Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/622 E. 2021/691 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/622
KARAR NO: 2021/691
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2019
NUMARASI: 2017/1440 Esas 2019/33 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/05/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; 1 nolu davalı şirkette davacıya ait olan payların 10.05.2017 tarihli 13102 yevmiye nolu limited şirket pay devri sözleşmesi ile davalı …’e devir edildiğini, pay devri sözleşmesine özel hükümler konulmasına noterlik izin vermediğinden, taraflar arasında 10.05.2017 tarihinde ayrıca sözleşme yapıldığını, şirket hisseleri devir edildikten bir süre sonra … A.Ş isimli şirkete vergi dairesi tarafından vergi cezası kesildiğini, davalı şirket vergi dairesine ödeme yaptıktan sonra davacı hakkında İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıp ödediği tutarı davacıdan talep ettiğini, davacı hayatından endişe ettiğinden (eski eşi diğer davalı … tarafından kendisine zarar verileceği düşüncesi ile) mernis adresini taşımadığını durumu fırsat bilen davalı şirketin icra takibini TK 21/2 ye göre kesinleştirdiğini, böylece 2 nolu davalının yöneticisi ve sahibi olduğu davalı şirketin,haksız tahsilat yoluna gittiğini, şirkete gelecek tüm vergi ve benzeri borçlardan , davalı …’in tüm borçları üstlenmesi nedeni ile davanın kabulü ile davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine icra takibinin iptaline, davacıdan icra tehdidi altında tahsil edilen 155.403,64-TL’nin davalı şirketten ticari faizi ile istirdatına, davalı …’ten % 3 faizi ile müteselsilen tahsiline, davalı şirketin % 20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalılar vekili, davacı ile davalı …’in 05.05.2017 tarihinde İstanbul Anadolu 8.Aile Mahkemesinin 2017/318 esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, davacının 14.04.2017 tarihinde davalı şirketin hesabından 1.149.840-TL, 19.04.2017 tarihinde 38.000-TL 18.04.2017 tarihinde 11.155,25-TL, 19.04.2017 tarihinde 120.933,71-TL olmak üzere toplam 1.319.928,96-TL’yi haksız bir şekilde çektiğini, bu haksız fiilin muhasebeleştirilmesi esnasında Tuzla Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından davacının elde ettiği menkul sermaye iradı için gelir vergisi stopajı tahakkuk ettirildiğini ve davalı şirket tarafından bu bedelin ödendiğini ödenen bu bedel için takip yapıldığını ve takibin kesinleştiğini,belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece davacı ile davalı … arasında düzenlenen boşanma protokolünün 4. maddesi gereğince davalı …’in davalı şirketin devri nedeni ile doğmuş ve doğacak tüm borçların davalı …’e ait olması nedeni ile taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacıdan tahsil edilen bedel 155.403,64-TL nin %3 faizi ile birlikte davalı …’ten tahsiline, diğer davalı şirket hakkında açılan davanın, şirketin sözleşmenin tarafı olmadığı ve vergi dairesi tarafından tahakkuk ettirilen borcun davacıya ödenen kar payının stopajı olması nedeni ile davalı şirkete karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:1-Davacı vekili, davacının tüzel kişi şirketten kar payı almadığını, bu nedenle stopaj ödenmesinin yasal olmadığını, davacı tarafından çekilen bedelin gelir elde etme amacı ile çekilmediğini gelir vergisine tabi olmadığını, şirket hesabından yapılan ödemenin hangi nedenden dolayı çekildiği, boşanma protokolüne imza atan tüzel kişi şirketin önceki ve sonraki yetkililerince bilindiğini, vergi dairesince tahakkuk ettirilen borç hakkında itiraz edilmesi gerekirken uzlaşma yoluna gidilerek tüm yargı yolları tüketilmeden ödemenin yapılması nedeni ile davacının sorumluluğu bulunmadığını,715.000-TL nin % 15 inin istenen tutarın altında olduğunu, davalı …’in borcu üstlendiği tarihte davalı tüzel kişinin tek ortağı ve yetkilisi olduğunu ve protokole rızası (ikrarı) bulunduğunu, sözleşmenin devirden önceki ve sonraki şirket yetkilileri arasında düzenlendiğini, davalı şirketin bilgi ve onayı bulunmadığına ilişkin savunmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu,belirterek kararın kaldırılarak davalıların müteselsilen sorumlu olduklarına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava;davalı şirket yönünden İİK 72 maddesine göre açılan istirdat ve davalı … yönünden alacak davasıdır. Davalı … Tic. ltd.şti tarafından davacı hakkında 02.10.2017 tarihinde tahakkuk ettirilen vergi ödemesine ilişkin ilamsız takip başlatıldığı dosya borcunun 19.12.2017 tarihinde davacı tarafından 155.403,64-TL olarak ödendiği sabittir. Davacı ile davalı … arasındaki 05.05.2017 tarihli boşanma protokolü uyarınca takip konusu borçtan davalı …’in sorumlu olması olması nedeni ile davanın kabulü ile 155.403,064 TL nin 19.12.2017 ödeme tarihinden itibaren aylık % 3 faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği ve bu davalı yönünden kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta çözümlenmesi gereken husus, davalı …’in protokolün imzası esnasında davalı şirketin tek ortağı ve temsilcisi ise düzenlenen protokol hükümlerinin davalı şirket yönünden bağlayıcı olup olmadığı ve davacının, davalı şirket hakkında tahakkuk eden vergi borcundan sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Davacı ve davalı … 05.05.2017 tarihinde Anlaşmalı Boşanma Protokolünü düzenlemişler ve 05.05.2017 tarihinde İstanbul Anadolu 8.Aile Mahkemesinin 2017/318 esas 2017/348 karar sayılı kararı ile taraflar boşanmış olup karar 18.05.2017 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma ilamında taraflar arasındaki protokol aynen onaylanmıştır. Davacı ile davalı … 2017/1 nolu karar ile davacı, davalı şirketteki hisselerini davalı …’e devretmiş ve bu karar 22.05.2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmıştır. Davalı şirket 16.04.2018 tarihinde TTK gereğince tür değişikliği yaparak … AŞ olarak ticaret sicile tescil edilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ve davalı şirket kayıtlarına göre davacı tarafından 2017 Nisan ayında çekilen ve boşanma protokolündeki miktar olan 715.000-TL’nin 01.05.2017 tarihinde Ortaklara Borçlar hesabına kaydedilmiş, geçmiş yıllar karları hesabına aktarılarak kar payı dağıtım işlemi olarak işlenmiş ve aynı yevmiye kaydı ile … kar payı dağıtım stopajı olarak kaydedilmiştir. Bu stopaj payı da Nisan-Haziran 2017 dönemine ait muhtasar beyannamesi ile beyan edilmiştir. 05.05.2017 tarihli boşanma protokolünün 4. Maddesinde … Şirketinin davalı …’a devredileceği tüm kayıtlar incelenerek protokolün imza tarihi itibarı ile şirkete ait doğmuş ve doğacak tüm borçların …’e ait olacağı ileride çıkabilecek olası borçlardan dolayı davacının sorumluluğunun bulunmadığı kararlaştırılmıştır.Boşanma protokolü ile davacıya eski eşi tarafından ödenecek tutarın şirket kaynağından ödenmesi sağlanarak tahakkuk eden stopaj tutarı davacıdan tahsil edilmiş ise de ,anlaşma gereği tüm masrafların …’e ait olduğu kararlaştırıldığından şirketin tek ortağı- yetkilisi imzalasa da şirket adına hareket edilerek imzalanmadığı anlaşılmakla davalı şirket yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.İstinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/05/2021