Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/562 E. 2021/557 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/562
KARAR NO: 2021/557
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2018
NUMARASI: 2017/982 Esas 2018/1097 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2021
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalının müteselsil kefaleti ile dava dışı … Anonim Şirketi’ne kredi kullandırdığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlulara tebliğ edildiğini, akabinde Bakırköy 4. ATM’nin 2017/387 D. iş sayılı dosyası ile borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı alınarak Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını ve yetki itirazı ile birlikte müvekkiline çekilen ihtarnamede 350.230,19 TL istendiğini, temerrüdün bu miktar için oluştuğunu, ancak müvekkilinden 977.673,84 TL talep edildiğini, kredinin 09/04/2014 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırıldığını, ancak bu sözleşmede müvekkilnin imzasının bulunmadığını, 29/01/2016 tarihli ek kefalet alınmış ise de bu kefaletin hile ile alındığını ve geçersiz olduğunu, kredinin müvekkilinin şirket ortaklığından ayrılmasından sonra kullandırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, bilirkişi rapor ve ek rapor kapsamı, davalının genel kredi sözleşmesine müteselsil kefil olarak imza koymuş bulunması, talep konusu alacakların bu sözleşmeden kaynaklanması, davalının kefaletinden sonra asıl borçlu şirket ortaklığından ayrılmış olmasının tek başına kefaleti ortadan kaldırıcı niteliğinin bulunmaması, davalının ortaklıktan ayrıldığını ve kefaletini de sona erdirmek isteğini davacı bankaya bildirmemiş bulunması gerekçesiyle davacının talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; icra takibinonu edilen kredinin müvekkilinin ortaklıktan ayrıldıktan sonra kullandırıldığını, kredilerde bizzat diğer kefil ve temsilci …e verilen internet şifresinin kullanıldığını, bu bedelin müvekkilinden istenmesinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, bankanın krediyi teminatsız bir şekilde kullandırdığını, özen yükümlülüğü bulunan bankanın teminatsız olarak kredi kullandırmasında ağır kusurlu olduğunu, Mahkemece bu hususların tartışılmadığını, Müvekkilinin tek hatasının şirketten ayrıldıktan sonra bu durumu bankaya bildirmemesi olduğunu, olayda krediyi kullandıran bankanın kusuru olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında 03/04/2014 tarihli 1.250.000-TL limitli ve 30/06/2014 tarihli 1.300.000-TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalı …’nin de 30/06/2014 tarihli sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kullandırılan kredi nedeniyle tahakkuk eden borçların ödenmemesi üzerine hesabın davacı tarafından 31/07/2017 tarihi itibariyle kat edilerek asıl borçlu ve kefillere kat ihtarnamesi gönderildiği, davalıya gönderilen kat ihtarının 07/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarda verilen 24 saatlik süre sonunda davalının 08/08/2017 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, taraflar arasında imzalanmış olan genel kredi sözleşmesinin 11. maddesinde davacı banka tarafından uygulanan kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihindeki en yüksek kredi faiz oranına %50 ilavesiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi uygulanacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından davacı bankanın davalıdan, borçlu cari hesap, ödenen çek garanti tutarları ve diğer alacaklar nedeniyle 916.914,45-TL asıl, 4547,43-TL işlemiş akdi faiz, 227,37-TL BSMV, 54.743,67-TL temerrüt faizi, 2737,18-TL temerrüt faizinden dolayı BSMV, 1.353,68-TL noter masrafı alacağının; yine davacı bankanın davalıdan kredili mevduat hesabı, şirket kredi kartı nedeniyle 118.319-73-TL asıl, 580,55-TL işlemiş akdi faiz, 29,03-TL BSMV, 5.998,81-TL temerrüt faizi, 299,94-TL temerrüt faizinden dolayı BSMV alacağının bulunduğu hesaplanmış, mahkemece icra takibindeki talep miktarı dikkate alınarak nakti ve gayri nakti alacaklar hüküm altına alınmıştır. Her ne kadar davalı taraf, asıl borçlu şirkete kredilerin, kendisinin şirket ortaklığından ayrılmasından sonra kullandırıldığını, bu nedenle kredi borçlarından dolayı sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüş ise de; kefil olan ortak, ortaklıktan ayrılsa bile, onun ortak olduğu zamanda yüklendiği kefaletlerden dolayı sorumluluğu aynı şekilde devam edecektir. Kefaletin sona erme sebeplerinin düzenlendiği Türk Borçlar Kanunu’nun 598 ve devamı maddelerinde ortağın ortaklıktan ayrılması, kefaleti sona erdiren bir neden olarak düzenlenmemiştir. Dolayısıyla ortak ortaklıktan ayrılsa, böylelikle kefil olmasına neden olan temel sebep ortadan kalksa bile, yine de ortak olduğu zamanki kefaletlerinden sorumlu olmaya devam edecektir. Somut olayda, davalı 30/06/2014 tarihli genel kredi sözleşmesini ve 29/01/2016 tarihli kefalete ilişkin ek protokolü kefil olarak imzalamış, olup, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, bahse konu krediler ve diğer işlemler davalının kefil olarak imzaladığı 30/06/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılmıştır. Davalının ortaklıktan ayrılması kefalet sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluğunu sona erdirmediğinden davalının aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Buna karşılık, gayrinakdi alacak içinde yer alan 50.000-TL bedelli teminat mektubu yargılama sırasında 06/12/2017 tarihinde bankaca iade alındığı belirlenmiştir. Bu durumda 50.000-TL bedelli teminat mektubu ile ilgili depo talebi bakımından dava konusuz kaldığından bu miktar yönünden depo kararı verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan 5941 sayılı Çek Kanunu’nda 6273 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle çek defterlerinin herbir yaprağı üzerine çekin basıldığı tarihin yazılması zorunlu kılınmış; çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi hâlinde, bankanın karşılıksız çeklerle ilgili ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğunun sona ermesi öngörülmüştür. Üzerinde çekin basıldığı tarih olan çek yapraklarına ilişkin esaslar ise TCMB tarafından 03.03.2012 tarih ve 28222 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çek Defterlerinin Baskı Şekline, Bankaların Hamile Ödemekle Yükümlü Olduğu Miktar İle Çek Düzenleme ve Çek Hesabı Açma Yasağı Kararlarının Bildirilmesine ve Duyurulmasına İlişkin Tebliğ (Sayı: 2010/2)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (2012/2)” ile belirlenmiş ve bankalar bu Tebliğ’de belirlenen esaslar dahilinde çek defterleri üzerinde baskı tarihine yer vermeye başlamışlardır. Üzerinde basıldığı tarih yer almayan çeklerle ilgili olarak muhatap bankanın kanunen ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu ise Çek Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesi uyarınca bu çeklerin 30.06.2018 tarihine kadar muhatap bankaya ibraz edilmemesi halinde sona erecektir. Gayrinakit alacak talebine konu edilen çeklerden 3167 sayılı Çek Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde verilen ve ibraz edilmeyen 3 tanesi bakımından bankanın yasal sorumluluk tutarlarını ödeme yükümlülüğü dava sırasında ortadan kalmıştır. Bu durumda dava, 3 adet çekin yasal sorumluluk tutarına karşılık gelen 2.100-TL gayrinakit alacağın depo edilmesine ilişkin talep bakımından da konusuz kaldığı halde bu miktar yönünden de depo karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, 2.100-TL 3 adet çek konusu karşılığı tutarı ile teminat mektup bedeli yönünden konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/982 Esas-2018/1097 Karar sayılı ve 21/11/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜ ile, “Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın; A) Nakit alacaklar yönünden (Borçlu cari kredi, çek garanti bedeli ve diğer alacaklardan kaynaklanan) 916.914,45-TL asıl alacak, 53.241,01-TL işlemiş faiz ve 2.662,05-TL BSMV, 1.353,68-TL noter masrafı olmak üzere toplam 977.673,84-TL üzerinden kısmen iptaline 916.914,45-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %33,12 oranında temerrüt faizi, %5 BSMV işletilere takibin devamına, B)Nakit alacaklar yönünden (ETH Kredisinden ve Business kartan kaynaklanfı) 118.319,73-TL asıl alacak, 6.398,20-TL işlemiş faiz ve 291,28-TL BSMV olmak üzere toplam 125.009,21-TL’den 5.640-TL ödemenin düşülmesi ile 119.369,21-TL üzerinden kısmen iptaline, 118.319,73-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %22,08 oranında temerrüt faizi; %5 BSMV işletilerek takibin devamına, C) 1.097.043,05-TL alacağın %20’si oranında 219.408,61-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, D) Gayrinakit alacaklar yönünden; 23 adet çek konusu karşılık tutarı 32.430-TL alacağın deposunu teminen itirazın iptaline, 2.100-TL 3 adet çek konusu karşılığı tutarı ile teminat mektup bedeli yönünden konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına, İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 78.497,96-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından mahkeme ve icra dosyasına peşin yatırılan toplam 18.734,76-TL harcın mahsubu ile bakiye 59.763,20-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından peşin yatırılan 18.770,76‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.800-TL bilirkişi ücreti, 127-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.927-TL yargı giderinin kabul ve red oranı nazara alınarak 1.874,11-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için nakit alacak yönünden takdir olunan 71.196,51-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için gayrinakit alacak yönünden takdir olunan 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf aşamasında davacı yan gider avansından karşılanan 46-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 08/04/2021