Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/59 E. 2019/72 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/59
KARAR NO : 2019/72
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2018 (Ara Karar)
NUMARASI: 2018/548 Esas
DAVA: İşletme Ruhsatı Devri-Maddi Manevi Tazminat
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 24/01/2019
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara kararın davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekili, taraflar arasında maden ruhsatının işletilmesi ve devredilmesine dair 15/01/2018 tarihli sözleşme ve protokol akdedilmesinin ardından saha devrine ilişkin protokol gereği davalıya ön ödeme olarak 30.000- USD’nin elden ödendiğini, müvekkilinin sahanın iyileştirilmesi ve işletme ruhsatının alınarak bir an önce üretime geçilmesi için 40.000- USD dolayında harcama yaptığını, inceleme raporu verilmesi halinde sahaya işletme ruhsatı verileceğini, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının 29/05/2018 tarihli bir ihtarname göndererek 28/05/2018 tarihinde ödenmesi gereken tutarın 1 gün içinde ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedileceğini bildirdiğini, ancak protokol uyarınca devir bedelinin 30.000- USD’sinin ön ödeme olarak, kalan bakiyenin ödenmesinin ise işletme ruhsat devri şartına bağlandığını, ancak ruhsat devri yapılmadığından kalan alacağın muaccel olmadığını, yapılan araştırma sonucu davalının aynı sahanın daha yüksek bedelle farklı bir firmaya devri hususunda 25/05/2018 tarihinde anlaşma imzaladığının öğrendildiğini, davalının kötüniyetli haksız kazanç elde etme gayreti içinde olduğunu, dolayısıyla müvekkiline verdiği tüm zararlardan sorumlu olduğunu ileri sürerek öncelikle sözleşme konusu sahanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, sözleşmeye konu maden sahası işletme ruhsatının müvekkiline devrine, bunun mümkün olmaması halinde müvekkilinin sözleşme konusu sahanın iyileştirilmesi adına yaptığı masrafların, sahayı elde edememesinden dolayı uğradığı maddi-manevi zarar ile müspet ve mübrez zararlarının tespiti ile dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
LK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 22/06/2018 tarihli tensip 11 nolu ara kararı ile, talebin yargılamayı gerektirdiği ve şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 01/11/2018 tarihli 2018/1685 E., 2018/1352 K. sayılı kararıyla, 22/06/2018 tarihli ara kararın gerekçesiz olması ve talep hakkında heyetçe yeni bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle eksiklikler giderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Bu kez ilk derece mahkemesinin 05/12/2018 tarihli ara kararı ile, somut olayda ileri sürülen iddia, savunma, mevcut deliller ve dosya kapsamı gözetildiğinde yaklaşık ispat olgusunun davanın bulunduğu aşama itibariyle gerçekleşmediği, dava konusu edilen hususların yargılamayı gerektirdiği ve doğrudan doğruya dava konusu edilen hususta tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: HMK 389. maddesi şartlarının mevcut olduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu, sahanın 3.kişilere devri halinde müvekkilinin hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını belirterek ara kararın kaldırılmasını ve sözleşmeye konu sahanın ruhsatı üzerine 3.kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, maden sahası işletme ruhsatının devri, bunun mümkün olmaması halinde yapılan masrafların ve uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davada, maden sahasının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.
Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda; iddia, savunma, sözleşme ve protokol hükümleri, ihtarname ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, açıklanan bu gerekçelerle davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 24/01/2019