Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/593 E. 2021/720 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/593
KARAR NO: 2021/720
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2019
NUMARASI: 2018/379 Esas 2019/17 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalıya külçe çinko satımı yaptığını, satım işlemlerinde ürünlerin bedelinin Londra Metal Borsası fiyat endeksi ile ilave değer eklenerek belirlendiğini, bu hususların imzalanan teklif formlarıyla kararlaştırıldığını, tarafların anlaşmalarına göre düzenlenen faturalar sonucu davalının 25.535,40 USD borcunun bulunduğunu, bu hususta davalıya ihtar gönderildiğini, davalının mal bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Silivri İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya takibe itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, taraflar arasında başlayan ticaretin ilk teklif formu olan 05/04/2017 tarihli teklif formunda fatura tarihindeki TL fiyatlarının geçerli olacağı, kur farkı, vade farkı olmayacağının belirtildiğini, müvekkili tarafından ödemelerin TL çeklerle yapıldığını, uzun çalışma süresi boyunca davacının kur farkı talebinin olmadığını, davacının kur farkı olacağını beyan etmesi durumunda müvekkilinin davacıyla alışverişte bulunmayacağını belirterek, davanın reddi ile davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; incelenen davacı defterlerinde, davacının davalıdan alacağının bulunmadığının tespit edilmesi, taraflar arasında kur farkı düzenleneceğine ilişkin bir anlaşma olmayıp, ödemenin TL cinsinden yapılması karşısında teamülün de bu yönde oluştuğu, kaldı ki kur farkına yönelik davacı tarafından düzenlenmiş herhangi bir faturanın da bulunmadığı, davacının takibinde kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; davalıya satılan çinkonun satış fiyatının taraflarca imzalı teklif formları ile USD olarak belirlendiğini, her faturada ödeme tarihindeki TCMB satış kurunun geçerli olacağına dair şerh bulunduğunu, malların bedelinin döviz olarak belirlendiğini, bu nedenle davacının kur farkı faturası düzenlemesine gerek olmadığını, davalının, müvekkilinin gönderdiği teklif formlarından birisine düştüğü şerhin davacı tarafından kabul edilmedikçe uygulanamayacağını, bu yönde şerh bulunmayan 6 adet teklif formunun hiç irdelenmediğini, bilirkişi ve mahkemenin davalının yaptığı ödemelerin ödeme tarihi döviz karşılığını hesaplayarak alacaklı olup olmadıklarını tespit etmemesinin hatalı olduğunu, mallar yabancı para üzerinden satılmış olup ödemenin TL ile yapılmasının mal bedelini döviz olmaktan çıkarmayacağını, faturalarda da ödemenin Dolar karşılığının yazılı olduğunu, davalının TL çek ile ödeme yapmış olmasının borcun kapandığı anlamına gelmediğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kur farkından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafından düzenlenip davalının da kabul ettiği teklif formlarına istinaden davacı tarafından davalıya külçe çinko satışı yapıldığı, 05.04.2017 tarihli ilk teklif formuna davalı tarafından fatura tarihindeki TL fiyat geçerli olup, kur veya vade farkının olmayacağı yönünde şerh düşüldüğü, diğer teklif formlarında ise böyle bir kayıt bulunmadığı, tüm teklif formları ve faturalarda satış bedelinin USD olarak belirlendiği, ayrıca tüm faturalarda valör tarihi geçecek ödemelerde %3 vade farkı uygulanacağı, tüm dövizli işlemlerde TCMB döviz satış kurunun geçerli olduğu yönünde kayıt bulunduğu, ancak davalı tarafından tüm ödemelerin TL çekler ile yapıldığı, bu ödemelerin davacı tarafından da herhangi bir çekince konulmadan kabul edildiği, davacının ticari defterlerinde de TL hesabında davalıdan alacaklı olmadığı, ayrıca davacının ticari defterlerinde kur farkına ilişkin bir muhasebe kaydı bulunmadığı gibi, davacı tarafından düzenlenmiş kur farkı faturasının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kur farkı talep edilebilmesi için, kur farkı uygulamasına dair bir yazılı bir sözleşme veya taraflar arasında bu yönde oluşmuş bir teamülün bulunması gerekmektedir. Somut olayda taraflar arasındaki teklif formları ve faturalarda kararlaştırılan bedel yabancı para cinsinden olup, davacı, borcuna mahsuben davalı tarafından verilen Türk Lirası üzerinden düzenlenmiş çekleri, herhangi bir çekince ileri sürmeden kabul ederek bedellerini tahsil etmiştir. Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesinin verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek Türk Lirası üzerinden de doldurulması mümkündür. Ödemeyi Türk Lirası üzerinden düzenlenmiş çek olarak kabul eden davacının, bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekmektedir. Bu itibarla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi isabetli olup, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 18/05/2021