Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/521 E. 2019/362 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/521
KARAR NO : 2019/362
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2018
NUMARASI : 2015/570 E.- 2018/101 K.
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/03/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilin Harbiye semtinde bir dairesini sattığını, parasını müteveffa annesinin ihtiyaçları için banka hesabında bulundurduğunu banka işlemleri için annesine vekaletname bıraktığını, annesinin ölümünden birkaç gün önce ilgili hesap bilgileri olduğu düşünülen defteri müvekkile verdiğini, fakat konuşma yetisini kaybetmiş olması sebebiyle ayrıntısını ifade edemediğini, müvekkilin Harbiye şubesine gittiğini, hesabın akıbetini sorduğunu, banka tarafından kaçamak cevaplar verildiğini, hesapla ilgili son işlem tarihi tarafça belirlenemediğinden paranın TMSF’ye devredilecek olması nedeniyle İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde delil istendiğini, ancak bu talebin mahkemece reddedildiğini, sözkonusu paranın hangi şubede ve kim adına olduğunun bilinmediğini, mütevefa annenin kolaylık olması sebebiyle parayı kendi adına bir hesaba aktarmış olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, hem müvekkil … ‘nun hem annesi …’nun adına ilgili şube nezdinde hesapların bilirkişi marifetiyle tespiti ve hesaplarda mevcut paranın müvekkile iadesi için davayı açtıklarını, bu nedenlerle … Bankası Harbiye şubesindeki … nolu hesabın müvekkil … ‘nun hem annesi …’nun adına olup olmadığının bilirkişi marifetiyle tespitini, hesaplarda mevcut paranın müvekkile iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının iddiaları doğrultusunda sadece Harbiye … şubelerinde değil tüm kayıtlarında annesi … adına kayıtlı olduğu iddia edilen … nolu hesabın araştırıldığını, fakat bu hesaba rastlanmadığını, TMSF’ye devredilen hesapların araştırıldığını, burada da …’na ait … nolu hesaba rastlanmadığını, müvekkil bankada Harbiye Şubesi nezdinde kayıtlı 14/03/2008 tarihinde açılmış olan 1001-455378 nolu … adına kayıtlı bir hesabın olduğunu, davacının davasını ispatla mükellef olduğunu, dava dilekçesinde ne bir hesap cüzdanı ne de başka bir somut bulunmadığını, bu nedenlerle davacının iddia ve taleplerini kabul etmediğini, somut delile dayanmayan işbu davanın reddini, Asliye ticaret mahkemelerinin görev alanına girmesi sebebiyle görev yönünden reddini, haksız ve hukuka aykırı açılan, somut delile dayanmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca bireysel mevduat hesabından kaynaklanan davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu, davacının ve dava dışı annesinin tüketici olduğu, davanın açıldığı tarih itibari ile tüketici davası vasfında olup tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle, HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine, talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; müvekkili bankanın tacir olması sebebiyle davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, Bankacılık Kanunu kapsamında açılan mevduat hesap ilişkisinden kaynaklandığı, dosyada bilirkişi incelemesi yapıldığını, incelenecek başkaca husus kalmadığını, dosya tamamlanmış olduğundan usul ekonomisi açısından da dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde karara bağlanması gerektiğini belirterek görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; banka mevduat hesabından kaynaklı tespit edilecek hesaptaki bedelin tahsili istemine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanının tüketici işlemleri ile sınırlandırıldığı, aynı yasanın 3/l maddesinde, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin tüketici işlemi olarak tanımlandığı görülmüştür.Somut olayda davacı/dava dışı annesi ile davalı arasında akdedilen bireysel bankacılık işlemlerine istinaden mevduat hesabının açıldığı, ancak banka kayıtlarında mevduat hesabının tespit edilememesi nedeniyle işbu miktarın bilirkişi marifetiyle tespiti ile iadesi istemi üzerine davanın açıldığı anlaşılmıştır.Dava tarihi(22.9.2014) itibariyle yürürlüğe girmiş olan ( 28/05/2014 ) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca bireysel mevduat hesabından kaynaklanan davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında, huzurdaki davada davacının ve dava dışı annesinin tüketici olduğu, anılı yasal düzenlemeler gereğince davanın, açıldığı tarih itibari ile tüketici davası vasfında olup tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği anlaşılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine ,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/03/2019