Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/524 E. 2021/750 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/524
KARAR NO: 2021/750
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2018
NUMARASI: 2017/999 Esas-2018/715 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2021
İlk derece mahkemesince verilen davanın usulden reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle, davacı şirket ile davalı şirketin, dava dışı … A.Ş’yi kurduklarını,esas sözleşme ve ortaklık sözleşmesine göre davalı şirketin Tarım Kredi Koop.den kuru kayısı alımını kurulmuş olan … adına satın alıp %2 kar ile … A.Ş’ye fatura edeceğini, … A.Ş’ninde satın aldığı ürünlerin satış ve pazarlamasını yapacağını,bu doğrultuda çalışmalar yapıldığını,davalı ortak tarafından bilerek ve isteyerek davacının kasten zarar uğratıldığını, bu zararlardan kendilerinin en çok zarar görmesine katlanmasının mümkün olmadığını, davalının … A.Ş nin faaliyetlerine zarar vermesi nedeni ile davacı şirketin uğradığı maddi zarar nedeni ile 15.000-TL ve davalının yapmış olduğu kötü niyetli işlemler ve kurulmuş olan … A.Ş nin faaliyetlerine zarar vermiş olması nedeni ile davacı şirketin mahrum kaldığı kazanç dolayısı ile 15.000-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında davacı ile davalının 01.10.2015 tarihli ortaklık sözleşmesi ile ortak olduğunu,davacının Yönetim Kurulunun tasfiyeye ilişkin aldığı karardan doğan zararın davacı tarafından talep edilmesinin mümkün olmadığını,kayısı alım satımını gerçekleştirmek üzere kurulan … A.Ş nin 30.11.2015 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde kuruluşunun tescil ve ilan edilmesine rağmen ,şirketin tasfiyesine ilişkin olarak 3 ay boyunca herhangi bir ürün bağlantısı, alımı veya satımı gerçekleştirilememiş olduğundan ve ileriye dönük olarak …’in sermaye yapısı ile davacının onmilyonlarca zararı olduğu iddiasının ciddiyetten uzak olduğunu belirterek davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Taraflar arasındaki ortaklık kapsamında kurulmuş olan … A.Ş nin tasfiyesi için Yönetim Kurulunca karar alındığı ancak davacı şirket tarafından atanmış Yönetim Kurulu üyelerinin işbu karara muhalif kaldıkları ve tasfiye işlemlerine başlanmadığı, dava tarihi itibarı ile şirketin faal olduğu,, davacı sorumluluk davası açma hakkını saklı tutarak işbu davayı ikame ettiği, bu hali ile tasfiye sonuçlanıp kar ve zarar durumu belirginleşmeden davacının alacak talep etmesinin mümkün olmadığı,tasfiye tamamlanmadan açılan davanın erken açılan dava olması nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; sözleşmesinde belirtildiği üzere 5 yönetim kurulu üyesinden,üçünün … A.Ş,ikisinin … A.Ş tarafından atandığını,dava dışı şirketin pazarda payı olan markaları satın alarak TSE de tescil ettirdiğini,idari kadrosunun ,stratejilerin oluşturulduğunu, şirketin kuruluş planlaması ve finansal hedefleri arasında kuru kayısı üretiminin %40’ının satın alınmasının hedeflendiğini, … A.Ş.’nin 14.01.2016 tarihli Yönetim Kurulunda 30.04.2016 tarihine kadar 2500 ton kuru kayısı alınması ve bu alımdan sonra yol haritasının tekrar belirlenmesi kararı alındığını, … A.Ş’nin 21.02.2016 tarihli 7. toplantısının 7/1 karar numarasında … A.Ş’nin tasfiyesi konusunda karar alındığını, davacı şirket tarafından atanan yönetim kurulu üyelerinin bu karara şerh koyduğunu ve tasfiye işlemlerine başlanılmadığını,iş bu kararın sözleşmenin 13. maddesine aykırı olduğunu,hedeflere ulaşılması halinde karının milyonlarca lira olacağını,birlikte kurulan şirketin işlevsiz bırakılması nedeni ile davacı şirketin zarara uğradığını ve mahrum kaldığı kar bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir,
GEREKÇE: Dava, davacı ile davalının ortak olarak kurdukları … A.Ş nin şirket hakkında aldıkları tasfiye kararı ve şirketin faaliyetsiz bırakılması nedeni ile ortak olan davacının uğradığı zarar ve kar kaybının tahsilime ilişkindir. Davacı ile davalı arasında 10.11.2015 tarihli ortaklık sözleşmesi ve aynı tarihli … A.Ş nin esas sözleşmesi imzalanmış, davalı … in %55 davacı şirketin % 45 ortak olduğu,şirket sermayesinin 7.000.000-TL olduğu ve 30.11.2015 tarihli ticaret sicil gazetesinde şirket tescil ve ilan edilmiştir. Şirket esas sözleşmesinde yönetim kurulu üyesi 5 kişi olarak belirlenmiştir.14.01.2016 tarihinde şirket yönetim kurulu toplantısında şirket faaliyetleri konusunda karar alınmış, önerilerde bulunulmuş 21.02.2016 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında şirketin tasfiyesi için işlem yapılmasına karar verilmiş,davacı şirket tarafından atanan yönetim kurulu üyeleri bu karara itiraz edilmiştir.Dava dışı …’in 15.04.2016 tarihli genel kurul toplantısında 11 ve 12 nolu kararlarında şirketin tasfiyesinin görüşülmesi ve tasfiyeyi yürütecek tasfiye Kurulu üyelerinin görev ve yetkilerinin belirlenmesinin genel kurul gündemine alındığı, 17.05.2016 tarihli ticaret sicil gazetesine göre bu maddelerle ilgili görüş bildirildiği ancak gerekli oy nisabı sağlanamadığından oylama yapılmadığı belirlenmiştir. Davacı ortağı bulunduğu dava dışı … A.Ş deki zararının diğer şirket ortağı davalının eylemi nedeni ile davacı şirketin zarara uğrattığı iddiası ile açılmıştır.Davacı ile davalı şirketin ortaklığı ile kurulmuş olan … A.Ş nin tasfiye edilmesi için Yönetim Kurulunca karar alındığı ancak davacı şirket tarafından atanan yönetim kurulu üyelerinin muhalefeti nedeni ile tasfiye işlemlerine başlanamadığı, dava dışı … A.Ş nin halen hayatiyetini sürdürdüğü, bu şekli ile dava dışı şirket hakkında tasfiye sonuçlandırılıp ,kar ve zarar durumu belirlenmeden davacının işbu davanın açılmasının mümkün olmadığı henüz davacı yönünden muaccel bir alacaktan bahsedilemeyeceğinden ilk derece mahkemesince erken açılan davanın usulden reddine dair verilen karar hukuka uygundur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/05/2021