Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/598 E. 2021/723 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/598
KARAR NO : 2021/723
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2019
NUMARASI: 2018/363 Esas-2019/15 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2021
İlk derece mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari kullanıma yönelik akaryakıt sisteminin davalı tarafından kullanılması ve müvekkilinin tahsis ettiği kart ile otoban geçiş hizmetlerinden faydalandırılması şeklinde bir ilişki olduğunu, davalının ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte borcunu ödememesine gerekçe olarak KDV iadesi mahsuplaşması yapılmadığını ileri sürdüğünü, müvekkili tarafından davalıya tahsis edilen otoban geçiş kartlarıyla yurtdışındaki otobanlardan herhangi bir ödeme yapmadan geçiş sağlayan davalı araçlarının geçiş ücretlerinin, müvekkili tarafından ödenip anlaşma gereği komisyon bedeliyle birlikte davalı firmaya fatura edildiği, takibe konu faturaların da otoban geçiş ücreti bedellerine ilişkin olup sadece net tutarların fatura edildiğini, davalının itirazında akaryakıt alımında ödenen KDV iadelerinin alınması yapıldığından mahsuplaşma yapılacağını beyan etmiş ise de, icra takibinin konusunun akaryakıt alımından kaynaklı fatura alacağı olmayıp otoban geçiş ücreti için düzenlenen faturadan doğan alacak için olduğunu, davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; akaryakıt alımlarındaki KDV mahsuplaşmasının yapılması halinde müvekkilinin borcu ödeyeceğini, ancak davacının aralarındaki anlaşmaya uymayarak KDV alacağının müvekkiline iade edilmediğini, daha önceden yapılan akaryakıt alımındaki KDV alacaklarının taraflarına iade edilip mahsuplaşması yapıldıktan sonra ödemenin yapılacağını belirterek, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; takibin faturaya dayandığı, davalı tarafça da faturaya konu hizmetlerin alındığı hususu inkar edilmemiş olup, KDV mahsuplaşması yapılmadığı, bu nedenle alacağın ödenmesi için mahsuplaşmanın bekletici sorun yapıldığı savunmasında bulunulmuş olup, taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından bilirkişi raporunda belirtildiği ve mahkememizce de kabul edildiği üzere, davacının KDV alacakları için bekleme yükümlülüğünün olmadığı ve takibe konu faturaya ilişkin hizmetin verildiği hususu sabit olup, davacının asıl alacak yönünden davalıdan alacaklı olduğu, davalının temerrüde düşürüldüğü hususunun ise ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; yerel mahkemece eksik inceleme sonucunda karar verildiğini, davacı şirket ile müvekkili arasında yapılan anlaşmanın davacı şirket tarafından bozulması sebebi ile müvekkili şirketin haksız olarak borcundan çok daha fahiş bir miktar ödemesinin, hem sözleşmenin bozulmasından doğan mağduriyet, hem de ödemesi gerekenden çok daha fazla ödemesinden kaynaklı mağduriyetin yasaya ve usule aykırı olduğunu belirterek, kararın bozularak cevap dilekçelerinde de belirttikleri hususlar göz önüne alınarak taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, yurtdışı taşıma güzergahlarında davacı tarafından davalıya tahsis edilen kart aracılığıyla ödenen otoban geçiş bedeli nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Mal veya hizmetin verildiği kanıtlandığında ise savunma nedenine göre borcun bulunmadığını, ödendiğini veya sona erdiğini ispat yükü davalı taraftadır.Somut olayda; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı taraf fatura konusu mal/hizmetin verildiğini kabul etmekte, ancak taraflar arasındaki akaryakıt alımından kaynaklanan KDV iadesinin ve mahsuplaşmanın yapılmaması nedeniyle borcu ödemediğini ileri sürmektedir.Taraflar arasındaki ilişkide; davalının araçlarının yurt dışı akaryakıt ve otoban geçiş ücretlerinin davacı tarafından ödenerek KDV hariç tutarın komisyon eklenerek davalıya fatura edildiği, KDV iadelerinin ise ilgili ülke vergi makamlarından davacı tarafından alınarak davalının ödemesi gereken KDV borcundan mahsup edildiği, KDV iadesinin eksik ödenmesi halinde ise bu tutarın davalıya yansıtılarak tahsil edildiği,ticari ilişkinin bu şekilde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. İşbu davaya konu faturalar da davacının ödediği otoban geçiş ücretlerine ilişkin KDV’siz tutarlar olup, mal ve hizmetin verildiği davalı tarafça da kabul edilmekle, davacının davalıdan fatura tutarlarını talep etmesi ticari ilişkiye uygundur.Davalı tarafça akaryakıt alımından kaynaklanan KDV alacağının bulunduğu ileri sürülmüşse de, bu hususta hiç bir delil ibraz edilmemiştir. Kaldı ki taraflar arasında imzalanmış bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından, TTK’nın 97. maddesi anlamında hesabın kesilmesi söz konusu olmadığı gibi, davacının hesabın kesilmesini, yani mahsuplaşmayı bekleme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle,istinaf sebebleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 4.500,43- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.125,11-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.375,32‬- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 18/05/2021