Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/577 E. 2019/600 K. 29.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/577
KARAR NO : 2019/600
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2018
NUMARASI : 2018/705 E.-2018/1424 K.
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2019
İlk derece mahkemesince mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin davalı …Ltd. Şti.’ne satmış olduğu emtia bedelinin, davalı banka ile akdedilen sözleşmeye istinaden davalı banka tarafından teminat altına alındığını, bu kapsamda müvekkilinin davalı firmaya kestiği faturaları davalı bankaya sistem üzerinden ilettiğini, davalı banka tarafından sisteme yüklenen faturaların onaylandığını, bunun üzerine malların alıcısı davalıya teslim edildiğini, ancak faturaların bir kısmının ödemesi gerçekleştirilirken 12.02.2018 tarihli bir faturanın ödenmediğini, davalı firmanın bu fatura borcundan başka bir kısım cari hesap borcunun da bulunduğunu, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ….Ltd. Şti. vekili, İcra Müdürlüğünün ve Mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, zira müvekkilinin ikametgahı olan Elbistan İcra Müdürlüğü ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, diğer davalı yönünden yetki sorunu bulunmasa da müvekkili hakkındaki dava tefrik edilerek yetkisizlik kararı verilebileceğini, ayrıca icra takibine konu alacak talebinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı banka vekili, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı …. Ltd Şti.’nin merkezinin Elbistan olması nedeniyle Elbistan Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunduğu, davalı bankanın adresi Ataşehir olup bu davalı yönünden de Mahkemenin yetkili olmadığı, her iki davalı hakkındaki davanın birlikte görülmesinin ise usul ekonomisi ve yargılamanın sağlıklı bir şekilde yapılması açısından gerekli olduğu gerekçesiyle Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine, yasal sürede talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Elbistan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı banka arasında akdedilen sözleşme uyarınca uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, ancak mahkemece bu hususun değerlendirilmediğini ve eksik inceleme sonucu hatalı şekilde yetkisizlik kararı verildiğini, ayrıca davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakta olup müvekkili alacağından müteselsilen sorumlu olduklarını, dolayısıyla bir davalı yönünden yetkili olan mahkemenin diğeri yönünden de yetkili olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesaba ve bankacılık sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazların iptali istemine ilişkindir. Davalı ….. Ltd. Şti., yasal sürede İcra Müdürlüğünün ve Mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, genel yetki kuralı gereği kendisi yönünden ikametgahı olan Elbistan İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunmuş; davalı banka ise yetki itirazında bulunmamıştır. Genel yetki kuralını düzenleyen HMK’nun 6.maddesi uyarınca davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olmakla birlikte, HMK’nun 17.maddesi uyarınca tacirler arasında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında bir veya birden fazla mahkemenin yetkili kılınması halinde aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açılabilecektir. Yine aynı yasanın 7.maddesi uyarınca davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Somut olayda davacı ile davalı banka arasında akdedilen 29.04.2016 tarihli Doğrudan Borçlandırma Sistemi Sözleşmesinin 6.3 maddesi “Bu sözleşmenin uygulanmasından doğabilecek her türlü uyuşmazlık için İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkili kılınmıştır.” şeklinde düzenlenmiş olup, bu durumda davacı ile davalı banka arasındaki davada İstanbul İcra Müdürlükleri ve Mahkemeleri münhasıran yetkili kılınmıştır.Öte yandan davalılardan her ikisinin de yerleşim yeri İstanbul Mahkemelerinin yargı çevresinde olmadığından HMK 7.maddesi koşulları mevcut değil ise de, davalıların dava konusu borçtan müteselsilen sorumlu olmaları ve usul ekonomisi gözetilerek her iki davalı yönünden de davanın İstanbul Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinin kabulü gerekir.İlk derece mahkemesince bu hususlar gözetilerek işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; mahkemenin kabulüne göre itirazın iptali davalarında yetkili icra müdürlüğünde icra takibi yapılmasının dava şartı olması nedeniyle öncelikle İcra Müdürlüğünün yetkisine itirazın değerlendirilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden doğrudan Mahkemenin yetkisine itirazın kabulü de doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile HMK’nun 353(1)a-3 maddesi uyarınca hükmün kaldırılarak davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2018 Tarih 2018/705 Esas 2018/1424 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan 44,40- TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1.ve 362/1-c maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 29.04.2019