Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/523 E. 2021/378 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/523
KARAR NO : 2021/378
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2018
NUMARASI: 2016/926 Esas2018/1205 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; davacının uluslararası taşıma şirketi olduğunu, davalı şirketin Türkiye’den Viyana’ya göndermek istediği ürünlerin taşınması için, davalı şirketin önce davacıdan fiat aldığı ve sonrasında onay verdiğini, davalı şirketle yapılan yazışmaların dosyaya sunulduğunu, davalının talebi ile ürünlerin Şişli İstanbul’da 24.12.2014 tarihinde yüklendiği ve hasar ve sıkıntı olmadan istenilen yere teslim edildiğini, davalı şirkete hizmet için kesilen faturanın ödenmemesi üzerine İstanbul …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, davalının itirazının iptali takibin devamına % oranında icra inkar tazminatıyla mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ,satış … olduğundan taşıma ücretinin dava dışı şirket olan alıcı tarafından ödenmesi gerektiği, davacının davalıdan taşıma ücreti talep edemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili, TBK 26 maddesi gereğince, davalı ile aralarındaki elektronik ortamdaki yazışmalar sonucunda davalının ücret ödeyeceğini kabul ettiğini, mahkemece taşıma şeklinin gümrük çıkış beyannamesine göre … şeklinde yazılı olduğu şeklindeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, davacı şirketin fiili taşıyıcı olduğunu, taşıma hizmeti için ücret talep edebileceğini, davalının ana taşıyıcı davacının alt taşıyıcı olduğunu, davalının taşıma talep ettiği, taşımanın gerçekleştirildiği ve davalının da borcu kabul ettiği sabit olmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını kararın kaldırılmasına ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak için navlun faturasına dayalı başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı yabancı şirket ,adına TTK 102 maddesi gereğince … ve …Ltd.Şti’ne acentelik yetkisi verilmiştir.Taşıma işi ihtilafsız ifa edilmiştir.Davacı, acentesinin davalı ile yaptığı mail yazışmaları, dosyada mevcut 24.12.2014 tarihli davalı tarafından gönderilen yükleme talimatı, 18.12.2014 tarihli e-posta ile ödemenin yük tesliminden önce yapılacağı bildirilmiştir. Ayrıca ,taşımadan sonra gönderilen 18.02.2015 tarihli mailde de fatura ödemesinin 27.02.2015 tarihinde yapılacağı bildirilmiştir. Davacının acentesi ile davalı arasında bir taşıma sözleşmesi akdedildiği inkar edilmeyen elektronik posta yazışmalarından anlaşılmaktadır.Bu durumda davalı şirket yetkilisinin akdettiği taşıma sözleşmesi nedeniyle davacıya karşı navlun bedelini ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır.Davacı ile süreci devam ettiren … , icra takibine itiraz eden şirket yetkilisi olduğu anlaşılmaktadır. Davacının fiili alt taşıyıcı olarak davalıya taşıma hizmeti verdiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda dava dışı satıcı ile alıcı arasındaki gümrük beyannamesindeki FOB (navlun bedeli ödenmiş)ibaresi bulunmasının asıl taşıyıcı ile alıcı arasında bir ihtilaf olması halinde dikkate alınacağı, davacı tarafından talep edilen 1.560 Euro taşıma ücretini davacının akidi davalıdan talep edilebileceği dikkate alınarak davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Davacı vekilinin istinaf nedeni yerinde olduğundan kararın kaldırılmasına,ancak bu hata /eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden yeniden hüküm verilmesine, davanın kısmen kabulü ile davalının takip dosyasına yaptığı itirazın 1.560- Euro navlun bedeli için iptali ile takibin devamına,alacak navlun faturasından kaynaklandığından likit ve belirlenebilir olduğundan takip tarihi itibarı ile asıl alacağın TL karşılığının %20′ si oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine, temerrüt ihtarı bulunmadığından işlemiş faiz istemi ise yerinde görülmediğinden fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/926 Esas-2018/1205 Karar sayılı ve 04/12/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “İtirazın iptali isteminin kısmen kabulüne ; Davalının İstanbul ….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyada itirazının 1.560-euro asıl alacak bakımından iptaline,asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun’un 4.a maddesi uyarınca temerrüt faizi işletilerek takibin devamına, fazla istemin reddine, %20 oranında hesaplanan 946,88-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, “İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak ; “Alınması gereken 356,02-TL nispi karar ve ilam harcından peşin yatırılan 88,79-TL’nin mahsubu ile bakiye 267,23‬-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafça peşin ödenen 123,19-TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından yapılan 1.500-TL bilirkişi ücreti, 202,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.702,50-TL yargı giderinin, davanın kabulü oranında hesaplanan 1.557-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,”Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Davacı tarafından yapılan 59,63-TL istinaf yargı giderinden davanın kabulü oranında hesaplanan 54,50-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan giderin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/03/2021