmasına, genel kurul toplantısında alınan tüm kararların … dahil tüm davacılar yönünden butlanına (yokluk) hükmedilmesini ve davacılardan …’ın hissesinin …’a devrine dair hisse devrinin geçersizliğine karar verilmesini talep etmiştir.2- Davalılar vekili; öncelikle; davacıların, esasen davalı şirketin kullandığı binada bulunan şirketin çalışan elemanları olduğundan genel kuruldan haberleri olduğunu, ancak sayı ve hisse oranı yeterli bir toplantı olduğundan toplantıya katılmadıklarını, sözkonusu genel kurul kararlarının iptaline hükmedilebilmesi için bunların ayrıca kanuna, anasözleşmeye veya afaki iyi niyete aykırılıklarının ispatı gerektiğini, yasada tahdidi şekilde belirtilen butlan sebeplerinin iş bu davada söz konusu olmadığını, kararın kaldırılarak, kısmi olarak yaptıkları istinaf istemlerinin kabulü ile davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl dava; davalı şirketin olağan genel kurulunda alınan kararların butlanına karar verilmesi talebidir.Davacılar genel kurula çağrılmadıklarını ,…’ın da payını kimseye devretmediğini ileri sürerek pay devrinin iptali gerektiğini ,usulsüz ve sahte işlemler nedeniyle davalı şirketin 10/07/2015 tarihinde yapılan olağan genel kurul kararının butlanına (yokluk) hükmedilmesi, 10/07/2015 tarihli hazirun cetvelindeki … ismi altındaki imzanın kendisine ait olmaması sebebiyle sahte imza ile …’a yapılan pay devrinin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.Birleşen dava ise ; davalı …’a ait olduğu halde sahte imza ile …’a yapılan pay devrinin iptali istemine ilişkindir.Davacılar vekili, istinaf yoluna başvuran müvekkili …’ın davalı şirketin %20 oranındaki hisselerinin sahibi iken bu payının rızası dışında elinden alındığını, zira çıplak payların alacağın temliki suretiyle devredilebileceğini, oysa müvekkilinin payını birleşen davada davalı …’a devrine ilişkin yazılı bir belge olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece ,butlanına karar verilmesi talep olunan genel kurul tutanağı eki hazırun cetvelinde YK üyesi altında davacı …’e atfen atılan imzanın davacıya ait olduğu belirlendiğinden davacının payını usulüne uygun olarak devredildiği gerekçesiyle davacının paydaş olmadığına hükmedilmiştir. Anonim şirketlerde payın devri için payın senede bağlanmış olması şart değildir.Sahip olunan payı temsil etmek üzere; hisse senedi çıkarılmamış olması halinde ,sahip olunan pay senede bağlanmamış demektir.Çıplak pay senede bağlanmış paylar gibi serbestçe devredilebilir. Ancak payın serbestçe devredilebileceğine getirilen kanuni ve iradi sınırlamalar çıplak pay için de geçerlidir. Çıplak payın devri hakkında TTK da özel bir düzenleme mevcut değildir.Çıplak pay genel hükümlere göre yazılı devir anlaşması ile devredilebilir. Alacağın temliki ,tasarrufi bir işlem olduğundan,temlik ile çıplak pay devralana geçer.Alacağın temlikinde olduğu gibi yazılı şekil şartı vardır.Bedeli ödenmiş çıplak payın devri ,TBK 184 gereği yazılı bir temlik beyanının devralana verilmesi ile gerçekleşir. (AŞ’lerde Hisse Senetlerinin devri. … yüksek lisans tezi)Birleşen davaya konu davalı anonim şirket hisselerinin ,senet veya ilmühabere bağlanıp bağlanmadığı ,çıplak pay olup olmadığı hususları mahkemece incelenmemiştir. Pay devrinin varlığını, davacıdan hisseleri devraldığını savunan davalının ispatlaması gerekir.Somut olayda, davalı tarafça hisse devrine dair bir sözleşme ,yazılı bir temlik beyanı, sunulmamıştır.Alacağın temlikine ilişkin TBK nun 184/1 maddesinde alacağın devrinin geçerliliği,yazılı şekilde yapılmasına bağlanmıştır. Dayanılan ve mahkemece pay devrine esas alınan belgenin hazırun cetvelinden ibaret olduğu ,bir temlik ve devir iradesini gösteren bir belge olmadığı anlaşılmaktadır.Eğer şirket payları senede veya ilmuhabere bağlanmış ise hisselerin ciro yolu ile devredilmesi gerektiği, davalının elinden sadır olduğu kabul edilen belgenin alacağın temliki hükümlerini de içermediği ,TBK nun 14/1.maddesinde ise yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunmasının zorunlu olduğu gözetilmelidir. Genel kurulda alınan kararların iptalini talep edebilmek için pay sahipliği sıfatı gereklidir. Davacı …’ın hisselerini devrettiği ileri sürüldüğünden asıl davada aktif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığı birleştirilen dava neticesinde verilecek hüküm ile belirlenecektir.Yukarıda açıklandığı üzere ilk derece mahkemesince ,hisse devri işlemlerin iptali istemine ilişkin olarak açılan birleşen davanın tefrik edilerek ,hisse değeri üzerinden nispi peşin harcın ikmalinden sonra pay devrine yönelik tahkikata ilişkin eksiklikler giderildikten sonra , birleşen davanın sonucuna göre karara bağlanması ,asıl davada da birleşen davanın neticesi beklenerek davacı …’ın paydaş olup olmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.Asıl ve birleşen davada davacılar ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile hükme tesir edecek derecede delillerin toplanıp değerlendirilmediği sonucuna varıldığındanhükmün kaldırılmasına ve dosyanın dava yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Asıl ve birleşen davada davacılar ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2018 Tarih 2016/307 Esas 2018/1030 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Asıl ve birleşen davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”İstinaf yoluna başvuran asıl ve birleşen davada davacılar ve davalılar tarafından yatırılan 71,80-TL’şer peşin istinaf karar harcının kendilerine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/02/2021