Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/54 E. 2021/129 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/54
KARAR NO : 2021/129
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2018
NUMARASI: 2014/722 Esas – 2018/545 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasındaki mutabakata göre davalıdan 0,20 TL birim fiyattan 36.100 adet poliethilen çuval/torba alımı karşılığında davalıya farklı tarihlerde 7.220-TL ön ödeme yapıldığını, ancak davalının almış olduğu paralar karşılığı çuval teslim etmediğini, davalının ilk teslim aldığı 860-TL ön ödemeye istinaden geri ödenmesi için bono verdiğini, ancak bu bononun da ödenmemesi sebebi ile aleyhinde Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin kesinleştiğini, ancak davalının halen 6.360-TL parayı iade etmediğinden aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı; davacı şirket ile hiçbir ticari faaliyetinin olmadığını, çuvallarla ilgili almış olduğu para bulunmadığını, davacı şirketin sahibi … ile başka bir şirketi adına çalışma sözleşmesi olduğunu, ancak bu sözleşmeyi noterden çektiği ihtarname ile feshettiğini, şirketin 30.03.2011 tarihinde kurulmuş olmayıp ticaret sicilinde kayıtlı olmayan şirketle iş yapmasının da mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan 04.05.2010 tarihli sözleşme aslını sunması için davacı vekiline 28.04.2016 tarihli duruşmada kesin mehil verildiği, ancak davacı vekilince sözleşme aslını sunulmadığından davanın ispatlanamadığı, yine davalı dosyaya sunmuş olduğu 10.05.2010 tarihli sözleşmeye göre davacının davalıya yapmış olduğu ödemelerin bu sözleşme hükümlerine göre uygun olduğu gerekçesiyle, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; davalının cevap dilekçesini süresinde sunmaması nedeniyle davayı inkar etmiş sayıldığını, bu nedenle davalının cevap dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarının dikkate alınmaması gerektiğini, davalının cevap dilekçesi ekinde sunduğu sözleşmenin ve sözleşmedeki imzanın sahte olduğunu, bu nedenle mahkemece bu sözleşmenin kararına gerekçe yapmasının hukuka aykırı olduğunu, buna karşılık sundukları 04.05.2010 tarihli sözleşmenin aslının istenmesinin davalı lehine ayrımcılık olduğunu, müvekkili tarafından davalıya tüm ödemelerin banka aracılığıyla yapıldığını, mahkeme kararının bilirkişi raporunda yapılan tespite de aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, avans ödemesine karşılık satım konusu malların teslim edilmediği iddiasına dayalı olarak yapılan avans ödemesinin tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Türk Borçlar Kanunu’nun 207. maddesi, “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” hükmünü haizdir.Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere; aksi kararlaştırılmadıkça satış sözleşmelerinde alıcı ile satıcının edimlerini aynı anda eda etmeleri esastır. O halde, alım satım akdine konu malı teslim almadan satıcıya avans ödemesi yaptığını iddia eden davacı, bu iddiasını ispat yükü altındadır. Satış sözleşmesinde aksine bir anlaşma olmadığı takdirde, tarafların edimlerini aynı anda ifa etmeleri kural olduğundan, peşin satış karinesi uyarınca davacının davalıya avans niteliğinde ödeme yaptığını ve karşılığında mal teslim edilmediğini yazılı delillerle kanıtlaması gerekir.Davacı şirketin unvan değişikliği öncesinde taraflar arasında düzenlenen çuval satışına ilişkin 04.05.2010 tarihli sözleşmede, 36.000 adet çuvalın 0,20 TL/adet bedelle davalı tarafından davcıya satışı, satış bedelinin davacı tarafından 15 taksidi geçmemek üzere en geç 15.07.2010 tarihine kadar ödenmesinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 10.05.2010 tarihli sözleşmede ise, davalının davacı şirkete vereceği danışmanlık hizmeti karşılığında, davalıya satışı yapılacak kömür üzerinden ton başına 2 USD üzerinden ödeme yapılacağının kararlaştırıldığı görülmüştür. Somut olayda davacı tarafından avans ödemesine rağmen malların teslim edilmediği iddia edilmiş, davalı ise ticari ilişkiyi tümüyle inkar etmiştir. Davacı tarafından delil olarak dayanılan ve davalıya yapılan ödemelere ilişkin banka dekontlarında; komisyon avans, ihale şart, masraf, analiz bedeli, kömür hammaliyesi şeklinde açıklamalar bulunduğu, ödemelerin çuval satışı karşılığı yapıldığı yönünde bir kayıt bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, avans ödemesine ve karşılığında malların teslim edilmediğine ilişkin başkaca bir yazılı delil ileri sürülmediği gibi, yemin deliline de dayanılmamıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın değişik gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de, karar sonucu itibariyle doğrudur. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 02/02/2021