Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/545 E. 2021/783 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/545
KARAR NO: 2021/783
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2018
NUMARASI: 2016/7 Esas 2018/1143 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine yazılan rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacının, kardeşinin kurucu ortağı olduğu davalı şirketin %20 hisseyi kardeşinden 16.06.2015 tarihinde satın alarak şirketin ortağı olduğunu,temsil görevinin bulunmadığını, şirketin yönetimini diğer davalılara bırakıldığını, davacıya şirketin mali tabloları hakkında hiç bir bilgi verilmediğini,şirket çalışanlarının gerçek maaşı üzerinden değil de asgari ücret üzerinden SGK primlerinin ödendiğini, bu ödemelerin ileride şirket ortağı olan davacı açısından hukuki ve cezai sorumluluk getirebileceğini, şirket ortaklarının şirket adına yaptıkları kayıtdışı işlemleri nedeni ile davacının şirket ortaklığına devamının mümkün olmadığını, davacının haklı sebeplerle davalı şirketten çıkma isteğinin kabulünü, değerinin tespiti mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 10.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte şirket malvarlığından ödenmesini bu mümkün olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :1-Davalılar … ve … vekili; şirket ortakları davalıların pasif husumetinin bulunmadığını, davacının şirketin görünürdeki ortağı olduğunu, şirketin gizli ortağının … olduğunu, davacının hisse devri için bir bedel ödemediğini noterde sadece hisse devri yapıldığını, davacının şirket mali tablolarına ilişkin bilgi alamadığına ilişkin iddianın gerçek dışı olduğunu,haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı şirket vekili,şirketin gerçek gizli ortağının davacının kardeşinin eşi … olduğunu,adı geçenin … sicil nolu … Dağ.- … ünvanlı şirketin sahibi olduğunu, bu şirketin 2004 yılından beri dağıtım işlerinde faaliyet gösterdiğini, …’un … sicil nolu … Ltd.Şti. ünvanlı şirketin sahibi olduğunu, bu şirketinde 2010 tarihinden beri dağıtım işlerinde faaliyet gösterdiğini,adı geçenlerin finansal darboğaza girmeleri sebebi ile aleyhlerine çok sayıda icra takibi açıldığını, vergi ve SGK problemleri olduğunu, bu kişilerin finansal darboğazdan çıkmak için davalılara teklif götürdüklerini, bu teklifin davalılar tarafından kabul gördüğünü, anlaşmaya göre yeni bir şirket kurulacağı,kuruluş masraflarının Orhan ve Soner tarafından karşılanacağını buna karşılık … ve …’ında şirkete emek ve çalışmaları ile katkıda bulunarak sektördeki bağlantılarını paylaşacaklarını, ancak resmiyette ortak olarak görünmek istemediklerini, şirketin 13.02.2014 tarihinde kurulduğunu, gerçekte her ikisine de %20 hisse verildiğini, …’nun sermaye payının da … tarafından ödendiğini,davacının şirket mali tablolarına ilişkin bilgi alamadığına ilişkin iddianın gerçek dışı olduğunu, dava dilekçesindeki tüm iddiaların gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunde davalı şirket ortakları hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine, şirket yönünden davanın TTK 638/2 maddesi gereğince kabulü ile davacının … sicil nolu davalı şirket ortaklığından çıkmasına payın şirkete devrine, davacının hissesine isabet eden karar tarihine en yakın 26.168,12- TL nin dava tarihinden itibaren ticari faiz işletilerek davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı şirket vekili ;Davacının şirkettin mali durumuna ilişkin bilgi alamadığı iddiasında bulunmasına rağmen;şirkete özel denetçi atanması,bilgi edinme hakkını kullanmadan dava açılması ve mahkemece bu hususun değerlendirilmemesinin yasaya aykırı olduğunu,davacının iddialarının aksine bilirkişi raporunda ve şirket kayıtlarının incelenmesinde kayıt dışı bir kayda rastlanmadığı dolayısı ile davacının iddiasını ispat edememiş olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece aksi yönde karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu,davacı tarafından mahkemeye sunulan e-mail yazışmaları ve hesap ekstrelerinin hukuka aykırı olarak elde edilmiş deliller olduğunu, bir an için hukuka uygun delil olarak kabul edilse dahi bu delilin yazlı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu hükme esas alınamayacağını,ayrıca hüküm fıkrasındaki bakiye karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile davacıya karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek kararının kaldırılarak davalı şirket yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava TTK.’nun 638. maddesi uyarınca haklı sebeplerle ortaklıktan çıkma ve sermaye payının tahsili ,olmadığı takdirde şirketin feshi talebine ilişkindir. TTK’nun 638/2. maddesi gereğince her ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. TTK’nun 641. maddesine göre ise ortak şirketten ayrıldığı takdirde esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkına haizdir. Haklı sebep kavramının her somut olayda mahkeme tarafından takdir edilmesi gerekmekle birlikte, ortaya konulan haklı sebebin nesnel ve objektif ölçülere uygun olması gerekir. Davacı taraf çıkma istemine haklı sebep olarak şirket çalışanlarının ücretlerinin SGK’ya bildirilen kayıt ile şirket kaydının aynı olmadığı, şirkette çalışanların maaşının bir kısmının elden bir kısmının banka marifeti ile ödendiği, SGK’ya bildirilen kayıtların gerçeği yansıtmadığı, şirket tarafından yapılan satışların kayıtlarda yer almadığı iddiasında bulunmuş ve bu konuda davalı şirket çalışanı tarafından dava dışı …’ya gönderilen e-mail çıktılarına dayanmıştır. Söz konusu e-mail çıktıları elde edildiği şekli ile hukuka aykırı ise de davalı şirketin cevap dilekçesinde e-mail çıktılarının davalı şirket çalışanı tarafından dava dışı …’ya verildiğini ikrar etmiş olmakla hükme esas alınmasında hukuka aykırı bir yön yoktur.Şirket kayıtları üzerinde mali müşavir marifeti ile yapılan bilirkişi incelemesinde davalı şirketin defter kayıtları ile SGK beyan kayıtlarında farklılık bulunmadığı, ancak e-mail ve excel tablosu ve şirket iç yazışmasına göre ücret tutarları arasında farklılıklar bulunduğu, davalı şirket defter ve vergi beyannamelerinde kayıt dışı işlem olmadığı ancak gönderilen excel dosyası ile satışlar arasında uyum bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda ortaklar arasındaki ihtilaf şirketin ticari faaliyetini olumsuz etkileyeceği ve ortakların birlikte davalı şirketi yürütme iradesinin olmadığının kabulü gerektiğinden TTK 638/2 maddesi gereğince davacının ortaklıktan çıkması için haklı nedenin bulunduğu konusundaki ilk derece mahkemesi gerekçesi hukuka uygun olmakla davalı vekilinin bu konudaki istinaf sebebi yerinde değildir. Ortaklıktan çıkma isteği için bilgi edinme hakkının kullanılmış olma zorunluluğu bulunmadığından davalı şirket vekilinin aksi yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Ancak hükümde ,tahsil edilecek bakiye harcın davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Bakiye harçın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verilmesi gerekirken davalıdan alınarak davacıya verilmesi şeklinde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353(1)-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davanın kabulüne, mahkemece ticari faize hükmedilmekle infazda tereddüte yol açacağından avans faiz olarak düzeltilmesine ve ancak çıkma kararı ile ayrılma akçesi muaccel olacağından karar tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/7 Esas-2018/1143 Karar sayılı ve 29/11/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “1-Davanın davalı gerçek şahıslar yönünden husumet nedeni ile REDDİNE, Şirket yönünden ise TTK.636/3. maddesi gereğince KABULÜ ile davacının 909648-0 sicil nolu davalı şirket ortaklığından TTK 638/2 md.sine göre çıkmasına izin verilmesine, payın şirkete devrine, Davacının hissesine isabet eden 26.168,12-TL ayrılma akçesinin ilk derece mahkemesinin karar tarihi olan 29/11/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde karardan bir suretin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na gönderilmesine,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 1.787,54-TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 170,78-TL peşin harç ve 276,12-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 446,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.340,64-TL harcın davalı şirketten alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından ödenen 480,40-TL peşin harcın davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 890-TL bilirkişi ücreti, 200,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.090,50-TL yargı giderinin 727-TL’sinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, Dava, gerçek kişiler yönünden red, davalı şirket yönünden kabul edilmekle; Davalılarca ortak yapılan 140-TL’lik yargılama giderinin 93,30-TL sinin davacıdan tahsili ile davalı gerçek kişilere verilmesine, arta kalanın davalı şirket üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine takdir olunan 3.140,17-TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, Davalı … ve … lehine takdir olunan 2.180-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, Davalı … .. Ltd. Şti. tarafından yatırılan 491,28-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 89,38-TL posta masrafının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.25/05/2021