Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/618 E. 2021/911 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/618
KARAR NO: 2021/911
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2018
NUMARASI: 2017/292 Esas- 2018/1228 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Davanın kısmen kabulüne dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacı şirket ile davalı arasında 06.05.2013 tarihli otogaz bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ekinde yer alan 36.000- euro değerinde muhtelif malzemelerin emanet senedi ile davalıya teslim edildiğini, emanetlerin fesih tarihi itibarı ile değerinin 140.324-TL olduğunu, davalı tarafın lisansını iptal ettiğini, bir başka dağıtıcıdan otogaz temin ettiğini, davacı şirketin Kadıköy … Noterliği’nin 07.03.2017 tarih ve … yevmiye nolu fesih ihtarnamesi ile taraflar arasındaki tüm sözleşmeyi feshettiğini, aynı ihtarnamede emaneten teslim edilen emtianın iade edilmesi istenmesine rağmen iade edilmediğini, sözleşmenin 24. maddesinde sözleşmenin feshi halinde 23. madde içeriğinde belirtilen sürede iade edilmemesi halinde her geçen gün için 1.000- euro haksız kullanım bedelini …’a ödeyeceğinin davalı tarafından kabul edildiğini ileri sürerek, emtia senedinde yazılı emtianın iade edilmesini, sözleşmenin ilgili maddesine istinaden geciken her gün için 1.000-Euro kullanım bedelinin 7.3.2017 tarihinden itibaren malzemenin teslim edileceği güne kadar geçen süre için …’a ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında, davalı tarafından bayilik sözleşmesindeki edimlerin eksiksiz yerine getirildiğini, sözleşmenin bitim tarihi yaklaştığı için davacı tarafın zorluklar çıkarttığını, mal sevkiyatını azalttığını sözleşmeyi yenilemeyi zorlaştırdığını, bayilik sözleşmesinin tek taraflı feshedilmesinden sonra müvekkilinin istasyonu yeniden yapılandırdığını, davacıya ait emtiaların icra vasıtası ile teslim edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; sözleşmenin 23. maddesi gereğince davacı tarafından talep edilen yakıt tankı için amortisman payı düşülerek 14.850-TL nin ve sözleşmenin 23. maddesi gereğince fesih tarihinden sonra 5 gün içinde ariyetlerin iade edilmemesi nedeni ile 24. maddesi gereğince günlük 1.000-Euro ceza miktarının fesih tarihi ile icradan teslim tarihi olan 51 günden 5 günlük teslim süresi düşüldükten sonra 46 gün toplam 46.000-euro için 179.303,40-TL’nin 07.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 1-Davacı vekili, gerekçeli karardaki davacı ve davalı lehine hükmedilen vekalet ücretlerinin düzeltilmesi gerektiğini,davacı yan için 14.850-TL ve 179.303,40 TL olmak üzere 194.153,40-TL üzerinden 17.599,18-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesini,dava açıldıktan sonra icra yolu ile teslim alınan ariyetler için aynen iadesi ile ihtilaflı 125.474-TL için davacı lehine vekalet ücreti takdirine, dava açıldıktan sonra teslim alınan 125.474-TL için davalı yararına hükmedilen 12.980,03-TL vekalet ücretinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2)Davalı vekili, huzurdaki davanın 28.3.2017 tarihinde açıldığını,ceza uygulamasının tebliğ tarihinden 5 gün sonra başlayacağını, fesih tarihi 7.3.2017 olup icradan teslim alınma tarihi 27.04.2017 olduğu ve haksız kullanım süresinin toplam 46.000- euro olarak kabul edildiğini, dava tarihinden sonraki dönem için haksız kullanım bedelinin huzurdaki davada kabul imkanının bulunmadığını,ıslah ile talep edilen bu kısım için erken açılan davanın reddi gerektiğini , söz konusu alacağın dava açıldıktan sonra muaccel olduğunu bu kısma ilişkin kararın kaldırılması gerektiğini,30 gün için hesaplanan 116.937-TL için davanın erken açıldığını, ayrıca cezai şartın fesih tarihinden değil fesih ihtarının yasal olarak hüküm ve sonuçlarını doğurduğu an olan davalıya tebliğinden itibaren hesaplanması gerektiğini,hukuken 5 günlük sürenin fesih tarihinden değil fesih ihtarının davalı şirkete tebliğ tarihi olan 08.03.2017 tarihinden itibaren başlaması gerektiğini, dolayısı ile kabul anlamına gelmemek üzere cezai şart başlangıç tarihinin 13.03.2017 olabileceğini,ayrıca davacı kayıtlarına göre dahi tankın net değerinin 7.293,28-TL olduğunu, bilirkişi raporunda iade edilmeyen tank için belirlenen amortisman bedeli düşüldükten sonra 14.850-TL değerin kabulünün mümkün olmadığını, davacının kendi kayıtlarının aksine tank bedelinin 6.500-euro olarak kabul edilemeyeceğini, yine bilirkişi raporunda davacı kayıtlarına göre dava konusu malzemelerin tamamının bedeli olarak 47.841,53-TL tespit edilmiş iken haksız kullanım bedeli olarak malzemelerin teslimi yanında ayrıca bu değerin 4 katı tutarında bir bedel talep edilmesinin fahiş olduğunu,taraflar arasındaki sözleşmede cezai şart hükmü bulunmadığını, belirlenen tutarın cezai şart olarak da değerlendirilemeyeceğini, ancak hukuken şartları oluşması halinde davacının iddia ettiği zarar kapsamında malzemelerin kullanım değerinin hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; bayilik sözleşmesinden kaynaklanan ariyetlerin iadesi ve ariyetlerin geç teslimi nedeni ile günlük 1.000-Euro kullanım bedelinin davalıdan tahsiline ilişkindir. Taraflar arasında 06.05.2013 tarihinde … Bayilik Sözleşmesi imzalandığı ihtilafsızdır. Sözleşme ekinde Emanet Senedi başlıklı belge imzalanarak 6 kalem ürün birim fiatları belirlenerek davalıya teslim edilmiştir. Davacı tarafından Kadıköy … Noterliği’nin 07.03.2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalının lisansı 01.03.2017 tarihinde iptal etmiş ve başka bir dağıtım şirketi üzerinden otogaz bayilik sözleşmesi imzalamış olması nedeni ile taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan dava hakları saklı kalmak üzere fesih edilmiştir. İhtarname 08.03.2017 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Dava konusu olan Emanet Senedine konu olan ürünlerden stok tankı hariç diğerleri mahkemece verilen tedbir kararı ile İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 27.04.2017 tarihinde tedbiren davacıya teslim edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 38. Maddesindeki düzenlemeye göre “Bayinin bu sözleşme hükümlerini ihlal etmesi, yükümlülüklerini yerine getirmemesi, her ne sebeple olursa olsun lisansının iptal edilmesi, işi gereği gibi ifa etmemesi, … (…)yi bir başka dağıtıcıdan temin etmesi, sözleşme süresi bitmeden işi fiilen bırakması, sözleşmeyi süresinden önce fesih etmesi halinde …’ın bu sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih edebilecektir. Bu halde bayii …’dan tazminat zarar ziyan ve kar mahrumiyeti adı altında hiç bir tazminat ve hak talep etmeyeceğini kabul etmiştir.Bu hallerin doğumunda veya oluşmasında … ceza şartı ve ayrıca ilave olarak gelir kaybı kapsamındaki net kar mahrumiyeti dahil sözleşmeden doğan tüm haklarını talep etmekte ve kullanmakta serbesttir” düzenlemesi mevcuttur. Davalı çalıştırdığı istasyonda , davacı dağıtıcının … (…) ürünlerini satmayı vaadetmiş ancak davalıya ait lisans dosyada mevcut belgeye göre 01.03.2017 tarihinde iptal edilmiş ve aynı yerde bu kez … A.Ş ürünlerini satmak üzere dava dışı firmaya lisans verilmiştir.İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bayiinin bulunduğu yerde keşif yapılmış, davacıya ait logolu pompalarla davalı tarafından satış yapıldığı tespit edilmiştir.Bu şekli ile davalı lisansının iptal edildiği yerde dava dışı 3. Kişi adına ve bir başka dağıtıcı firmanın ürününü satmak sureti ile sözleşmenin 38-maddesindeki yükümlülüğüne aykırı davranmış olmakla davacı tarafından sözleşme haklı nedenle fesih edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 38. maddesi atfı ile 23. maddesinde “bu sözleşmenin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde bayi kendisine emanet olarak bırakılan ve mülkiyeti …’a ait ekipmanları ve her türlü ışıklı, ışıksız tanıtma vasıtalarını en geç 5 gün içinde demontaj ve nakliye masrafları kendisine ait olmak üzere …’ın dolum tesisleri ve depolarından kendisine en yakın olana iade ve teslim etmek zorundadır. Bayi’ye emaneten teslim edilen ekipmanların iade edilmemesi, kullanılmayacak şekilde hasarlı olması veya zayi olması halinde bayi bu sözleşmenin fesih tarihindeki ekipmanların amortisman payı düşülerek yeni bedellerini …’a ödemeyi kabul etmiştir, bu halde … dilerse ekipmanların bedellerini teminatları paraya çevirmek yolu ile tahsil edebilir, ancak Bayi her halükarda …’ın kurumsal kimliğini görüntüleyen ekipmanları kullanamaz, kullandıramaz” düzenlemesi ile 24. maddesinde “Bu sözleşmenin feshi halinde bayiye … tarafından teslim edilen her türlü ekipmanların 23. maddede belirtilen süre içinde ve belirtilen yere Bayi tarafından iade edilmemesi halinde,Bayi geciken her gün için 1.000-Euro haksız kullanım bedelini …’a ödemeyi şimdiden kabul etmiştir” düzenlemeleri mevcuttur. Davacı tarafından sözleşmenin fesih edildiği, bayiye emaneten teslim edilen malların iade edilmemesi halinde günlük 1.000 -euro haksız kullanım bedeli Kadıköy … Noterliği’nin 07.03.2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirmiş ve işbu ihtarname 08.03.2017 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Sözleşmenin davalının eylemi nedeni ile haklı nedenle fesih edildiğinin bildirildiği 8.3.2017 tarihinden itibaren 5 günlük sözleşme gereği teslim etmesi gereken süre eklendiğinde davalının haksız kullanımının 13.03.2017 tarihinde başladığı ve tedbir kararıyla emanet edilen ürünlerden tank hariç diğerlerinin 27.04.2017 tarihine kadar devam ettiği anlaşılmıştır. Eldeki davanın 28.03.2017 tarihinde harcı ödenerek açıldığı, her davanın açıldığı tarihteki şartlarda değerlendirilebileceği, Mahkemece davanın açıldığı tarihe kadar haksız kullanıma esas gün sayısının belirlenerek buna göre dava tarihi itibarı ile talep edilebilecek haksız kullanım bedelinin dikkate alınması gerektiği halde dava açıldıktan sonraki günler için ıslah yolu ile talep dışında karar verilmesi isabetli değildir. Davalı vekili, emanet olarak teslim edilen ancak tedbir yolu ile teslim edilmeyen tankın değerinin amortisman bedeli düşüldükten sonra 14.850-TL olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürmüştür.Dosyada mevcut emanet senedinde teslim edilmeyen stok tankı ve aksesuarları için dosyada bilirkişi incelemesi yapılmış ise de sözleşmenin 23. Maddesi gereği davacı dava dilekçesi ile emanet senedinde yazılı değerleri talep etmiştir. Ancak sözleşmede amortisman düşülerek iade öngörüldüğüne göre ihtiyati tedbir yolu ile davacıya ödenmesi gereken değerin önceki bilirkişiden ek rapor alınmak sureti ile belirlenmesi ve buna göre varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile davalıya Emanet Senedi ile teslim edilen ürünlerin aynen iadesinin olmadığı takdirde bedelinin iadesi talep edilmiştir. Davacıya teslim edilen ürünler icra marifeti ile tedbiren teslim edilmiş dava konusuz kalmamıştır. Menkuller ihtiyati tedbir kararı nedeniyle davacıya teslim edilmiştir. Ancak ihtiyati tedbir kararı ile teslim edilen menkuller hakkında olumlu olumsuz bir karar oluşturulmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu konudaki istinaf sebebi yerindedir. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda taraf vekillerinin istinaf sebebi yerinde görülmekle HMK 353(1)a-6 maddesi kapsamında kalan kararın kaldırılmasına davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı verin mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/292 Esas-2018/1228 Karar sayılı ve 19/11/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 209,20-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 253,60-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca, kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/06/2021