Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/557 E. 2021/727 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/557
KARAR NO: 2021/727
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2018
NUMARASI: 2016/610 Esas 2018/482 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2021
Davanın reddine ilişin kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı banka arasında 30/06/2010 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden müvekkiline kullandırılan 350.000,00-TL’lik kredi için 5.250,00-TL proje komisyonu ve 800,00-TL diğer masraflar olmak üzere toplamda 6.050,00-TL tahsilat yapıldığını, müvekkilinden alınan masrafların hukuka aykırı ve haksız olduğunu, bu hususta müvekkili ile davalı banka arasında bir anlaşma olmadığı gibi, şartların 6098 sayılı TBK’nın 20. maddesinde belirtilen genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu ve yazılmamış sayılması gerektiğini, davalı bankaca kanunun emredici hükmünün uygulanmadığını, müvekkilinden tahsil edilen proje komisyonu ve diğer masraflar ile ilgili müvekkiline herhangi bir bilgi verilmediğini belirterek, davalı bankaca haksız ve hukuka aykırı olarak alınan tutarın bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilecek tutar üzerinden kredi kullandırım tarihi olan 30.06.2010 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, zira ödeme planında davacıdan ne kadar ücret alınacağının açıkça belirtildiğini, davacı ile sözleşme öncesi sözleşme hükümleri müzakere edilerek hangi isim altında ne kadar ücret alınacağının bildirildiğini, yapılan bu bildirim ve izaha ilişkin olarak sözleşme haricinde davacı şirketten talep formu alındığını, söz konusu talep formunda kredi kullandırım şartlarının açıkca belirtildiğini, davacının tacir olarak gerçekleştirdiği her ticari işlemde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, taraflar arasında imza edilen genel kredi sözleşmesinin sadece tarafları tacir olan ve birbirlerine karşı hak ve yükümlülüklerini belirleyen kurallardan ibaret olduğunu, dava konusu kredi ilişkisindeki vade, fiyat ve oranları belirleyen hükümlerin yer almadığını, söz konusu oran ve tutarların davaya konu kredilendirmelerin standart / tip sözleşmeye dayandırılamayacağını, davacı ile müvekkili banka arasında davacının talebine dayalı kurulan ve karşılıklı olarak müzakere edildiği açıkca belli olan ayrı ayrı sözleşmelere ilişkin olduğunun açık olduğunu, davacı tarafından iadesi talep edilen kredi komisyonu tutarlarının birer ücret olduğunu, ücretin kredi sözleşmesinin asli unsuru olduğunu, dolayısıyla genel işlem koşulu sayılamayacağını, davacının söz konusu kredileri kullanmak üzere bizzat imza ettiği kredi talep formlarında kullandırılmasını davacı tarafça talep edilen krediler için vade, kar oranı ve komisyon oranlarının yazılı olduğunun görüleceğinin, davacının bu yönden anılan komisyonlardan haberdar olmaması ve bu ücretin süpriz kayıt, haksız şart oluşturulmasının kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olacağını, tacir olan müvekkilinin verdiği hizmet nedeniyle ücret ve masraf alma hakkına sahip olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının davalı bankadan genel kredi sözleşmesi ile kredi kullandığı, davalı bankanın kullanılan kredi nedeni ile davacıdan masraf ve komisyon tahsil ettiği, davacı, haksız olarak alınan bu bedellerin iadesini talep etmiş ise de; davalı bankanın komisyon ve BSMV adı altında aldığı bedellerin dayanağının taraflarca imzalanan sözleşmeye dayandığı, ayrıca banka tarafından tahsil edilen tutarın diğer banka uygulamalarına göre yüksek olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; genel kredi sözleşmesi ve eklerinin müvekkiliyle müzakere edilmeden hazırlandığını, bu nedenle sözleşme maddeleri genel işlem koşulu ve haksız şart niteliğinde olduğundan yazılmamış sayılması gerektiğini, sözleşme 6098 sayılı TBK öncesinde imzalanmış olsa da bu hükümler kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı olduğundan genel işlem koşulu sayılması gerektiğini, davalı bankanın sözleşme hükümleri ve komisyon oranlarını TCMB’ye bildirmemesi nedeniyle de sözleşmenin yazılmamış sayılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı tarafından uygulanan komisyon oranının yüksek olduğunu, komisyonun neye göre belirlendiği, tahsil edilen masrafın zorunlu masraflardan olup olmadığının belli olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; ticari kredi kullandırımı sırasında banka tarafından tahsil edilen kredi tahsis komisyonu tutarının iadesi istemine ilişkindir. Somut olayda taraflar arasında 30.06.2010 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı; sözleşmenin 5.3. maddesinde “müşterinin her türlü vergi, resim, harç ve masrafları bankaya ödemeyi kabul ettiği,” 10.1. maddesinde ise “işbu sözleşme nedeniyle ve işbu sözleşmeye istinaden verilen ve alınan … her türlü mail yükümlülükler ve masrafların … müşteriye ait olacağının” hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince, kredi sözleşmesinin TBK’nın 20 ve devamı maddeleri gereği genel işlem koşulları kapsamında denetlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Ancak davaya dayanak sözleşme 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihinden önce imzalanmış olup, bu nedenle söz konusu sözleşmenin, 818 sayılı BK’da bulunmayan ve sonradan yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’da düzenlenen genel işlem koşulları denetimine tabi tutulması mümkün değildir. Bu itibarla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Bankalarca masraf ve komisyon adı altında yapılan tahsilatların yasal dayanağı, kredi kullandırım tarihinde yürürlükte bulunan ve 09.12.2006 tarihli RG’de Merkez Bankası tarafından yayımlanan 2006/1 Sayılı Tebliğ hükümleridir. Tebliğin “Kredi Faiz Oranları ve Sağlanacak Diğer Menfaatler” başlıklı 4. maddesinde; “Bankalarca, … üye işyeri komisyonu hariç, faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir.” hükmü yer almıştır. Bu kapsamda bankacılık teamüllerine göre ilk kredi kullandırımında yapılması gereken istihbarat, haberleşme ve operasyonel işlem gibi işlemlerin bir maliyeti bulunduğundan, müşteriden “kredi tahsis ücreti” adı altında ücret talep edilebilecektir. Bankalar tarafından alınacak olan komisyonlar bakımından sözleşmede açıkça bir tutar ve oran bulunmadığında, anılan yasal düzenleme gereğince Merkez Bankasına bildirimde bulunulup bulunulmadığının araştırılması, bildirim yapılmamış olması durumunda ise emsal banka uygulamalarının araştırılması, alınan komisyon bedelinin emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11. HD 2016/11932 esas, 2018/4158 karar sayılı kararı). Dayanak sözleşmenin ticari niteliği ve tarafların tacir olması göz önüne alındığından, TTK’nın 18. maddesi hükmüne göre, sözleşmeyi imzalayan tarafların basiretli tacir gibi hareket etme zorunluluğu bulunması nedeniyle, 2010 yılında kullandırılan 350.000-TL kredi için davalı banka tarafından tahsil edilen kredi proje komisyonu 5.250-TL olup %1,5 oranına, 537,50-TL masrafın ise %0,16 oranına tekabül ettiği, tahsil edilen tutarın, mahkemece getirtilen emsal banka uygulamalarına göre de (%1, %0,005, %2, %2, %2 oranlarında) makul bir oranda olduğu alındığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2021