Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/522 E. 2019/387 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/522
KARAR NO : 2019/387
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2018
NUMARASI : 2018/1407 D.İş 2018/1481 Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/03/2019
İlk derece mahkemesince verilen 19/11/2018 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik kararın ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Alacaklı vekili dilekçesinde; müvekkili bankanın 237.892,89-TL nakdi ve 12.800-TL gayri nakdi olmak üzere faiz ve masraflar hariç olmak üzere toplam 250.692,89 TL alacağının tahsilinin temini için genel kredi sözleşmesine, kredi kullandırım belgelerine, kat ihtarına v.s. bilgi ve belgelere dayanarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; hesabın kat edilmesini gerektirir düzeyde yoğun bir temerrüt halinin bulunmadığı, ihtiyati haciz talebinin İİK 257. ve 258. maddeleri kapsamında yaklaşık ispat ölçülerinde kanıtlanamadığı gerekçesiyle yerinde görülmeyen ihtiyati haciz talebinin İİK 257 ve müteakip maddeleri ile MK.nun 2. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İhtiyati haciz talep eden vekili; mahkemenin ret gerekçelerinin hiçbirinin İİK 257.maddesine uygun olmadığını, borçluların borçlarını vadesinde ödememeleri sonucu ihtarname gönderilerek hesabın kat edildiğini, yani borçluların temerrüde düşürüldüğünü ve alacağın muaccel hale geldiğini, İİK 257.maddesine göre alacaklının borçlunun mallarını ihtiyaten haczettirebileceğini,ihtiyati haciz verme koşullarının gerçekleştiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.İİK’nın 258/1. maddesinin 2. Cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Alacaklı banka tarafından davalı borçlu şirket ve müteselsil kefilleri tarafından imzalanan genel kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarına dayalı olarak asıl borçlu ve müteselsil kefilleri aleyhinde ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. Somut olayda alacaklı banka tarafından düzenlenen hesap kat ihtarının asıl borçlu şirketin sözleşmede bildirmiş olduğu adresine tebliğe çıkarıldığı, 22/10/2018 tarihine tebliğ edildiği dosya kapsamı ile sabittir. TBK nun 586/1. maddesi ise ” Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkca ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir ” şeklinde düzenlenmiştir.Buna göre alacaklı bankanın alacağı asıl borçlu ve müteselsil kefiller yönünden hesap kat ihtarı ile muaccel hale geldiğinden nakit alacaklar bakımından ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinin yasal bir dayanağı yoktur. Bununla birlikte, gayrinakdi alacak yönünden ihtiyati haciz talebine gelince; ihtiyati haciz bir icra işlemi değil özel geçici hukuki koruma müessesesi olup, ancak İİK 257.maddesindeki şartlar çerçevesinde sadece para alacakları için öngörüldüğünden, teminat alacağı niteliğindeki gayrinakdi alacakların (depo edilmesi) yönünden ihtiyati haciz kararı verilemez(Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27/12/2017 tarihli 2016/1 E., 2017/6 K. sayılı kararı). Dolayısıyla gerekçesi hatalı olsa da gayrinakdi alacak yönünden verilen kararda bu anlamda bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle, ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ; ihtiyati haciz isteminin reddine dair kararın kaldırılarak nakit alacaklar için ihtiyati haciz kararı verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/11/2018 Tarih 2018/1407 D.İş.-2018/1481 Karar sayılı kararının HMK 353(1)b-2 gereği nakdi alacak talebi yönünden KALDIRILMASINA;”237.892,89- TL nakdi alacak yönünden alacağın %15 ‘ine tekabül eden 35.683,93- TL teminat (nakit veya kesin-süresiz teminat mektubu) karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE, gayrinakdi alacak yönünden ihtiyati haciz isteminin REDDİNE, İİK’nın 261. maddesi uyarınca on gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış sayılmasına,”İhtiyati haciz isteyen alacaklı tarafça yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,İhtiyati haciz isteyen alacaklı tarafça karşılanan toplam 79,50-TL istinaf yargılama giderinin borçlulardan müteselsilen alınarak alacaklıya ödenmesine,İlk derece yargılamasına ilişkin olarak: “Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. uyarınca 606- TL vekalet ücretinin borçlulardan müteselsilen alınarak alacaklıya ödenmesine, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Teminatın tamamlanması, tamamlandığında kararın icra dairesine gönderilmesine dair işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle HMK 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 19/03/2019